Hollanda'da ırkçılık ve ayrımcılık


  • Kayıt: 08.07.2016 17:08:00 Güncelleme: 08.07.2016 17:10:00

Genelde Hollanda’nın hoşgörülü bir ülke olduğu ve çok az veya hiç ayrımcılık, ırkçılık ya da dışlanmanın görülmediği ileri sürülür. Aksine, durum çok farklıdır. İfade özgürlüğü büyük bir kazanımdır. Sınırsız hakaret, farklı bir düşünceyle karşılaşıldığında ölümle tehdit etme, agresifliği sonuna kadar ifade etme veya asılsız suçlamalarda bulunma da bir çoklarınca ifade özgürlüğüne dahildir. Ayrımcılık, dışlama ve ırkçılığın aktif ifadesinin hiçbir zaman kabul edilemeyeceğinin, söz konusu “düşünce özgürlüğüne” önemli bir kazanımdan çok bir engel gibi görünüyor. Burada bir çelişki yatıyor.Irkçılığa ve Hoşgörüsüzlüğe Karşı Avrupa Komisyonu (ECRI), ırkçılık ve ayrımcılıkla mücadele konusunda Hollanda’ya bunun nedenleri,  bilgilendirme ve bu konuda bilinçlendirme üzerinde odaklanmayı öneriyor. Yalnızca hukuki tedbirlerin gerçekleştirilmesi veya ırkçı olayların kayıt altına alınmasını yeterli bulmuyor. 

Özellikle günümüzde her türlü ırkçılık ve ayrımcılığa karşı tek yumruk olup meydanın ırkçılık, ayrımcılık, islamofobi, antisemitizm, cinsiyetçilik, homofobi veya her türlü dışlanma ve ayrımcılığa bırakılmadığı adil, kapsayıcı ve açık bir toplum için siyaset de dahil olmak üzere tüm vatandaşlar ve tüm kurumlar ile birlikte çalışmak önem arz ediyor.Konuyla alakalı HTIB'in çalışmasını yayınlıyoruz.

 İslamofobi


‘İslam’ ve Müslümanlar hakkındaki olumsuz imaj son yıllarda artış göstermiştir. Amaçlarını meşrulaştırmak için İslam’ı suistimal eden aşırı gruplar hakkındaki haberler, medyaya giderek daha çok hakim oluyor. Giderek daha çok Hollandalı islamı laik, demokratik hukuk devletine karşı bir tehdit olarak algılıyor. İslamofobi, henüz Hollanda’da ayrı bir ayrımcılık nedeni olarak kabul edilmiyor. Müslümanlara karşı ayrımcılık bazı Ayrımcılıkla Mücadele Derneklerince (ADV) ayrımcılık olarak kaydedilmiyor. İslamofobiye ilişkin Avrupa Birliği rakamları, bildirimde bulunan mağdurların %75’inden fazlasının (modern, başörtülü) kadınlardan ve faillerin %75’inden fazlasının beyaz erkeklerden oluştuğunu gösteriyor. 

Siyah Tenli İnsanlara Karşı Irkçılık


Birleşmiş Milletler, 2015 – 2024 yıllarını, Afrika kökenli insanların küresel çapta strüktürel olarak geri bırakılmalarına karşı ‘Afrika Kökenli İnsanların On Yılı’ olarak ilan etti. Hollanda'da, ADV’ye en çok ‘ırk’ gerekçeli ayrımcılık bildirimlerinde bulunuluyor. (Aziz Nikola’nın kölesi) Siyah Peter, yıllardır siyah tenli insanların ırksal ve ırkçı stereotiplenmesinin bir sembolü haline gelmiştir. Siyah Peter, Hollanda toplumunun bir bölümü için rencide edici bir stereotiplemedir.


Ancak, siyah tenli insanlara karşı ırkçılık yalnızca Siyah Peter’in varlığıyla sınırlı değildir. Futbol maçlarında dile getirilen maymun sesleri, ‘Kendi ülkenize geri dönün’ tezahüratları, boynuna kement geçirilmiş siyahi bir futbolcu mankeni, (Kraliyet Ailesine ait) Altın Fayton üzerindeki köle resimlerine tepkiler konusundaki anlayış eksikliği, Hollanda toplumunun söz konusu konularda az gelişmiş bir bilince sahip olduğunu gösteriyor. Ayrıca, etnik profilleme ve damgalamada da artış gözlemleniyor. Hollanda’da yaşayan siyah insanlar arasındaki yoksulluk ve işsizlik daha yaygın ve kamu görevlerine nispeten daha az siyahi görevli getirilmektedir. Buna rağmen ırkçılık olarak kabul edilmiyor. 

Antisemitizm


ADV’lerin yıllık raporlarından antisemitizmin yapısal olduğu anlaşılıyor. İsrail Bilgi ve Kayıt Merkezi’nin (CIDI) Antisemitik Vakalar Monitörü, 2015 yılında okul ve spor etkinliklerinde antisemitizm tezahüratlarında bir artış kaydetmiştir. Merkeze yapılan bildirimlere göre Ortadoğu’da yaşanan çatışmalar sonrası yurt dışındaki Yahudi halkı ve mülküne yönelik saldırılar veya antisemitizm bağlantılı terör saldırılarında dikkat çekici bir artış görülüyor.Antisemitizmin tanımını yapmak kolay değildir. Bazı tanımlar, İsrail devletine yönelik eleştirileri de içeriyor. Bu konuda görüş ayrılığı söz konusudur. Ancak Mayıs 2016 yılında bir maç sonrası PSV taraftarları tarafından atılan antisemitik sloganlar ve Leiden kentinde düzenlenen kurtuluş savaşı şehitlerini anma töreni sırasında çok kışkırtıcı bir metinle çelenk bırakma fırsatı bulan Neo-Naziler tartışma dışıdır. 

Mülteciler ve mülteci nefreti


Hollanda, halen hakim yabancı düşmanlığından dolayı mülteciler için ideal bir ortam sunmuyor. Mülteci kamplarına yönelik şiddet içerikli protestolar, mülteci ailelerin yaşadığı evlerin  duvarlarına yazılan sloganlar ve insanların sokak ortasında tehdit edilmeleri bu kanıyı doğruluyor.Hükümet ve siyasi partiler, “Mülteciler kamu hizmetlerimizi sekteye uğratıyor.”, “Mülteciler bizim sağlık hizmetlerimizden yararlanmak için buraya geliyorlar.” veya “Diren.” gibi ifadelerle olumsuz bir atmosferin oluşmasına katkı sağlıyorlar. Köln’deki yeni yıl kutlamaları sırasında gelişen olaylar sonrasında olduğu gibi, olumsuz ve kutuplaştırıcı haberlerle medya da buna katkı sunuyor. 

Bir çok Hollandalı mültecilere yardımda bulunuyor ancak sürekli “mülteci sorununa” yapılan vurgudan dolayı olumlu olaylar yeterince ön plana görmüyor. Kullanılan terminoloji, bireysel öyküleri kişiliksizleştiriyor.Çocuk Ombudsmanı defalarca, çocukların göç sırasındaki savunmasız konumuna dikkatleri çekmiştir. Yasaların katı bir şekilde uygulanması uğruna çocukların sınır dışı edilmeleri Evrensel Çocuk Haklarının her defasında yeniden güçlü bir şekilde gündeme getirilmesine neden oluyor. 

LGBT’e Karşı Ayrımcılık


Emniyet teşkilatı kayıtlarına göre, LGBT’e karşı ayrımcılık vakaları 2009 – 2014 yılları arası 428’den 1403’e yükselmiştir. 2015 yılından bu yana LGBT’nin güvenliği polis ve Adalet Bakanlığınca öncelikli sayılsa da Hollanda Eşcinsel Entegrasyonu Derneğinin (COC) verdiği bilgilere göre bu konuda henüz yeterli sayıda somut adımlar atılmadı.  


Mülteciler arasındaki LGBT’e yönelik bilgi eksikliği vardır. Göçmenlere Yardım Merkezi (COA), mülteci kamplarında LGBT’e yönelik dışlanma ve tehditler konusunda göçmenleri yeteri derecede destekleyememiştir. 

Engellilere Karşı Ayrımcılık


Hollanda hükümeti, 2007 yılında engellilerin haklarını düzenleyen BM sözleşmesini imzalamıştır. Bu antlaşma, engelli kişilere eşit haklar getiriyor. Buna rağmen engelli insanların kendi güçleriyle kamusal yaşama katılmalarının hâlâ zor olduğu görülüyor. Örneğin, toplu taşıma araçları, internet siteleri ve binalar engelliler için genellikle erişilemez durumdadır. 

Cinsiyet Ayrımı


Hollanda’da erkek ve kadınlar arasındaki eşitsizlik bazı alanlarda hâlâ bir gerçektir. Sosyopolitik eşitsizlik dışında cinsel şiddet resmi olarak tanınmamış bir sorundur. 2014 yılında Avrupa Birliği tarafindan gerçekleştirilen bir araştırmaya göre Hollandalı kadınların % 44’ü cinsel tacizle karşılaşıyor. Avrupa Birliği ortalaması, %33’tür.


Raporda, suç bildiriminde bulunmadan önce Hollanda polisinin cinsel suçlarda iki hafta “düşünme süresi” tanıması eleştirilmiştir.Çağdaş Hollanda feminizmi bünyesinde Müslüman ve siyahi kadınlar için daha kapsayıcı alan yaratılmalıdır. 

Eğitimde Ayrımcılık


Eğitim, ırkçılık ve ayrımcılıkla mücadelede önemli bir rol oynar. İyi ve çeşitli eğitim, velilerin etnisite ve eğitimlerine bakılmaksızın her çocuğa fırsat eşitliği sunmalıdır. Eğitim Müfettişliği tarafindan hazırlanan bir raporda, etnik azınlıklara mensup bir çok ilk okul öğrencisinin ilk okuldan sonra düşük seviyeli orta okullara, yüksek eğitimli velilerin çocuklarının ise yüksek seviyeli orta okullara gönderildikleri, ayni zeka seviyesine sahip düşük eğitimli ailelerin çocuklarına göre daha iyi okullarda eğitim aldıkları ve daha yüksek diplomalara sahip oldukları tespit edilmiştir (sırasıyla 2007 ve 2016). Orta Dereceli Meslek Okulları’nda (MBO) staj yeri bulma konusunda ayrımcılık söz konusudur. Özellikle başörtü takan öğrenciler, Fas kökenli erkek öğrenciler ve ailelerine bakmakla yükümlü öğrenciler ayrımcılığa maruz kalıyorlar. 

İstihdamda Ayrımcılık


Beyaz tene veya Hollandaca soyadına sahip olmayan gençler daha düşük seviyeli orta okullara yönlendiriliyorlar, iyi niteliklerine rağmen staj yeri bulma şansları az, iş bulma imkânları ise sınırlıdır. Hollanda’da hiç kimse kökeni ve etnisitesinden dolayı ek mücadele vermek zorunda bırakılmamalıdır. 

Etnik Profilleme Ve Gösteri Hakkı


“Etnik profilleme” bir ayrımcılık biçimidir ve bu nedenle de bir insan hakları ihlalidir. Etnik profilleme, etnik azınlıkların olumsuz algılanmasına katkıda bulunuyor ve vatandaşlar arasında güvensizlik duygusu yaratıyor. Hollanda polisinin meşruiyetine zarar veriyor. Buna ek olarak, Hollandalı kökenli olmayan insanlar genellikle daha yüksek cezalar alıyorlar ve daha sık azarlanıyorlar. Dahası, Hollanda’da ırksal önyargı ile alakalı polis şiddeti vakaları rapor edilmiştir. Gösteriler sırasında ortaya çıkan olaylar, kamu otoriteleri tarafından kapsamlı bilgilendirme ile önlenebilir. Gösteri yapan vatandaşların hak ve yükümlülüklerini içeren bilgilerde belirsizlik vardır. 

Sonuç


Ayrımcılığın nedeni genellikle kalıplaşmış düşüncelerde ve herkesin sahip olduğunu önyargılarda yatıyor. Bu gerçeğin kabul edilmesi, stereotiplerin günlük yaşamlarımıza olumsuz etki yapmaması için bir ilk adım ve ön koşuldur.Liderler, çeşitliliğin güç ve ilham kaynağı olarak görüldüğü kucaklayıcı bir toplumu destekleyebilirler. Bunu yapabilmek için ayrımcılık ve ırkçılığa karşı tavır almaları gerekiyor. Bunu yaparken deneyim ve bilgiye sahip ilgili toplum ve çıkar gruplarından yararlanabilirler. 

Çok kültürlü Hollanda toplumu, 2016 yılı itibariyle artık bir gerçektir. Bu toplum, tüm katılımcılarının çabalarıyla yönlendirilen sürekli bir değişime tâbidir.Hollanda, güzelleşmeye, ilham vermeye ve merak uyandırmayı sürdüren renkli bir toplumdur. Farklılıklar bazen birbiriyle çarpışsa da, toplumu daha çok heyecan verici ve yenilikçi hale getiriyor. Öyleyse, farklılıklarımızı kutlayalım.