Malvarlığı Araştırmasında son gelişmeler

Hollanda’da sosyal ödenek (bijstand) alan vatandaşlara, malvarlığı araştırma konusunda denetimler sürüyor. Türkiye’de malvarlığı araştırma davaları konusunda uzman olan Küçükünal & Küçükünal Avukatlık Bürosunun sahibi Rasim Küçükünal , Avukat Özellikle yaşı 50′den yukarı, etnik kökenli yani Faslı ya da Türk vatandaşlar, Hollanda dışında 28 günden fazla ikamet ediyorlarsa belediye tarafından incelemeye alınıyorlar.


  • Kayıt: 03.03.2015 08:24:00 Güncelleme: 03.03.2015 08:24:00

Hollanda’da sosyal ödenek (bijstand) alan vatandaşlara, malvarlığı araştırma konusunda denetimler sürüyor. Türkiye’de malvarlığı araştırma davaları konusunda uzman olan Küçükünal & Küçükünal Avukatlık Bürosunun sahibi Rasim Küçükünal , Avukat Özellikle yaşı 50′den yukarı, etnik kökenli yani Faslı ya da Türk vatandaşlar, Hollanda dışında 28 günden fazla ikamet ediyorlarsa belediye tarafından incelemeye alınıyorlar.

 

Küçükünal, bunun Anayasanın 1. Maddesi olan eşitlik kanununa aykırı olduğunu, yaş ve etnik kökenden dolayı vatandaşlara farklı uygulama yapmasının haksızlık olduğunu söyledi.

 

Türkiye’de malvarlığı araştırma konusundaki son gelişmelere yönelik Schiedam’da basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Avukat Rasim Küçükünal, özellikle Belediye’den veya başka bir kurumdam ödenek alan kişiler,

 

Türkiye’de eğer bir malvarlıkları varsa, öncelikle bunu satmaları gerekiyor. Sattıklarını ise buradaki kuruma ispat etmeleri şartı var. Buradaki ödenek veren kurumlar resmi tapu senedini kafi bir belge bulmuyor ve ‘resmi senet’ dedikleri Türkiye’de olmayan ek delil istiyor, dedi.

 

Halen Hollanda Türk Hukukçular Birliği Başkan Yardımcısı olan ve 2008 yılından beri Avukat olan Rasim Küçükünal, “Belediye ve ödenek veren kurumlar, Türkiye’de malvarlığı olan vatandaşlardan sadece tapu senedinin yeterli olmadığını ve ek olarak, bir de ‘resmi senet’ olması gerektiğini belirtiyorlardı.

 

Böyle bir belge olmadığından bu zamana kadar vatandaşlarımız zor durumda kalıyorlardı. 2009 yılında bu dava öncelikli olarak sonuçlanıyor ve Yüksek İdare Mahkemesi ‘Türkiye’deki gayrimenkulünü sattığını ispatlamak için iki evrak göstermek zorundasın, tapu senedi ve resmi senet’ diye sonuçlandırmıştı.

 

Belediye ‘malvarlığını ispatla!’ deyince vatandaş tapuyu gösteriyor. Ancak belediye “Bu bir parçası, diğer resmi senet nerede?” diyor. Yüksek İdare Mahkemesi bunu araştırdı, resmi senet de olması şartını koymuştu. 2010 yılında dava tekrar görülüyor ve teyid ediliyor kural böyledir diye. O günden bugüne kadar Yüksek İdare Mahkemesi olayı ispat etmek için bu yol gerekli diyordu.

 

Normalde vatandaş mahkemeyi kaybediyordu, çünkü resmi senetsiz işleme bile alınmıyordu. Bu konuda Hollanda’da hala yüzlerce dava yürürlükte.” “Ancak 2 Eylül 2014 tarihinde mahkemeden (Centrale Raad) yeni bir karar çıkmasını sağladık. Bu davada savunduğumuz tez, ‘Hayır siz 2009 ve 2010 yıllarında bu raporu çok yanlış yorumladınız. Belediyelere yönelik yanlış bir yol çizdiniz o davayı belediye tarafından kaybettim.” Rotterdam mahkemesi de, “Hayır siz bunu yanlış görüyorsunuz” demesine rağmen Centrale Raad bu kararda beni haklı buldu. Kararı Türkçe’ye tercüme ettirdim bile.” “Ben Schiedam Belediyesiyle görüştüm, ’2009 yılından beri böyle bir uygulama var ve bu yanlış bir uygulama’ dedim ve bana hak verdiler. En az 20 tane böyle bir dava görülmüştür, benim elimde bile 6 tane dava var. Telefondaki bayan bana ‘Biz kendimiz aktif olarak bu konuyu ele almayız ama vatandaş kendisi farkına varıp ta “Benim de zamanında 3 yıl önce böyle bir davam vardı ve başvurumu kabul etmediniz ve haksız yere bu evrakları istediniz” derse tekrar bu konuya bakabiliriz’ dedi.

 

“Hollanda’daki 403 tane belediyeye WOB doküman talebi gönderdik. ‘Kaç tane resmi senet davası görüldü’ diye. 200 tane teyit e-maili geldi. 40 tanesi “Neden bunu istiyorsun?” diye sordu. Sekiz hafta içinde cevap vermek zorundalar ve bir şekilde alacağız bunları.

 

Belediyelere 50 sayfalık kapsamlı bir başvuru dosyası gönderdik. Epey bir ödev verdik belediyelere anlayacağınız.” Mağdur duruma düşenlerin hakkını aramak amacındayız “Resmi senet davaları’nda belediyelere yeniden mail gönderip yeni kararı hatırlatmak, artık o belediyelerdeki camilere, derneklere e-mail göndererek soracağız

 

. ‘Siz hiç bu şekilde bu tür meselelerden haberdar oldunuz mu?’ diye. Buradaki hedefimız aslında şu: Zaten vatandaş “Resmi Senet” yazısını okursa ve başından böyle bir dava geçmişse mutlaka hatırlayacaktır. Avukatı Hollandalı da olsa fark etmez, çünkü Hollanda mahkemesinde kavram Resmi Senet ve Tapu Senedi olarak geçiyor.

 

Böyle bir kararın çıkmasıyla, onlar önceki zamana geri dönüp kendi yanlışlarını tekrar düzeltmek zorunda kalacaklar, bir avukat olarak beni mutlu edecek bir sonuç oldu tabi bu. Vatandaşlarımıza tavsiyemiz T.C. kimlik numarasını vermemeleri.

 

Özellikle T.C. kimlik numarası olduğu zaman araştırma yapmak daha kolay olur ve çok sayıda kişinin bilgilerine rahat ulaşılabiliniyor.” Emlakçıların bilirkişi kabul edilmesi yanlış “Hollanda’daki belediyelerin diğer büyük yanlışı ise ev ya da arsa değerlerinin belirlenmesinde emlakçıların bilirkişi kabul edilmesi. Hiçbir resmi yetkisi olmayan ve ticari işletme olarak, özel şahısların işlettiği emlakçıların bir evin değerinin belirlenmesinde referans alınması pekçok durumda yanlış değerlendirmelere yol açıyor.

 

Vatandaşların itirazı durumunda ise belediyeler, bu durumda, vatandaşdan bir bilirkişi raporu talebinde bulunuyor. Ancak sosyal ödenekle geçimini sağlayan bu insanların ekonomik durumları yeterli olmadığından bu talebi yerine getiremiyorlar.” şeklinde açıklamalarda bulundu.

 

Yasa göçmenlere farklı uygulanıyor Yasalar gereği Hollanda’da vatandaşlar işsiz kaldıktan sonra çalıştıkları yıl miktarına göre belirli bir süre işsizlik, yani UVW’den işsizlik maaşı alabiliyorlar. Sonrasında iş bulamazlarsa, sosyal ödenek denilen ”Bijstand uitkering” alıyorlar. Bu ödeneği alan vatandaşların belirli bir değerin üzerinde mal varlığı varsa (Hollanda, Türkiye veya başka bir ülkede) bunu bildirmeleri gerekiyor. Bu uygulama tüm sosyal ödenek alanlar için geçerli olmasına rağmen yabancı kökenli vatandaşlara farklı bir prosedür uygulanıyor.

 

Göçmenlere adeta potansiyel suçlu konumuna konuluyor Belediyeler 28 günden fazla yurt dışında kalan, 50 yaşın üzerindeki tüm etnik kökenli vatandaşları taramaya alıyorlar. Bu taramaya göre ayrım yapılmadan bütün göçmen kökenli vatandaşlar hakkında suç duyurusunda bulunuluyor. Örneğin Türk kökenli bir vatandaş, 50 yaş üzerinde ve yılda 28 günden fazla Türkiye’de ikamet ediyorsa, Hollanda’daki belediye Türkiye’ye suç duyurusunda bulunuyor.

 

Söz konusu vatandaşın, mal varlığının olup olmadığının araştırılması isteniyor. Türkiye’de görev yapan memurlar, Uluslararası anlaşmalara aykırı olması nedeniyle bu tarz taleplere yardımcı olmuyorlar. Ancak Hollanda’nın Türkiye’deki Çalışma Ataşeliğinin memurları, tıpkı bir casus gibi Tapu Kadostro ve diğer kurumlarda bu kişilere ait araştırma yapıyorlar.

 

 

 

SCHİEDAM- Mehmet Ali Topcu