GENÇ LİDERLER GELİYOR


  • Kayıt: 07.04.2015 07:21:00 Güncelleme: 23.08.2022 14:22:05

Türkiye’nin yurtdışındaki en önemli temsileri bizzat sınırlarımız ötesinde yaşayan vatandaşlarımızdır. 1960′lar Türkiye için çok önemli bir tarihti ve o yıllardan itibaren yurtdışına doğru Türk vatandaşlarının yoğun bir göç hareketi başladı.

 

Bu göçler büyük önem taşıyordu. Çünkü Türkler gibi göç medeniyeti tarihine sahip bir millet 1000 yıl hüküm sürmüş Selçuklu ve Osmanlı’dan sonra kendisine yeni bir Cumhuriyet kurdu ve sonrasında yurtdışına vatandaşlarını gönderdi. Şu anda yurtdışına göç etmiş vatandaşların dördüncü jenerasyonu yaşıyor ve her bir vatandaş yaşadığı ülkede Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil ediyor.

 

Yeni Türkiye artık tüm imkânları ile vatandaşlarına destek veriyor. Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı da Türkiye’nin yurtdışındaki gençlerini anavatanla buluşturdu. YTB “Yurtdışı Genç Liderler” programı ile yurtdışında yaşayan 8 farklı ülkeden 54 başarılı genci Ankara’da buluşturarak hayat boyu unutamayacakları günler yaşattı. Bir insanın kendi ülkesinden ayrı kalması çok zordur. Bunu en iyi yurtdışında yaşayan vatandaşlar bilir. Bu vatandaşlar ülkelerinden yanlarında götürdükleri kendi öz kültürlerini orada yaşatırken hem de o ülkenin kültürü içerisinde yaşamak durumundadır. Asimile olmamak, kendisini kabul ettirmek ve toplumda bir yer edinmek gibi dertleri vardır. Bunların her birisi çok ciddi konulardır ve yurtdışında yaşayan vatandaşlar her gün bu durumlarla yüzleşiyorlar.

 

1960′lı yıllarda göçün birinci jenerasyonu Avrupa’ya işçi olarak giderken amaçları bir ev, bir araba alacak kadar para kazanmak ve bir kaç yıl içerisinde geri dönmekti. Ama öyle olmadı. Türkiye’den göç eden vatandaş sayısı gün geçtikçe arttı ve Avrupa’nın ciddi sayıdaki işçi gücünü oluşturdu. Özellikle İkinci Dünya Savaşı’ndan yeni çıkmış olan Almanya’nın toparlanma sürecine Türk göçmenler büyük katkı sundu. Türkler yaşadıkları yerlere hizmet ederlerken aynı zamanda kendilerine göre yeni yerleşim alanları oluşturdular. Almanya başta olmak üzere artık Avrupa’nın dört bir yanında bulunuyorlardı ve yaşadıkları ülkelere önemli katkı sunuyorlardı. Özellikle birinci ve ikinci jenerasyon büyük sıkıntılarla başa çıkmak durumunda kaldı. Ancak üçüncü ve dördüncü jenerasyondaki göçmenler bizzat o kültürün içerisine doğdu ve artık hayatın içerisine bizzat doğuştan dahil oldular.

 

Artık onlar göçmen değil, “Avrupalı Türkler” idi.

 

Avrupalı Türkler, Türkiye’nin sınırları dışında doğdular. O ülkelerde eğitim aldılar. En yakın arkadaşları belki de başka milletten oldu. Ama onlar kendi kimliklerini hiç unutmadılar ve korudular. 2010 yılında Başbakanlık’a bağlı yeni bir devlet kurumu kuruldu. Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı(YTB) adı verilen bu kurum yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın bizzat Türkiye Cumhuriyeti ile bağlarını kuracak, ilişkileri geliştirecekti. Unutulmuş insanları hatırlayacak, işçi olarak gitmiş ama artık işçi olarak kalmayan vatandaşlarımıza sahip çıkacaktı. Bu konuda da çalışmalarına devam eden YTB, yeni jenerasyona yönelik Yurtdışı Genç Liderler isminde bir program başlattı.

 

Bu yıl üçüncüsü düzenlenen Genç Liderler programına yurtdışından seçilerek getirilmiş 54 başarılı genç katıldı. Her birisi birbirinden farklı özelliklere sahip gençlerin aralarında müzisyeni de vardı, radyo programcısı da, okul birincisi de. Türkiye’ye senelik gelen katılımcı gençlerin yanında 10 senedir Türkiye’ye gelmeyeni de var. Program boyunca her birisinde büyük heyecan, büyük mutluluk vardı. Yaşadıkları ülkelerde her ne kadar iyi bir hayatları da olsa kendi vatanından, kendi toprağından arkadaşlarıyla tanışmak her birisini çok mutlu etti. Bir katılımcının dile getirdiği gibi “Aynı benim gibi olan, benim gibi düşünen başka Türk gençleri olup olmadığını hep düşünürdüm. Onların yaptıklarını merak ederim. Şimdi ise onlarla beraberim. Bu çok büyük mutluluk”. Genç Liderler programı kapsamında 54 genç seminerler aldı. Eğitimlerin yanında kültür gezileriyle de Ankara’nın tarihi ve geçmişini yakından görme fırsatı yakaladılar. TBMM dahil çeşitli devlet kurumlarına da ziyaret gerçekleştiren Genç Liderler ekibi, son günlerinde ise Konya’yı gezdiler. Bu program onların anavatanları ile bağlarını güçlendirip Türkiye’ye olan aidiyetlerini güçlendirme amacı taşıyordu. Gelecek vadeden, iyi pozisyonlara gelecek olan bu başarılı gençlerin kendi devletlerinin yanlarında olduğunu bilmesi son derece önemliydi. Genç Liderler programı ile bu durumun tohumları atılıyor. Bu tohumlar büyüyüp filizlenmeye başladığında ise rengârenk bir gelecekle Türkiye’nin büyüyüp gelişmesinde hizmet edecek, büyük katkılar verecekler. Biz de YTB’nin organize ettiği ve Türkiye’den gençlerin de katıldığı “Genç Liderler” programına katılan gençlerin bazılarıyla konuştuk ve programla ve Türkiye ile ilgili görüşlerini aldık.

 

Amerika Birleşik Devletleri

 

Chicago Üniversitesi – Uluslararası İlişkiler Bölümü ve Çevre Bilimleri Bölümü (Çift Anadal). Program çok güzel gidiyor. Dünya’nın çeşitli yerlerinden arkadaşlarla buluşuyoruz. Onların görüşleri hakkında bilgi sahibi oluyoruz. Birbirimizin yaşadığı deneyimler hakkında tartışıyoruz. Bu açıdan çok güzel oldu. Bu program değişik seminerleriyle Türkiye’yi daha iyi tanımamızı sağladı. Mesela “Beyin Gücü” üzerine bir seminer aldık ve çok etkiliydi. Hayatımızda bizi etkileyen ve kullanabileceğimiz bilgiler edindik. Bir de liderlik seminerimiz vardı. O seminerden de dünyanın neresinde olursak olalım, ne yaşarsak yaşayalım kullanabileceğimiz bilgiler aldık. Kişilik ve karakterlerimizi etkileyebilecek şeyler. O açıdan da bizlere bilgiler kattı. Ben Türkiye’ye sık sık geldiğim için Türkiye hakkında bilmediğim ve ilk burada öğrendiğim bir deneyimim olmadı. Türkiye ve Türkleri daha yakından tanımak isteyen ve bürokrasiyi yerinde görmek isteyen Dünya’nın çeşitli ülkelerinde yaşayan arkadaşlara bu programa katılmalarını tavsiye ediyorum.

 

 

Harun SURATLI – Almanya

 

Bergische Üniversitat Wuppertal’ de Tatih ve Sosyal Bilimler Alanları Lisans Öğrencisi. Program beklediğimden daha yüksek bir seviyede gerçekleşiyor. Organizasyon çok güzel olmuş. Ben çeşitli burslar aldım. Avrupa’nın çeşitli yerlerinde farklı seminerlere katıldım. Ama böyle güzel ve kapsamlı bir organizasyona ilk defa katılıyorum. İlk defa Dünya’nın farklı ülkelerinden gelen Türklerle bir arada olup kaynaşma imkânım oldu. Onların ülkelerinde neler olup bittiği hakkında bir fikir alışverişinde bulunduk. Yaşadığımız ülkeyle Türkiye’yi karşılaştırma imkânımız oldu. Ayrıca şunu söylemek istiyorum, ben buraya gelmeden önce devletin içinde çalışan büyüklerimizin bizi pek tanımadığını düşünüyordum. Ama geldiğimde aslında büyüklerimizin bizi çok iyi tanıdıklarını gördüm. Dolayısıyla iletişimimizde hiçbir sıkıntı olmadı ve aramızda bir yakınlık oldu. Ben bu programı yurtdışında yaşayan her Türk gencinin başvurması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü birbirimizden öğreneceğimiz şeyler çok fazla ve bir daha bu kadar farklı ülkeden gelen Türk arkadaşlarımızla bir arada olma fırsatımız olmayacaktır.

 

Mesut TOPBAŞ – Fransa

 

INSA Strasbourg’da İnşaat Mühendisliği. Fransa’da doğup büyümüş ve eğitimini orada almış birisiyim. Türkiye benim her zaman çok merak ettiğim bir konuydu. Hep yurtdışında benim gibi doğan, büyüyen ve yaşayan gençler olup olmadığını merak ederdim. Onlar ne düşünüyor? Entegre olabiliyorlar mı merak ederdim. Burada dünyanın farklı yerlerinden gelen arkadaşlarla tanıştım. Tecrübelerimizi paylaştık. Organizasyon beklentimden daha iyi oldu. Türkiye’ye gelmek çok nasip olmadı. Ancak bir iki defa. Burada bütün gün çay içebiliyoruz. İnsanlar güler yüzlü ve sıcakkanlı. Bize yardım eden abilerimiz çok iyiler. Bu tüm düşüncelerimizi şekillendirdi. Ben yurtdışındaki kardeşlerime Türkçelerini geliştirmelerini tavsiye ederim. Bu program gerçekten kişisel anlamda bizi bir adım öne taşıyor. Programın ismi Genç Liderler ve biz yaşadığımız ülkelerde Türkiye’yi en iyi şekilde temsil edeceğiz.

 

Meltem Arslan – Avusturya

 

Salzbourg, Paris Londron Üniversitesi – Psikoloji ve Felsefe Bölümleri Öğrencisi. Çok disiplinli bir organizasyon ve çok güzel. İlk önce Dünya’nın her yerinden öğrenciler gelmiş bulunmakta. Bu bizim için çok güzel bir şey çünkü Dünya’nın her tarafından arkadaş edinmiş olduk. Dilimizi geliştiriyoruz. Mesela ben lisede Fransızca öğrenmiştim ve Fransızcayı burada pratik yaparak ilerletebiliyorum. Onun dışında hocalarımız çok büyük insanlar ve verimli geçiyor. Ben Türkiye’nin disipsizliğinden şikayetçiydim. Böyle bir organizasyonun ne kadar disiplinli olabileceğini düşünüyordum. Ama bu programda çok güzel olduğunu gördüm. Programın içeriği çok zengin. Bize staj imkânı sunuyorlar ve sertifika da verecekler. Daha önce hiç Ankara’ya gelmemiştim ve önemli profesörlerden değerli dersler aldık. Bu herkese nasip olmaz. Katılmaktan dolayı çok mutluyum ve eğitim bana çok şey kattı.

 

 

Gizem SAKALLI – Avusturalya

 

Avusturalya Katolik Üniversitesi – Muhasebe Bölümü Öğrencisi. Değişik ülkelerden arkadaşlarla medeni bir halde değişik konuları tartışabilmek, konuşabilmek çok güzel bir şey ve bu programda bunu yapabiliyoruz. Gerçekten çok güzel ve etkileyici. Değişik ülkelerde olan bu arkadaşlarla iletişimimiz de daima devam edecek. Burada olmak çok güzel bir his. Çünkü binlerce kilometre uzakta aileden uzakta yaşamak çok zor bir şey. İster istemez bazı taraflarınız eksik oluyor. Ama kendi memleketinizde olmak, her yerde dalgalanan Türk bayraklarını görmek ayrı bir gurur verici. Avusturalya’da devlet binalarında bayrak görebilirsiniz ama Türkiye’de her köşede bayrak var. Çok farklı bir duygu. Gerçekten göçmen olmak çok zor bir şey. Türkiye’ye geliyorsunuz, sizin yabancı olduğunuzu anlıyorlar. Orada zaten yabancısınız. İki yere birden ait hissedemiyorsunuz ve ortada kalıyorsunuz. Bu zor bir şey. Liderlik her zaman lazımdır. Kendisini lider olarak görüpbu konuda gelişmek isteyen her arkadaşımın bu programa katılmasını isterim. Liderlikten ziyade bir de değişik ülkelerden Türk gençleriyle tanışmak ayrı bir duygu. Çünkü bazı konularda ortak noktalarımız oluyor ama bazı konularda da ayrı düşünüyorlar. Bir dil bir insan, iki dil iki insandır ve ben kişisel gelişimimde bu programın faydalarını göreceğime inanıyorum. Burada öğrendiklerimizi çevremizle paylaşacağız ve güzel bir gelecek için çalışmaya devam edeceğiz.

 

 

Hilal ARISOY – Hollanda

 

Amsterdam Vrije Üniversitesi – Diş Hekimliği Fakültesi Öğrencisi. Program çok güzel gidiyor. Çok verimli geçiyor. İçerik olarak kendimizi geliştirmeye yönelik bir program. Bulunduğumuz ülkelerde kendimize nasıl sahip çıkabiliriz, nasıl kendimizi ifade edebiliriz konusunda gelişiyoruz. Türk tarihi ve nasıl hareket etmemiz gerektiğine yönelik eğitim alıyoruz. Ben diş hekimliği okuyorum ve okulum bittikten sonra Türkiye’ye dönmeyi düşünüyordum. Ama bu seminerlerden sonra, hocalarım ile konuştuktan sonra şunu fark ettim ki, bütün yurtdışında yaşayan Türkler geriye gelirse dış ülkelerde Türkiye’yi kim temsil edecek? Bunu düşünerek artık orada kalmayı düşünüyorum. Türkiye’yi ve toplumumuzu ifade etmek için “Türkiye düşündüğünüz gibi değil. Türkiye’de böyle böyle gençler yetişiyor” diyerek orada bulunmak istiyorum. Bu program insanın bakış açısını genişletiyor. Geniş bakmayı öğretiyor. İzole olmayı değil, yaşadığımız toplumların içerisine karışıp liderlik vasıflarımızla öncü olmayı öğretiyor.

 

Mücahit Seleme İNCİKLİ – Danimarka

 

VIA Üniversitesi – İnformatik ve İletişim Teknolojisi Mühendisliği Bölümü Öğrencisi. Programda çok farklı ülkelerden çok farklı düşünce yapısına sahip gençler olduğundan, tüm o fikirleri dinlemek ve tartışmak çok güzel bir duygu. Programın akışı da çok güzel ve kendimizi geliştirmek için çok güzel bir imkân. Programı duyduğumda araştırmaya başladım ve tam benlik bir program olduğunu anladım. Özellikle programın ikinci gününde liderlik ve Türk dili dersleri aldığım için çok mutlu oldum. Türk kültürünü bu program çerçevesinde daha iyi öğrendim. Danimarka’ya geri döndüğümde burada aldığım ilimi oradaki arkadaşlarımla paylaşacağım. Ben yeni nesil gençlere bulundukları ülkelerdeki Türk toplumlarında çalışmalarını ve kendilerini geliştirmelerini tavsiye ederim.

 

 

Ayşe Nur COŞKUN – Türkiye

 

Ben programa Türkiye’den katılıyorum. Çok farklı ülkeden çok farklı insan var ve bakıyorum düşüncelerinin birbirinden farklı olduğunu görüyorum. Aynı ülkelerde bulunsalar da farklı şeyler okuyorlar. Sürekli tartışmalar oluyor, özellikle eğitim sistemleri üzerinde. Biz onlara anlatıyoruz, onlar da bize anlatıyor. Daha çok eğitim üzerinde tartışmalarımız oluyor. Yurtdışındaki Türkleri bu güne kadar aslında hiç düşünmemiştim. Atölye çalışmamızda “geri dönmeyi düşünüyor musunuz?” sorusuna cevap aradık. Geri dönmeyi düşünmediklerini söylediler. Bazı arkadaşlar Türk olmalarına rağmen Türk gibi hissetmediklerini söylediler. Aynı zamanda bulundukları ülkelere ait te hissetmiyorlar. Bu önemli bir şey ve kendi dünyalarında bir kargaşa yaşıyorlar. Türk kökenli olmalarına rağmen bizden farklılar. Bu çok farklı bir şey ve bunu görmüş oldum. Yurtdışına gitsem artık arkadaşlarım var. Bu çok güzel bir şey.

 

 

Onat IŞIK – İngiltere

 

 Durham Üniversitesi – Uluslararası İlişkiler Bölümü. Programda her görüşten insanlarla beraberiz ve sevgi ve saygı çerçevesinde onlarla birlikte olmak çok güzel bir şey. Bu program bana lider olmanın ana faktörlerini öğretti. Yine belirli çerçevede fikrimiz olsa da ana hatlarını öğretiyorlar. İkincisi her görüş ve dini mezhebe saygı gösteriyorlar. Beklediğimizden daha üstün bir organizasyon oldu. Bildiğiniz gibi Avrupa başta olmak üzere Türkler başka toplumlar arasında dışlanma sorunuyla karşı karşıya geliyor. Biz yeni nesil gençler olarak bunu değiştirebileceğimize inanıyoruz. Bu program sonrasında bir araya gelip, bazı kararlar alıp, hayatımızda nasıl değişiklik yapabileceğimizi de konuştuk. Şunu da gördüm ki konuşunca her şey oluyor, sadece sağduyulu olmak gerekiyor. Herkese her konuda saygı gösterirsek herkes ile anlaşıp her konunun üstesinden gelebileceğimizi düşünüyorum.

 

Halil Uygun / ANKARA – BRÜKSEL

 

Kaynak : Post