Hollanda Türklerinin Konumu, Türkiye Üzerindenmi Okunuyor?


  • Kayıt: 08.12.2017 16:47:00 Güncelleme: 20.12.2020 13:04:25

Hollanda gündemi ile alakalı yine değerli konuklarımıza sorularımızı yönelttik.Çok anlamlı ve değerli cevaplar aldık.Hollanda Türk Federasyon Başkanı Murat Gedik,Türkler İçin Danışma Kurulu (IOT) sekreteri Ahmet Azdural ve Türkevi Araştırmaları Genel Müdürü Veyis Güngör.


Son aylarda Hollanda ile Türkiye arasındaki tartışmaları dikkate alırsak Hollanda Türklerinin konumu Türkiye üzerinden okunuyor diye bilirmiyiz?

 

15 Temmuz FETÖ ve yandaşlarının hain ve kanlı darbesinden sonra, Avrupa’nın tutumuyla var olan gerginlik daha da arttı. İki ülke arasındaki bu gergin ilişkilerden elbette bizler, Hollanda’da yaşayan Türkler olumsuz şekilde etkilendiler. 

 

 

Veyis Güngör: Hollanda Türklerinin konumu Türkiye üzerinden okunuyor dememiz biraz haksızlık olur. Evet. Böyle bir hava estiriliyor. Doğru. Ama bunu bazı gruplar, bazı siyasiler ve bazı medya temsilcileri yapıyor. Yani topyekün bir tavır değil. Olaya şöyle yaklaşabiliriz. Hollanda Türkiye ilişkileri özellikle 11 Mart Rotterdam olaylarından sonra çok daha gergin bir hal aldı. Ama bu gerginlik esasen daha önceleri başlamıştı. 15 Temmuz FETÖ ve yandaşlarının hain ve kanlı darbesinden sonra, Avrupa’nın tutumuyla var olan gerginlik daha da arttı. İki ülke arasındaki bu gergin ilişkilerden elbette bizler, Hollanda’da yaşayan Türkler olumsuz şekilde etkilendiler. Etkilenmeye devam ediyorlar. Böyle bir süreç bizim elli yıllık göç tarihimizde hiç de tecrübe etmediğimiz bir süreç. Sadece bizim değil, Hollandalıların da yaşamadıkları bir ilişkiler süreci. Olayların bu şekilde geliştiği bir anda, bizim içinden geçtiğimiz zor süreci de göz önüne alarak, yeni stratejiler geliştirmemiz gerekmektedir. Söz konusu bu strateji iki veya daha fazla ülke ve toplumlara aidiyet duyan grupların gelecekleri için, daha sağlıklı iletişim modelleri ortaya koymaları için kaçınılmazdır. Yaşanan bu zor süreci iyi yönetmemiz ve lehimize yani birlikte yaşamamızın faydasına çevirmemiz gerekmektedir. Çünkü, önümüzdeki dönemde de, sonraki nesillerde de bu tür zor ve çetrefli süreçler, iki ülke arasında tartışmalar, anlaşmazlıklar çıkacaktır. Uluslararası ilişkilerde bu tür gelişmelerden kaçamazsınız. Hazırlıklı olmanız ve her iki tarafı da kırmadan, dökmeden bir ilişkiler modeli ortaya koymanız gerekmektedir. Türkiye ve Hollanda son dönem ilişkileri bunu bize adeta dayatıyor. Bundan kaçamayız.

 

Burada yaşayan Türkler olarak bu diplomatik krizden anında etkilenmesek de, zamanla herkesi olumsuz etkileyeceği aşikar. 

 

 

 

Murat Gedik: Son dönemlerde ülkelerarası yaşanan sorunlardan birebir etkilenen toplum mutlaka Hollanda’daki Türk topluluğudur. Son dönemde Türkiye ile batılı ülkeler, özelde Hollanda ve Almanya, ile yaşanan diplomatik gerginlik dolayısıyla bu ülkelerde yaşayan bizler günlük hayatımızda bu gerginlik ile ilgili sorunlarla karşılaşıyoruz. Yerel ve ülkesel medya ise bu konuda olayın gerginleşmesi için adeta yarışmakta. Burada yaşayan Türkler olarak bu diplomatik krizden anında etkilenmesek de, zamanla herkesi olumsuz etkileyeceği aşikar. Siyasilerin popülist yaklaşımları da elbette gereken katkısını sunmakta. Her olumsuz konu uyum konusuna getirilmekte ve adeta Türk insanı her konuda suçlu olarak gösterilmekte. Tabi bu arada Hollanda’da yaşayan Türkiye karşıtı sözde Türkler de boş durmuyorlar. 

 

Türkiye’nin son yıllarda, özgürlüklerin askıya alındığı, basın mensuplarının hapse atıldığı, insan haklarının çiğnendiği, totaliter bir rejimle yönetilen ülke algısı Hollanda’da yaşayan Türklere bakışı da etkiledi.

 

 

Ahmet Azdural: Türkiye’deki 15 Temmuz başarısız darbe girişimi ve ardından


Türkiye ile Hollanda arasında yaşanan diplomatik sorunlar, Hollanda’da yaşayan vatandaşlarımıza olumsuz şekilde yansıdı. Türkiye’deki gelişmeler, hem buradaki toplumumuz içinde gerilimi artırdı, kutuplaşmalara neden oldu hem de Hollanda toplumu ile aramızdaki ilişkileri olumsuz etkiledi. Türkiye’nin son yıllarda, özgürlüklerin askıya alındığı, basın mensuplarının hapse atıldığı, insan haklarının çiğnendiği, totaliter bir rejimle yönetilen ülke algısı Hollanda’da yaşayan Türklere bakışı da etkiledi. Siyasette, ekonomide, eğitimde ve günlük ilişkilerimizde herkes Türkiye hakkında görüşümüzü sormaya, sorgulamaya başladı. Bu konularda farklı yaklaşanlar, diktatör sevdalısı, özgürlük karşıtı, insan haklarına önem vermeyen kişiler olarak nitelendirilmeye başlandı. Bu algının, iş ve eğitim alanında kırılgan bir durumda olan ve önemli sorunlarla mücadele eden toplumumuz ve özellikle de gençlerimizin geleceğini olumsuz etkilemesinden kaygı duyuyorum.