Avrupa'nın inanç savaşçıları


  • Kayıt: 12.10.2014 23:29:00 Güncelleme: 12.10.2014 23:34:00

Ortadoğu'daki çatışmalarda çok sayıda 'Batılı militanın' yer alması dikkatleri IŞİD'e katılan ya da bölgedeki Hristiyanları korumaya gelen Avrupa'nın inanç savaşçılarına çevirdi.


Suriye ve Irak'ta faaliyet gösteren Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) terör örgütünün Musul kentini ele geçirdikten sonra bölgede etkinliğini artırması ve bunun için uyguladıkları yöntemler, bölgedeki aşırıcı gruplara katılan yabancılar meselesini dünya gündemine taşıdı.

 

Anadolu Ajansı (AA) muhabirleri, Irak ve Suriye'ye savaşmaya giden Avrupalılarla ilgili resmi raporlar, açıklamalar, düşünce kuruluşlarının araştırmaları ve uzman görüşleri doğrultusunda kapsamlı bir çalışma yaptı.

 

Irak'ta ve Suriye'deki çatışmalarda yer almak üzere bölgeye giden militanlar, Avrupa'da en fazla Fransa, İngiltere ve Almanya'dan yola çıkıyor. Müslüman göçmenlerin yoğun olarak yaşadığı Fransa'dan bugüne kadar yaklaşık 900, İngiltere'den 500 ve Almanya'dan da 400 civarında kişinin savaşmak için Irak ve Suriye'ye gittiği ifade ediliyor.

 

Merkezi Amerika'da bulunan ve güvenlik araştırmaları yapan "Soufan Group" adlı şirketin hazırladığı rapora göre, Batılı ülkelerden 2 bin 500'den fazla savaşçı, Irak ve Suriye'de IŞİD saflarına katıldı. Raporda, savaşçıların çoğunun 18-29 yaş aralığındaki gençlerden oluştuğu, savaşçıların yaşının giderek küçüldüğü, herhangi bir askeri eğitim almadan bölgeye gittikleri kaydediliyor. Müslüman olmayan ülkelerden Irak ve Suriye'ye gidenlerin büyük kısmının İslamiyet'i sonradan kabul etmiş kişiler olduğu belirtiliyor.

 

Bölgede sayıları binlerle ifade edilen yabancı savaşçılar, dini koruma vazifesini yerine getirmeyi, sempati duydukları örgütlere yardım etmeyi ve aynı inanca sahip oldukları insanları korumayı eylemlerine gerekçe gösteriyor.

 

Avrupa polis teşkilatı Europol'ün 2014 terörizm raporunda, Suriye'ye savaşmaya giden Avrupalıların sayısının sürekli arttığı belirtilerek, "İç savaş devam ettikçe Suriye, savaşmak için Avrupa Birliği (AB) üyelerinden gidenlerin tercihi olmaya devam edecek. Suriye'deki savaşın AB için oluşturduğu tehdit muhtemelen katlanarak büyüyecek. Çatışma bölgelerine giden Avrupalı savaşçılar dönüşlerinde tüm AB üyeleri için artan bir tehdit olarak değerlendiriliyor" ifadesi yer aldı.

 

Alman istihbaratı geri dönenleri izliyor

 

Yaklaşık 5 milyon Müslümanın yaşadığı Almanya'daki resmi rakamlara göre, Irak ve Suriye’ye savaşmak için giden 400 kişiden 100'ü geri döndü ve bunların yarısı 25 yaşından küçük. Almanya'dan gidenler arasında, orduda daha önce görev yapmış 20 kişinin bulunduğu iddialar arasında yer alıyor. Bu kişilerin, askeri eğitim almış olmaları sebebiyle IŞİD için önemli olacağı savunuluyor.

 

Almanya İçişleri Bakanlığı, Avrupa genelinde ise 2 binden fazla kişinin Suriye’ye veya Irak’a savaşmak için gittiğini belirtiyor. Resmi raporlarda, savaş bölgelerine Avrupa'dan gidenlerden yüzlercesinin öldüğü, bazılarının ise hayal kırıklığı yaşayarak geri döndüğü, şimdi ise şiddeti reddettikleri aktarılıyor. Savaş bölgelerinden dönenleri güvenlik açısından tehdit olarak gören Alman istihbaratının bu kişileri izlediği, savaş bölgelerine gitmek isteyenleri de engellemeye çalıştığı biliniyor.

 

Alman hükümeti ise konuya temkinli yaklaşıyor. İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere'nin geri dönenlerin tümünün potansiyel terörist olarak sınıflandırılamayacağını söylemesi bu konudaki yaklaşımı ortaya koyuyor. Buna karşılık, son dönemde savaşa katılanların Almanya’ya girişlerinin engellenmesi konusunda bazı talepler dillendiriliyor. Bölgeye gidenlerin büyük bir bölümünün Alman vatandaşı olması ve yabancıların da ülkede sürekli oturma izni bulunması, bu talebin hukuki açıdan uygulanmasını güçleştiriyor. Bazı siyasetçiler ise bu kişilerin Alman vatandaşlığından çıkartılmasını istiyor.

 

 

Fransa'dan gidenlerin yüzde 20'si sonradan Müslüman olanlar

 

Fransa’dan Suriye ve Irak’a savaşmaya gidenlerin sayısının ise yaklaşık 900 civarında olduğu, resmi verilere göre sadece Suriye’ye 332 kişinin gittiği, bunlardan 100'ünün geri döndüğü ifade ediliyor. Savaşçıların çoğunluğunu erkekler oluşturuyor ancak her geçen gün savaş bölgesine giden kadınların sayısı artıyor. Yabancı savaşçıların üçte ikisi Fransız vatandaşıyken yüzde 20’sinin sonradan İslamiyeti kabul eden Fransızlar olduğu vurgulanıyor. IŞİD’e katılan savaşçıların en fazla internette yapılan propagandadan etkilendiği kaydediliyor.

 

IŞİD saflarında savaşanlara yönelik Fransa ciddi tedbirler almak için somut adımlar atıyor. Fransa’dan savaş bölgelerine gidenlerin kontrolü için çıkarılan yasa, mevcut terörle mücadele yasasını da güçlendiren önlemler içeriyor. Buna göre, savaş bölgelerine gitme şüphesi taşıdığı belirlenen kişilerin pasaportları Schengen bölgesinin dışında geçersiz hale getiriliyor. Bu yasağı delerek çıkış yapanlar hakkında ise uluslararası yakalama kararı çıkarılıyor. Radikal grupların ülkedeki faaliyetlerinin tespiti için de internet ve sosyal medya üzerinden teknik takip arttırılıyor.

 

İngiltere'den giden sayısı 500


İngiltere'den Irak'a ve Suriye'ye savaşmaya giden ve aşırıcı gruplara katılan İngiliz vatandaşlarının sayısı ise resmi rakamlara göre 500 civarında. Bazı uzmanlar ise sayının 750'yi bulduğunu ifade ediyor. ABD’li gazeteci James Foley’nin boğazını kesen IŞİD militanının da bir İngiliz olduğu iddia ediliyor.

 

İngiltere'nin Irak ve Suriye'de savaşan İngiliz vatandaşlarının ülkeye dönmesini engellemek için birtakım önlemler almaya başlaması dikkati çekiyor. Bölgede savaşıp döndüğü öne sürülen kişilerin pasaportlarına el konulması için polise yetki verilmesi bunun ilk adımı olarak yorumlanıyor.

 

Müslüman din adamları da bir süre önce İngiltere’de yaşayan Müslüman asıllı İngiliz vatandaşlarının Suriye ve Irak saflarına katılmasını engellemek amacıyla yayımladığı bir fetvada, Müslümanlara IŞİD’in "zehirli ideolojisinin" yayılmasına karşı durmaları çağrısında bulunulmuştu.

 

Savaş bölgesinde 150 Belçikalı

 

Belçika, 11 milyonluk nüfusuna karşın Suriye ve Irak'a en çok yabancı savaşçı giden Avrupa ülkeleri listesinde ön sıralarda yer alıyor. Belçika İçişleri Bakanlığı, Avrupa ülkelerinden yaklaşık 2 bin kişinin Suriye'ye savaşmaya gittiğini, bunların yaklaşık 150'sinin Belçikalı olduğunu belirtiyor.

 

Belçika'dan Suriye ve Irak'a yabancı savaşçı temininde 2012 yılında kendini lağvettiğini duyuran "Sharia4Belgium" adlı örgüt öne çıkmıştı. Belçika polisi, Suriye için savaşçı topladığı şüphesiyle örgüte birçok kez operasyon düzenlemiş, onlarca örgüt mensubu gözaltına almıştı.

 

Öte yandan, Brüksel'deki Yahudi Müzesi'ne 24 Mayıs'ta düzenlenen ve 4 kişinin öldüğü saldırıya ilişkin gözaltına alınan Cezayir kökenli Fransız vatandaşı Mehdi Nemmouche’un Suriye'de 1 yıl savaşıp dönmüş olması ülkede yabancı savaşçılar konusundaki endişeleri artırmıştı. Yaşananları ciddi bir sorun olarak değerlendiren Belçika İslam Temsil Kurumu, Suriye'ye savaşmaya gidilmesini kınayan bir açıklama yayımlamıştı.

 

Belçika öncülüğünde bir araya gelen 8 AB ülkesi, Avrupalı savaşçıların Suriye ve Irak'a ulaşmasının engellenmesi için de birtakım çalışmalar başlatmıştı.

 

Hollanda'dan sert önlemler

 

Hollanda da terör örgütü IŞİD'e en yoğun katılımın olduğu ülkeler arasında. Hollanda İstihbarat ve Güvenlik Teşkilatı verilere göre, Suriye ve Irak’a savaşmak için gidenlerin sayısı 130 civarında. Bu kişilerin 30’u bir süre sonra Hollanda’ya dönerken, 14 kişinin ise farklı çatışma bölgelerinde hayatını kaybettiği belirtiliyor.

 

Özellikle son dönemde savaşmak amacıyla Ortadoğu’ya gidenlerin sayısında yaşanan artış Hollanda’da merkezi hükümeti hareket geçirdi. İlk başlarda bu amaçla yola çıkanların pasaportlarına el koymaya başlayan hükümet, şimdi daha da ağırlaştırılmış yasal düzenleme üzerinde çalışıyor. Siyaset gündeminin ilk sıralarında yer alan radikalleşme ve savaş bölgelerine seyahatin önünü kesmek için harekete geçen hükümet, bu kapsamda hazırladığı yasal düzenlemede vatandaşlıktan atılmaya kadar varacak önlemler planlıyor.

 

Muhalefetin de destek verdiği yasa tasarısında, terör gruplarına katılan veya bu gruplara ilişkin eğitim alan kişilerin vatandaşlıkları geri alınabilecek. Şiddet çağrısı ve nefret söylemleriyle de mücadeleye hız veren hükümet, bu çerçevede polis bünyesinde özel birim oluşturmayı planlıyor. Son Bakanlar Kurulu’nda görüşülen tasarıda, Suriye ve Irak’tan geri dönenlerin sıkı bir şekilde izlenmesi, oluşturulacak bir uzmanlık merkezi vasıtasıyla gençlerin radikal düşüncelere sahip olmalarının önlenmesi ve bu konuda Müslüman teşkilatlar ya da imamlardan destek alınması yer alıyor.

 

Terörle Mücadele ve Ulusal Güvenlik Koordinatörlüğü de özellikle savaş bölgelerinde belirli fikri ve askeri eğitim aldıktan sonra Hollanda’ya dönen gençlerin toplum için risk oluşturduğunu ileri sürerek tehdit düzeyini "sınırlı"dan "önemli"ye yükseltti.

 

Hollanda'da mimlenen 3 bölge!

 

Trouw gazetesinin kendi yaptığı bir araştırmaya göre Hollamnda’da 3 yerleşim bölgesi özellikle İŞİD’e sempati duyanların yoğun olarak yaşadığı bölgeler.

 

Cuma günü yayınlanan habere göre en büyük cihatçı ağı ülkenin Batısındaki şehirlerde yer alıyor. Elde edilen envantere göre Rotterdam, Den Haag, Delft, Zoetermeer, Amsterdam ve Gouda bu şehirlerin başında geliyor. İkinci büyük ağ ise Arnhem ve Nijmegen çevresinde yoğunlaşıyor.

 

Bunun yanı sıra cihatçılar ve cihada ilgi duyanların ilişkide olduğu üçüncü bölge Utrecht, Hilversum, Zeist, Huizen ve Almere şehirlerinden oluşuyor.

 

Leiden Üniversitesi terör ve terörle mücadele Profesörü Edwin Bakker, konu ile ilgili olarak gazeteye verdiği açıklamada, bu ağların daha çok arkadaşlık, aile ve evlilik ilişkileri ile yayıldığını dile getirdi. Bakker belirtilen bu üç şebekenin kendi aralarında da bağlantısının bulunduğunu, bu bağlantının genellikle internet ve sosyal medya üzerinden sağlandığını kaydetti.

 

Gazeteye göre bir diğer dikkat çekici mesele ise yeni cihatçıların, yaklaşık 10 yıl önce ortaya çıkartılarak çökertilen "Hofstadgroep" gibi davranmaması. Haberde bu yeni grubun İslam’ın içinde muhafazakar yapıya sahip olan Selefi camileri ile devamlı bir ilişki içinde olmadıklarına vurgu yapıldı.

 

Gazetede yer alan bilgilere göre bu araştırma için, Suriye veya Irak’a gitmeyi planlayan veya şuanda bu bölgelerde bulunan kişilerin, nerede oturdukları veya halen oturmakta oldukları adresler incelendi. Bu kişiler arasında Suriye veya Irak’tan dönenler ve gitme hazırlığı esnasında engellenenlerin de yer aldığı kaydedildi.

 

 

 

Wilders'in Kuran eleştirisine tepki

 

Hollanda, cihat gruplarına katılımı önlemek için yeni düzenlemelere giderken, özellikle "cihat yolcularının pasaportlarına el konulması" gibi uygulamalar eleştiriliyor.

 

Parlamentoda yapılan özel oturumda, Yeşil Sol Parti (GL) mahkeme kararı olmadan seyahat engeli ve pasaport iptaline tepki gösterdi.

 

Hükümet ortağı İşçi Partisi de (PvdA), Hollanda vatandaşlarının tüm seyahat bilgilerinin saklanması uygulamasını eleştirdi.

 

Siyasi partilerin büyük bölümü, cihatçılarla mücadele amacıyla çıkarılan önlemler paketine destek verirken, hükümeti "önlem almak için geç kalmakla" suçladılar.

 

Aşırı sağcı Özgürlük Partisi lideri Geert Wilders, PVV lideri Wilders, Hollanda'nın giderek "İslam’ın kurbanı haline geldiğini" savundu.

 

Yaşanan gelişmeleri, siyasi elitin uzaktan izlediğini söyleyen Wilders, "Bütün sorunların nedeni İslam. Kuran, içinden kan damlayan bir kitap. Teröristler için bir el kitabı" dedi.

 

Wilders'ın sözlerine İşçi Partisi ve Demokrat 66 liderleri tepki gösterdi. Liderler, bu sözlerin Hollanda'daki radikalleşme sorununu artırmaktan başka bir işe yaramadığını vurguladılar.

 

Avusturya'dan giden 20 kişi savaş bölgelerinde öldü

 

Avusturya’da, Ortadoğu’ya savaşmak için gidenler arasında Hristiyan, Yahudi ve Müslüman savaşçılar yer alıyor. Resmi rakamlara göre, Irak ve Suriye'ye savaşmak için giden 130 kişiden bazıları geri döndü, bir kısmı ise bölgede kalmaya devam ediyor.

 

Suriye'ye gidenlerin genelde göçmen kökenliler olduğunu ifade edilirken, bu kişilerin yaşlarının çok genç olduğu, eğitimsiz, okullarında başarısız olmuş kişilerin daha çok bu tür eylemlerde bulunduğu öne sürülüyor. Avusturya, Suriye ve Irak'a gidenlerden 20'sinin öldüğünü ve savaştan döndüğü iddia edilen 10 kişinin de tutuklandığını açıkladı.

 

İskandinavya'da terör endişesi

 

Danimarka'dan Irak ve Suriye'ye gidenlerin sayısının ise 100 civarında olduğu, bunlardan 11'inin bölgedeki çatışmalarda hayatını kaybettiği belirtiliyor. Suriye'de askeri kabiliyetleri gelişen bu kişilerin Danimarka'ya geri döndüklerinde güvenlik riski oluşturabileceklerinden endişe ediliyor.

 

Norveç Polis Güvenlik Servisi'ne göre ise son birkaç yılda Norveç'ten Irak ve Suriye’ye savaşmak üzere gidenler 50-60 civarında. Gidenlerden 20 kadarının tekrar ülkeye giriş yaptığı bildiriliyor.