SOYUT HEYKELİN TÜRKİYE’DEKİ PİRİ; KUZGUN ACAR


  • Kayıt: 30.05.2017 08:17:00 Güncelleme: 20.12.2020 13:02:51

Heykel ciddiye aldığı tek şeydi ve bunda sınır tanımayan bir yol seçmişti. İşte O’nun farkı da bunda yatıyordu; ciddi bir sınırsızlık 

1928 yılında İstanbul'da doğdu. Babası Istanbullu, annesi ise Habeşli zenci bir kadındı. Ailesi yoksuldu, çocukluğu ve gençliği yoksullukla geçmişti. 1948 yılında İstanbul Sultanahmet Ticaret Lisesi’ni bitirdikten sonra Akademi’nin heykel bölümüne girdi. Belling'in öğrencisi oldu. Daha sonra Ali Hadi Bara ve Zühtü Müridoğlu’nun atölyesinde çalıştı. 
Öğrencilik yıllarında Bara’nın sanat anlayışından etkilenerek soyut çalışmalara yöneldi. Sanatçı; demir, çivi, tel ve ahşap heykellerinde, soyut anlayışla lirizmi birleştirerek diğer meslektaşlarından farklı yapıtlar üretti. Heykel ciddiye aldığı tek şeydi ve bunda sınır tanımayan bir yol seçmişti. İşte O’nun farkı da bunda yatıyordu; ciddi bir sınırsızlık. 
Çivilerle gerçekleştirdiği bir çalışması, 1961’de Paris Bienali’nde birincilik ödülü kazandı ve ödülle birlikte verilen bursla Kuzgun Acar,  Fransa’ya gitti. 1962 yılında Paris Modern Sanatlar Müzesi’nde, 1966 yılında ise Rodin Müzesi’nde eserlerini sergiledi ve bu sergileri sayesinde Avrupa sanat çevrelerinde de tanındı.
Tiyatro oyunları için masklar ve mimariye bağlı panolar da üreten Acar’ın, 1975’te Paris’te Mehmet Ulusoy tarafından sahnelenen Kafkas Tebeşir Dairesi adlı oyun için yaptığı masklar, İstanbul Manifaturacılar Çarşısı’ndaki “Kuşlar” ve Ankara Emekli Sandığı Gökdeleni’nin cephesinde yer alan tunçtan kabartma, bu alanlardaki en önemli çalışmalarıdır. Kuzgun Acar, 1976 yılında hayatını kaybetti.

 

AMSTERDAM / Okan AKIN