Devrimden darbeye

Devrimden darbeye


  • Kayıt: 17.04.2014 06:56:00 Güncelleme: 17.04.2014 06:56:00

Arap Baharı sırasında Mısır’da zaman hızlı aktı. Ülke 3 yıla bir devrim bir de darbe sığdırdı. Enver Sedat suikastının ardından iktidara gelen Hüsnü Mübarek, 30 yılın ardından devrimle gitti. Mübarek’ten sonra, Mısır’ın ilk seçilmiş cumhurbaşkanı olan Muhammed Mursi ise darbeyle koltuğundan indirildi.
Mısır’ın yakın tarihini şekillendiren başrol oyuncusu ordu. Mısır bugün Arap dünyasının ağabeyi kabul ediliyorsa bunda kadim tarihiyle birlikte güçlü ordusunun payı var.

 

Ülkeye yön veren bir diğer aktör yargı. Mursi’ye yönelik darbeye giden süreçte yargının tavrı belirleyici oldu. Mursi’nin 22 Kasım 2012’de kararlarının yargı denetimi dışında tutulmasını öngören bir kararname çıkartması darbe yolundaki dönüm noktalarından biriydi.
Mısır’da İslamcı hareketler de son derece güçlü. Müslüman Kardeşler Mısır’ın en örgütlü oluşumu. Demokrasiye geçişte kendi adayları olan Mursi’yi ordu destekli Ahmed Şefik’in önünde cumhurbaşkanı yapmayı başardılar. Selefi Nur partisi önderliğindeki İslami Blok da 2011’deki parlamento seçimlerinden ikinci sırada ayrıldı.
Tarihi boyunca tek adam yönetimiyle ezilen Mısır halkı Arap Baharı’ndan sonra da demokrasiye ulaşabilmiş değil. Ordu destekli geçici hükümet ilk demokratik seçimlerin galibi Müslüman Kardeşler’i “terör örgütü” ilan etti. Liberaller seslerini duyuramamaktan yakınıyor. Devrimi başlatan gruplar devrimlerinin İslamcı hareketler tarafından çalındığını savunuyor. Hristiyan Kıptiler ise şiddete maruz kalmaktan şikayetçi. Mısır’da belki de şu an hayatından memnun tek bir kişi var: Sisi.

 

 

Savunma Bakanı Abdülfettah el Sisi ve ordu
Abdülfettah el Sisi bugün Mısır’da ordunun ve askeri vesayetin vücut bulmuş hali. 3 Temmuz 2013’teki darbenin ardından ülkenin en güçlü ismi konumunda. Rüyasında bir gün cumhurbaşkanı olacağını gördüğünü söyleyen Sisi’nin mevcut sıfatı Savunma Bakanı. Ama siyaseti o yönlendiriyor.
Kendisini “halk iradesinin koruyucusu” olarak tanımlayan Abdülfettah el Sisi, günlük dille yaptığı duygusal konuşmalarla azımsanmayacak büyüklükte bir kitlenin takdirini kazanıyor. Sisi halkın önemli bir bölümünü darbenin bir seçim değil zorunluluk olduğu konusunda ikna etmeyi başarmış durumda.
Mursi’nin bizzat atadığı Sisi göreve geldiğinde devrik liderle ordu arasında yeni bir ittifak başladığı yorumları yapılmıştı. Dindar yapısıyla bilinen Sisi bazı kesimler tarafından Müslüman Kardeşler’e fazla yakın olmakla eleştirilmişti.
Ama ordudaki subayların çoğu gibi o da aynı zamanda milliyetçi Cemal Abdül Nasır hayranı.

 

 

Müslüman Kardeşler (İhvan)
Müslüman Kardeşler tarafından “firavun” olmakla suçlanan Sisi, ABD ordusuyla yakın ilişkilere sahip. Mısır’ı Mısır yapan da aslında bu ikili ilişkiler. Mursi’ye kadar ülkeyi yöneten her lider asker kökenliydi. Efsanevi lider Nasır’dan sonra Enver Sedat ile birlikte batıya yaklaşan Mısır, İsrail ile barış anlaşması imzaladı. Washington’ın bölgedeki bir numaralı müttefiki oldu. ABD ülkeye her yıl düzenli askeri yardım sağlıyor. Mısır ile ilişkiler Washington açısından bakıldığında İsrail’in güvenliği adına kritik öneme sahip. ABD ve İsrail için askerin gücü bu yüzden vazgeçilmez.
Arap dünyasının en etkili İslamcı hareketi olan Müslüman Kardeşler, Mısır doğumlu. 1928’de İslam alimi ve öğretmen olan Hasan el Benna tarafından kuruldu.
Hareketin ideolojisi İslami temellere dayalı bir sosyal adalet sistemi, sömürge düzenine muhalefet ve Halifeliğin yeniden hayata geçirilmesi üzerine kurulu.
Mısır’da bir halk hareketi olarak hızla güçlenen Müslüman Kardeşler (İhvan-ül Müslümin) 1938’de 200 bin, 10 yıl sonra 500 bin üyeye ulaştı.

 

Aktif siyasetten uzak durma niyetiyle yola çıkan hareket siyasete dahil olduğu zamanlarda başka partilerle ittifak kurmaktan kaçındı. Benna’nın 1949’da hükümet güçleri tarafından öldürülmesinden sonra Seyyid Kutb ön plana çıktı. Şeriat isteyen Kutb ile birlikte İhvan devlet baskısını çok daha güçlü şekilde hissetmeye başladı.
Seyyid Kutb 1956’da idam edildikten sonra Müslüman Kardeşler büyük oranda yeraltına çekildi. Ama bu daha da güçlenmesini engellemedi.
1970’lerde Enver Sedat döneminde yeniden görünür hale gelen hareket ilk kez 1984’te parlamentoya girdi.
2005’te de bağımsız milletvekilleriyle 88 sandalye kazandı.
Arap Baharı ile birlikte ayağa kalkan Müslüman Kardeşler devrimden sonra yapılan parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinden galip ayrıldı 

 

 


Muhammed Mursi
Darbeyle görevden uzaklaştırılan Mursi Mısır’ın ilk sivil ve İslamcı lideriydi. Koltuğunda sadece bir yıl oturabildi.
Liderliği sırasında Müslüman Kardeşler’den olmayanlara ayrımcılık yapmakla eleştirildi. Yargıyla gerginliğe yol açan kararlara imza attı. Yargı denetimi muafiyeti öngören bir kararname çıkarınca tek adamlığa soyunmakla suçlandı.
Darbeden sonra ordu Mursi’yi iki ay boyunca gizli bir yerde tuttu. 4 Kasım 2013’te Müslüman Kardeşler’den 14 isimle birlikte mahkemeye çıktı.
Mursi’ye yönelik suçlamalar Aralık 2012’de düzenlenen gösteriler sırasında öldürülen 7 kişiyle ilgili. Mursi şimdi cezaevinde. Müslüman Kardeşler ise artık geçici hükümetin “terör örgütü” ilan ettiği bir hareket.

 

 

Muhammed Bedii
Müslüman Kardeşler’in lideri. 1965’te Seyyid Kutb ile birlikte tutuklandı, 15 yıl hapse mahkum edildi. 9 yıl cezaevinde kaldıktan sonra çıktı. Muhammed Mehdi Akif’ten sonra 2010 yılında hareketin lideri oldu. Şu an Mursi ile birlikte cezaevinde.
Hakimler Kulübü
Muhammed Mursi cumhurbaşkanı kararlarının hiçbir merci tarafından iptal edilemeyeceğini öngören kararnamayi çıkarttığında karşısında önce Hakimler Kulübü’nü buldu. Kendisini, ülkedeki hakim ve savcıların temsilcisi olarak gören kurum, kararnameyi yargıya yapılmış “benzersiz bir saldırı” olarak niteledi.
1939’da kurulan kulüp 9 binden fazla üyeye sahip. Bu ülkedeki hakim ve savcıların yüzde 90’ı demek. Kulüp gücünü bu temsil oranından alıyor.
Hakimler Kulübü ile Mursi’nin arası neredeyse hiçbir zaman iyi olmadı. Kurum Mursi’nin çıkarttığı kararnamenin ardından başlayan gösteriler sırasında aktif rol oynadı. Ülkede genel grev çağrısı yaptı. Mursi’nin yeni anayasa için referandum çağrısını da boykot etti. 

 

Selefiler ve Nur Partisi
Selefiler Mısır’daki İslamcı hareketler arasında Müslüman Kardeşler’den sonra en güçlü örgütlenmeye sahip. Devrim her ne kadar Müslüman Kardeşler’i iktidara taşısa da bu süreçte en çok güçlenen grup Selefiler oldu.
Selefilerin Mısır’da ilk resmi siyasi partisi Nur. Parti İmad Abdülgafur liderliğinde, 2011 parlamento seçimlerinde ikinci sırada yer aldı.
Ülkede katı şeriat kuralları isteyen Selefiler cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra Müslüman Kardeşler’i destekledi. Hatta Nur Partisi’nden ayrılıp İhvan’ın siyasi kolu olan Hürriyet ve Adalet Partisi’ne geçen çok sayıda isim oldu. Ancak daha sonra grup İhvan’ı güç tekelleşmesine gitmekle suçladı. Darbede de Sisi’ye destek verdi.

 

Ulusal Kurtuluş Cephesi
Mursi’nin 22 Kasım 2012’de çıkardığı kararname sonrasında başlayan gösterilere destek amacıyla kurulan Ulusal Kurtuluş Cephesi 35’ten fazla gruptan oluşuyor. Liderliğini eski Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa yapıyor.
Ulusal Kurtuluş Cephesi’nin sacayağı laiklik. Laik sağ gruplardan aşırı sol gruplara kadar geniş bir yelpazeye sahip.
Darbeden sonra cumhurbaşkanı yardımcılığına getirilen ve sonra istifa eden Nobel Barış Ödülü sahibi Muhammed el Baradey de bu cephede yer alıyor.
Halk Hareketi lideri Hamdin Sabbahi de oluşumun önde gelen isimlerinden biri. Sabbahi cumhurbaşkanlığı seçimlerine de katılmış ve Mursi ile Ahmed Şefik’in ardından yarışı üçüncü sırada tamamlamıştı.

 

Temerrüd
Ayaklanma, isyan ya da direniş anlamına gelen Temerrüd Mursi’ye karşı başlayan protestoların arkasındaki oluşum. Temerrüd Mursi’nin istifası için 22 milyon imza topladığını iddia etti. Müslüman Kardeşler’e göreyse topladıkları imza sayısı sadece 170 bindi.
Temerrüd, gösteriler sırasında “ordu, polis ve yargı dahil tüm devlet kurumlarını açık şekilde halk iradesinin yanında” olmaya çağırdı. 

 

Ezher Şeyhi
El Ezher, Sünni İslam’ın en saygın mercilerinden biri. Ezher Şeyhi, Sünniliğin en yüksek otoritelerinden biri kabul ediliyor. Mübarek’in atadığı Ahmed Tayyip 2010’dan bu yana hem El Ezher imamı hem de El Ezher Üniversitesi’nin rektörü konumunda.
Tayyip Müslüman Kardeşler’in sempatiyle baktığı biri değil. Devrimden sonra Mübarek rejiminin kalıntılarından biri olmakla suçlandı.
Ahmed Tayyip darbeye giden süreçte de Mursi’nin görevden alınması gerektiğini savundu.

 

Kıptiler
Mısır’ın Hristiyan azınlığı olan Kıptiler ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 10’unu oluşturuyor. Yüzyıllar boyu Sünni Müslümanlar ile yan yana yaşayan grup son yıllarda sık sık saldırıların hedefi olmaya başladı.
Mursi’yi deviren darbenin ardından kiliselere ve Hristiyanlara ait mekanlara saldırılar düzenlendi.
Abdulfettah Sisi darbe konuşmasını yaparken yanında Kıptilerin dini lideri Papa II. Tavadros da vardı.
Mısır’da, Kıptiler’in yakınlaştığı grupları meşrulaştırdığı, uzaklaştığı grupları marjinalize ettiği yönünde bir kanı var. Siyasi güçlerini de buradan alıyorlar.