SİROZA GİDEN YOL FRUKTOZ ŞURUBUNDAN GEÇER!


  • Kayıt: 06.01.2018 12:00:00 Güncelleme: 20.12.2020 13:04:37

“İçinizdeki sinsi düşman yağlı karaciğer hastalığı, çağın vebasıdır.”

 

Bu kitap market raflarında masumca sizi bekleyen tehlikelere karşı sizi uyarıyor!

 

Trans yağ ve mısır şurubu kökenli sanayi tipi fruktoz karışımı yiyecekler tedavisi olmayan karaciğer yağlanmasına neden oluyor.

 

Prof.Dr. Metin Başaranoğlu Alfa Yayınları’ndan çıkan kitabı Karaciğerimizi Fruktoz Şurubundan Neden Korumalıyız’da 7’den 70’e herkesi ilgilendiren bir hastalığın ciddiyetine dikkat çekiyor. Başaranoğlu kitapta, tedavisi olmayan hastalığın tehlikelerine karşı nerede yanlış yapılıyor ya da sağlığımızı nasıl koruyabiliriz konularında aydınlatıcı açıklamalarla yol gösteriyor.

 

Bundan 30 yıl öncesine kadar bir dönem margarin/trans yağ ülkemizin en çok satanıydı, uğruna kuyruklara giriliyordu hatırlatması yapan Başaranoğlu, bugün evlerimize trans 


yağı sokmasak da ev dışında yediklerimizle vücudumuzu trans yağla dolduruyoruz diyor. Hamburger, döner, patates kızartması, bisküvi, cips, poğaça, çikolata ve früktoz şurubuyla yapılan meşrubatlar karaciğer yağlanmasına ve siroza davetiye çıkarıyor.

 

UNUTMAYIN: Metabolik bozukluk neticesinde gelişen yağlı karaciğer hastalığının bilinen, kabul edilmiş ve onaylanmış ilaç ya da cerrahi tedavisi bulunmamaktadır.

 

ANNE-BABALAR DİKKAT: İlkokul çağındaki çocuklar bile yağlı karaciğer hastası olur.


UZAK DURUN: Trans yağ, doymuş yağ ve mısır şurubu kökenli sanayi tipi  fruktoz içeren işlenmiş gıdaların ve içeceklerin hepsinden uzak durun!


VİTAMİNLER YAĞLI KARACİĞERİ İYİLEŞTİREBİLİR Mİ?  E Vitamini – İyileştirmez / C Vitamini – İyileştirici özelliği bulunamadı / D Vitamini iyileştirici etkisi bulunamadı.


KAHVE MUCİZE Mİ? Usulüne göre yapılmış 3 – 4 fincan  türk kahvesinin yağlı karaciğerin  şişman sirozuna gidişinde engelleyici bir rolü olabilir. Türk kahvesi, espresso, filtre kahve içilebilirken klasik veya granül kahve tüketmeyin. 

 

“Metin Başaranoğlu bu çok önemli çalışmasıyla aslında psikolojik, sosyolojik ve antropolojik nedenleri olan ve gelecek yüzyıllarda insanlığın çöküşünü başlatabilecek önemde bir hastalığı tanımlıyor ve gün yüzüne çıkarıyor.

 

İhtiyacı olan enerjiden daha fazlasını tüketmek ve bu tüketimini insan doğasına uygun olmayan kaynaklardan sağlamak, insanlığı metabolik sendrom denen yeni bir olguyla karşı karşıya getirdi. Bel çevresi kalın, tansiyonu yüksek, kan yağları bozuk, kan şekeri kardiyometabolik riskleri yüksek olan bu insanlar sonuçta Başaranoğlu’nun tanımladığı Şişman Sirozu adayları oluyor. Biyolojik çeşitliliğin azalması, iklimin olumsuz değişikliği, nüfus artışı, adaletsiz paylaşım ve insan doğasına aykırı yaşam tarzları artık tüm dünyayı aynı derecede ilgilendirmektedir. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütünün (FAO) verilerine göre dünya üzerinde 300.000’e yakın yenilenebilir bitki çeşidi bulunurken Amerikan Bitki Bilim Topluluğunun verilerine göre tüm dünyadaki gıda ihtiyacının yaklaşık %95’i yalnızca 30 kadar farklı bitki üründen elde edilmektedir.

 

Diğer yandan yaklaşık 1 milyar insan ihtiyacı olan enerjiyi temin edemediği için açlık çekerken ondan daha fazla insan şişmanlığın oluşturduğu hastalıklarla boğuşmaktadır. İşin ironik yanı ise yıllık üretilen 4 milyar ton gıdanın 1,3 milyar tonunun hiç tüketilmeden çöpe atılmasıdır. Sınıf arkadaşım değerli bilim insanı Metin Başaranoğlu’nu kutluyor, insanlığın geleceğine olumlu katkılar yapmasını diliyorum.”

 

Dr. Kerem Kınık


Kızılay Genel Başkanı