DEAŞ’a katılımının az olmasından dolayı mutluyum


  • Kayıt: 28.01.2017 23:28:00 Güncelleme: 20.12.2020 13:01:22

Türk gençlerinin DEAŞ’a katılımının az olmasından dolayı mutluyum

İşçi Partisinin (PvdA) lideri seçilen Başbakan Yardımcısı ve Sosyal İşler ve İstihdam Bakanı Lodewijk Asscher, Hollanda’da Türk medyası içinde ilk defa Platform ile görüştü. 2017 yılında 15 Mart’ta gerçekleşecek seçimleri, Hollanda Türklerini konuştuk. 

 

Önümüzdeki seçimlerde seçmen, (PvdA) İşçi Partisine neden oy vermeli?

Çünkü biz parti olarak seçmenin geleceği için çalışmak istiyoruz ve ele almak istediğimiz bazı konular var; işgücü piyasasında iş arayanlara eşit muamele uygulanması ve bunun dışında Hollandanın daha adil bir ülke olması için uğraşmak istiyoruz. Bir de ele almak istediğimiz ve güçlendirmek istediğimiz diğer önemli bir konu ise eğitim sistemi. Bu ve buna benzer konular İşçi Partisinin önem verdiği konular ve seçmeninde buna önem verdiğini düşünüyorum.

 

Seçim sonuçları doğrultusunda (PVV) Özgürlük Partisiyle koalisyon kurmak ister misiniz?

Hayır, kesinlikle hayır! Prensiplerimize aykırı. Özgürlük Partisi lideri Geert Wilders vatandaşa karşı olumsuz bir tutum sergiliyor. İnsanları dini, dili, ırkı veya isminden dolayı ötekileştiren biriyle çalışmamız mümkün değil. Politikada bir şekilde ortak nokta bulunup beraber çalışabilinir fakat bu tür söylemleri olan bir partiyle çalışmamız mümkün değil. 

 

DENK Partisi meclis içinde Türk veya Fas kökenli 

mevkidaşlarına karşı olumsuz söylemlerde bulunuyorlar 

 

DENK Partisiyle koalisyon kurmanız gerektiğinde tepkiniz ne olur? 

DENK Partisinin uyguladığı etnik politikaya bağlı. Siyasi partilerin ülke için uygulamak istedikleri önem teşkil ediyor. Fakat DENK Partisi meclis içinde Türk veya Fas kökenli mevkidaşlarına karşı olumsuz söylemlerde bulunuyorlar ve ben bunu doğru bulmuyorum. Sonuç olarak koalisyon kurmamız biraz da onların tutumlarına bağlı olacak.  

 

Dünyada sağ partilerin yükseldiğini gözlemliyoruz. Sol bir partinin lideri olarak bu konuyla ilgili neler söylemek istersiniz?

Sağcı partilerin yükselişini tehlikeli buluyorum. Seçmenide bu konuda uyarmak istiyorum. Sağ partilere oy vermek isteyen seçmenin gelecekte yaşayacağı zorlukları göz önünde bulundurarak bu tür partilere oy vermeden önce bir kez daha düşünmelerini öneriyorum.  Bu tür sağ partilerin yükselişinin önüne geçilebilmesi için daha sağlam, güçlü bir solun olması gerekiyor. 

 

Hollandayı ele almamız gerekirse; vatandaşın ekonomi konularında sağcı bir parti olan (VVD) Liberal Parti ve vatandaşları gruplara ayırıp, ötekileştiren ve kargaşaya sebep olan (PVV) Özgürlük Partisi arasında seçim yapmak zorunda bırakmamak gerekiyor. Bu sebepten dolayı İşçi Partisi lideri olarak seçmene insanların eşit muamele gördüğü, çocuklarımızın daha iyi bir eğitim alacağı bir parti sunmak istiyorum. 

 

Müslümanlara yapılan ayrımcılık endişe verici

 

Istatistiklere göre Müslüman vatandaşlara karşı ayrımcılık yüzde 35 artmış durumda. Bu durumdan endişe duyuyor musunuz?

Bu durum kesinlikle endişe verici. Bu konunun bu şekilde gelişmesinde siyasi partilerinde rolü var. Hollanda’daki bazı siyasi figürlerin söylemlerinden ötürü bazı vatandaşların tutumlarıda maalesef aynı yönde olabiliyor. 

 

Eğer işveren işe alacağı eleman konusunda gençler arasında ismi veya dininden ötürü bir ayrımcılık yaparsa bu gelecekte ülkenin daha fazla bölünmesine ve ülkede kargaşaya yol açar. Bunu çözmemiz için biz politikacıların yapması gereken bu konuyu engellemek için yasalar çıkartmak. Bunun  dışında iş piyasasında veya herhangi bir alanda ayrımcılık yaşayan vatandaşımız varsa bu durum hakkında beyanda bulunmasını tavsiye ediyorum. Eğer yapılan ters uygulamalar bir şekilde gün yüzüne çıkabilirse biz de bu yönde yasalar uygulayıp, değişiklikler yapabiliriz. Bunun dışında önemli olan diğer bir konu ise birbirimizi dinlemeliyiz, dış görünüşe bakıp yargılamamalıyız. Vatandaşın medyada gördüğü vaziyete aldanıp insanlara ters tutum içerisine girmemesi gerekiyor. Medya mensuplarına da bu konuda büyük bir görev düşüyor. 

 

Ayrımcılığın medyadan kaynaklandığını mı düşünüyorsunuz?

Medyanın da bu durumdan ötürü üstlenmesi gereken bir sorumluluğu var ama bunun dışında Hollanda’nın içinde bulunduğu durumda buna elverişli. Ben insanları daha çok diyaloğa çağırıyorum. Böyle olumlu bir tutum içine girdikleri takdirde ülkenin refahı için daha iyi olacağına inanıyorum. 

 

Eğer kendini farklı bir köşeye çekip siyaset yapmak istersen olumlu olarak  göremem

 

DENK Partisi gibi bir siyasi partinin oluşumunu yabancıların Hollanda’ya uyumu ile alakalı olumlu bir gelişme olarak görüyor musunuz?

Ben yabancı kökenli gençler arasında çok olumlu gelişmeler görüyorum. Siyasi bir ortamda varolan partilerle beraber uzlaşıp çalışıldığı zaman olumlu görebilirim ama eğer kendini farklı bir köşeye çekip siyaset yapmak istersen olumlu olarak  göremem. Hollanda meclisinde farklı kökenlerden bakanların bulunması meclisi sadece güçlendirir ama bu tavırla olmaz.  

 

Hollanda’da yaşayan Türk asıllı vatandaşların Hollanda’dan ziyade Türkiye’ye sadık olduğu söyleniyor. İnsanlar birden fazla konuya sadık olamazlar mı?

Benim gözlemlediğim Türk asıllı Hollanda vatandaşlarının Hollanda ve Türkiye’ye eşit ölçüde sadık olmaları. Bence burada önemli olan kişinin geleceğini nerede gördüğünü belirlemesi gerekiyor. Elbette Türk veya Fas kökenli veya farklı bir ırktan bir vatandaşımızın anavatanıyla bağlantılarının olması kadar normal birşey olamaz.  

 

Başbakan Mark Rutte’nin Defol git Türkiye’ye sözünü doğru bulmuyorum.Ben olsam bunu yaptığın için utan derdim.

 

Başbakan Mark Rutte, darbe girişimini protesto eden Türklerin Hollanda televizyonuna ‘defol’ diye bağırmasına, ‘Sen defol git Türkiye’ye’ diyerek tepkisini gösterdi. Bununla ilgili neler söylemek istersiniz? 

Ben böyle bir durumda bu şekilde sert bir tutum sergilemez farklı şekilde ifade ederdim. Benim orada yanlış bulduğum bazı gençlerin işini yapmak isteyen gazetecilere olan tutumları. Fakat yine de ‘defol git’ demez ‘bunu yaptığın için utan’ derdim. İnsanların haklarını yok edecek șekilde eğitildiysen kendinden utan derdim.  Burada ailelerin çocuklarına verdiği eğitimde büyük bir rol oynuyor. Gençler bizim geleceğimiz ve biz geleceğimizi inşa ederken onlara başkalarının haklarına saygı göstermelerinide öğretmeliyiz. Bu olayda gazetecinin işini yapmasını engellemek özgürlük haklarını kısıtlamak anlamına geliyor ve bu bence çok yanlış. 

 

Türkiye’de yaşanan darbe girişimiyle ilgili neler söylemek istersiniz? 

Darbe girişiminin Türkiye’de ve burada yașayan Türk asıllı vatandaşları olumsuz etkilemesini anlayabiliyorum. Fakat benim anlamadığım konu işlerin çığrından çıkıp okuldaki çocukların emniyeti için okuldan alınmasına kadar gelmesi. Hollanda dışında yaşanan olayları burada ikamet eden vatandaşların emniyetini zorlayacak duruma getirmememiz gerekiyor. 

 

Peki siz burada yaşanan  olaylardan sonra sükuneti sağlamak anlamında ne gibi adımlarda bulundunuz? 

Türkiye’de aynı masaya oturmayacak birçok farklı grubu davet ettim. Bunlar arasında Hizmet Cemaati, Milli Görüş, Diyanet, HTIB, Süleymancılar, Kürt ve Ermeni vatandaşlarda vardı. Benim onlara mesajım bu ülkede farklı düşüncelere sahip insanların bir arada yaşama hakkının olduğuydu. Elbette insanlar aralarında müzakereler edebilir ama bunu yaparken belli bir çerçevede yapmak gerekiyor. Eğer olaylar çığrından çıkıp, okuldaki çocukların emniyeti için onları eğitimden mahrum etmeye kadar geldiyse burada bizim buna dur dememiz gerekiyor. 

 

Türk genclerinin DEAŞ’a katılımının az olmasından dolayı mutluyum

 

 

Hollanda’da yaşayan Türk kökenli gençler arasında DEAŞ’e katılanların sayısının çok düşük olduğu saptandı. Bununla ilgili neler söylemek istersiniz?

Ben bu sayının az olmasından ötürü memnunum. Çünkü bu gençler bizim ve biz bu gençleri iyi bir birey olarak topluma kazandırmak istiyoruz. Bazı gençlerin bu tür tuzaklara düşmeleri beni endişelendiriyor. Çünkü DEAŞ’e katılmak demek ölmediğin takdirde vahşet işleyeceğin anlamına geliyor. Bu yüzden ben Türk gençleri arasında bu sayının az olmasından ötürü çok mutluyum. Ama yine de biz politikacıların bu konuyla ilgili önlemler alması gerekiyor. Çünkü aynı şekilde Hollandalı gençler arasında da radikalleşen ve bu toplumdan uzaklaşan gençler var ve biz geleceğimiz için bu gençlere çözüm bulmalıyız.

Röportaj: Banu Çelik