Türkiye'ye en çok uyuşturucu madde Hollanda'dan geliyor


  • Kayıt: 21.03.2018 18:48:00 Güncelleme: 20.12.2020 13:05:10

Türkiye'ye en çok uyuşturucu madde Hollanda'dan geliyor

 

Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, Afrin'de köy ve şehir merkezleri dahil olmak üzere 29 noktada, AFAD ve Türk Kızılayının yardım noktaları oluşturduğunu ve buralardan Afrinlilere yiyecek ve hijyen paketleri dağıtıldığını bildirdi.

 

Akdağ, HABERTÜRK TV'nin canlı yayında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.


Konuşmasına vefat eden eski büyükelçi ve milletvekili Ahmet Deniz Bölükbaşı'na rahmet, ailesine ve sevenlerine başsağlığı dileyerek başladı.


Akdağ, Zeytin Dalı Harekatı'nın, hükümetin şanlı tarihine yazılmış büyük bir zafer olduğunu söyledi.


ABD'nin bu konuda yanlışını sürdürmekte kararlı olduğunu ancak bu zafere gölge düşüremeyeceğini belirten Akdağ, Afrin'in merkezinde ve hakimiyet elde edilen bütün köylerde halkın normal hayatına döndüğünü dile getirdi.


Akdağ, "Şu ana kadar Afrin'de 29 noktada, köylerde ve şehir merkezi dahil olmak üzere, AFAD ve Türk Kızılayımız yardım noktaları oluşturdu. Bu yardım noktalarında bir ay kadar bir aileye yetecek yiyecek paketleri, hijyen paketleri Afrin'deki kardeşlerimize dağıtıldı." dedi.


Suriye'de gerçekleştirilen harekatın dünyaya örnek olduğunu ifade eden Akdağ, "Bütün dünyaya sivillere zarar vermeden büyük bir terör grubu, büyük bir şer gurubu nasıl temizlenir, Türkiye Cumhuriyeti bunu göstermiştir. Elbete burada silahlı kuvvetler, ÖSO ile büyük bir muvaffakiyet gösterdiler ancak bunun arkasında müthiş bir siyasi irade, kararlılık ve liderlik var." şeklinde konuştu.


Türkiye'nin terörden, terörist unsurlardan bir risk hissetmediği zamana kadar bu mücadelenin devam edeceğini vurgulayan Akdağ, bugüne kadar hiçbir müttefikten de bu konuda destek alınmadığına işaret etti.


ABD'nin kafasının karışık olduğunu vurgulayan Akdağ, "ABD gerçekleri görmek durumundadır. Hangi planı programı yaparsa yapsın, burada Türkiye'nin bekasını ilgilendiren bir konuda Türkiye Cumhuriyeti'nin kayıtsız kalmayacağını anlamalıdır." ifadelerini kullandı.


"CHP'den bunu göremedik"


Başbakan Yardımcısı Akdağ, Türkiye'de de son iki yılda PKK'nın yerlere serildiğini, bu konuda müthiş mücadele verildiğini, bu mücadeleyi verirken hiçbir siyasi arka plan düşünmeden yanlarında duran partiler ve liderler olduğunu ve maalesef bunu yapamayanların da bulunduğunu belirtti.


"MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve MHP'nin milli birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyulan günlerde bunu mükemmel bir biçimde sergilediklerini" kaydeden Akdağ, CHP'den bunu göremediklerini söyledi.


Akdağ, "Milletçe el ele vermek, omuz omuza durmak, sırt sırta vermek gerektiği günlerdeyiz. CHP'nin Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu'na benim tavsiyem, birazcık dönüp Sayın Devlet Bahçeli'ye baksın." dedi.


"Cumhur İttifakı"na ilişkin değerlendirmelerde bulunan Akdağ, bunun tarihi bir ittifak olduğunu, iç siyasi oy dengelerinden ortaya çıkmadığını söyledi.


Akdağ, Türkiye'de seçim güvenliğiyle ilgili de hiçbir problemin olmadığına vurgu yaptı.


KKTC'deki son durumla ilgili de görüşleri sorulan Akdağ, adadaki doğalgaz ve petrol ürünleriyle ilgili zenginliğin oradaki iki toplumun eşit zenginliği olduğunu ve oradaki KKTC vatandaşlarının haklarını koruyacaklarını dile getirdi.


Cinsel istismar düzenlemesi


Başbakan Yardımcısı Akdağ, istismar konusunda oluşturulan komisyonun çalışmalarındaki son duruma ilişkin de bilgi verirken, şöyle konuştu:


"Aslında çalışmamızı aşağı yukarı bitirdik. Benim tahminimden biraz daha uzun zaman aldı. Ben iki hafta içerisinde tamamlayacağımızı umut etmiştim. Ancak detaylar özellikle cezalarla ilgili detaylar konusunda hem Yargıtayla hem sahadaki hakimlerle görüşüyoruz. En doğrusunu yapmak lazım. Özellikle tecavüz ve öldürme varsa cezaların en ağırını verme eğilimimiz var. Sayın Cumhurbaşkanımızın da bize talimatları bu yöndedir."


Detaylara girildiğinde adaleti tam olarak tesis etmek için dikkatli çalışmak gerektiğine işaret eden Akdağ, "Bu sene için bir acil eylem planı hazırlayacağız, hazırladık aslında. Nihayetinde bunu önümüzdeki günlerde Sayın Başbakanımıza ve Cumhurbaşkanımıza takdim edeceğim. Bu acil eylem planı 2018 için. Burada çok yeni düzenlemeler, kanuni değişiklikler yapacağız. Ancak ondan sonraki dönemin stratejisini ve eylem planlarını da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız şekillendirecek. Bunun için biraz daha uzun çalışılması elbette gerekebilecek. Bizim bu çalışma da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı için verimli bir altlık oluşturuyor." bilgisini verdi.


Başbakan Yardımcısı Akdağ, eylem planının içeriğine ilişkin şunları kaydetti:


"Vatandaşımızın vicdanını tatmin edecek şekilde cezaları geliştireceğiz. 'Hadım' kelimesi yanlış, 'kimyasal kastrasyon' diye bugüne kadar konuşuldu ama buna biz 'cinsel isteğin baskılanması' diyoruz. Muhtemelen kanuna yazarken de böyle yazacağız. Bu bir cezalandırma değil aslında, cezalandırma hapse koyuyorsunuz, neyse gereği yapıyorsunuz. Bu bir tedbir. Yapılan bütün araştırmalar da şunu göstermiş ki bir şekilde cezalandırmadan sonra infaz sürelerini bitirip de normal hayata dönenlerin içinde tekrar bu fiilleri tekrarlayanların oranları yüksek. O zaman onlarla ilgili tedbirler alıyoruz. Bir bu cinsel isteğin baskılanması, hakim bunu isteyebilecek, bir yıllık aralarla takip edebilecek şekilde bir taslak hazırladık. İkincisi bu kişilerin adresleri tespit edilerek, takip edilmesi. Bu kişilerin bir daha çocuklara yaklaşamayacak biçimde, çocuklarla ilgili işlerde çalışamayacak biçimde tanımlanmaları."


Eylem planına göre, Sağlık Bakanlığının halihazırda 31 olan Çocuk İzlem Merkezi sayısını 50'nin üzerine çıkaracaklarını bildiren Akdağ, "Riski azaltmak için eğitimler yapmak lazım. İkincisi mağduru ve ailesini bu mağduriyetten sonra ikincil örselenmelerden korumak lazım. Elbette cezaları da uygun biçimde, caydırıcı nitelikte ağırlaştırılması gereken yerde ağırlaştırarak, yeni bir döneme giriyoruz." değerlendirmesinde bulundu.


Akdağ, çalışmaların ne zaman TBMM'ye sunulacağına ilişkin soruya, "Bu ay içerisinde bitirmeyi hep planladık ama belki nisanın ilk haftasına veya haftalarına sarkabilecek." yanıtını verdi.


"Türkiye uyuşturucu salgınının arifesinde" sözlerinin hatırlatılması üzerine Akdağ, bu konuda da bir eylem planı hazırlayarak, önce talebin, sonrasında da arzın azaltılmasına yönelik çalışmalar yürüttüklerini anlattı.

 

Türkiye'ye uyuşturucu Avrupa'dan geliyor

 

Recep Akdağ, son yıllarda Avrupa'dan, en çok da Hollanda'dan Türkiye'ye uyuşturucu madde gelmeye başladığına dikkati çekti.

 

Uyuşturucuyla mücadele konusunda kendilerini performans olarak takip edeceklerini anlatan Akdağ, şunları söyledi:


"Eğer bir şehrin atık sularında ölçülen uyuşturucu miktarında artış varsa demek ki aldığımız tedbirler yetmiyor, azalış varsa iyi yoldayız demektir. Kendimizi de kontrol edeceğimiz, bütün programımızı, eylem planımızın performansını da takip edeceğimiz bir usül. İkinci önemli takip edeceğimiz iş de 'saflığa göre ayarlanmış piyasa fiyatı.' diye bir kavram var. Piyasada uyuşturucunun saflığıyla orantılı bir şekilde fiyatı artıyorsa, bunun anlamı piyasaya uyuşturucu az giriyor demektir. Bu ikisini çok yakından ölçeceğiz ve sık aralıklarla özellikle gençlerimizde saha araştırmaları yapacağız."

 

Akdağ, yatırım ortamının iyileştirilmesine ilişkin ise yaklaşık 102 maddelik bir programları bulunduğunu, amaçlarının Dünya Bankası ve diğer uluslararası örgütlerin iş ortamının kolaylığı konusundaki endekslerinde ön sıralara tırmanmak olduğunu söyledi.

 

Türkiye'nin, Dünya Bankasının endeksinde 60'ıncı sırada bulunurken, bu sene 30'uncu sıraya doğru yükselmesini planladıklarını ve 2019'da da 20'nci sıraya yükselmeyi hedeflediklerini kaydetti.

 

Akdağ, şirket kurmada kolaylıklar sağladıklarını hatırlatarak, yatırım ortamının iyileştirilmesi konusunda güzel adımları gelecek günlerde atmaya devam edeceklerini vurguladı.