Ğafur Olanın Kulu Yavrum! Anne ve Babana Karşı Görevlerinde Kusur Etme!


  • Kayıt: 11.03.2016 16:19:00 Güncelleme: 11.03.2016 16:19:00

 

Yüce dinimiz İslam göre kul hakları içinde en önemli olanı hiç şüphesiz ana-baba hakkıdır. Çünkü anne ve babalar çocukların varlık sebebidir. Her dünyaya gelen çocuk güçsüz ve aciz bir konumda iken anne-babanın, sevgi ve merhamet dolu kucağında hayata başlar. Onlar, yemez yedirirler; giymez giydirirler; ağlatmaz, ağlarlar. Doğruyu, yanlışı, şefkati, merhameti, sevgiyi, fedakarlığı, görgü kurallarını ve daha nice bilgi ve insanî değerleri öncelikle onlar öğretirler.

 

 

Bunun için anne ve babaların çocukları üzerindeki hakları sayılamayacak kadar çoktur.Nitekim Kur’ân-ı Kerîm’deRabbimiz olan Allah (c.c.) şöyle buyurmaktadır: “Rabbin sadece kendisine kulluk etmenizi ve ana-babanıza en güzel şekilde davranmanızı emretti.”(İsra, 23)



Ğafur Olanın Kulu Yavrum!



İslami hayatın yaşandığı Osmanlı döneminde çocuklar, yetişip olgun bir yaşa geldikleri zaman, anne ve babalarının yanında bulunmak ve onlara hizmet etmekle iftihar ederlermiş. Anne ve babaları küçükken kendilerine nasıl merhamet göstermişlerse, çocuklar da aynı şekilde onlara merhamet kanatlarını germekle mutlu olurlarmış. Çünkü onlar Peygamber (s.a.v.) Efendimizin şu hadisini dikkate alırlarmış: “Büyük günahların en ağırını size haber vereyim mi? Allah’a şirk koşmak ve ana-babaya âsi olmaktır.” (Buhârî, Şehadet, 10)



Günümüzde de her mümin böyle olmalıdır. Allah’ın rızasını kazanmayı, onun ahirette sunacağı nimetlere nail olmayı hedeflemelidir. Bu hedefe ulaşılmasında, salih amellerin önemi çok büyüktür. Anne ve babanın hayır dua ve rızasını almak, bu hedefe ulaşmanın en önemli yollarından biridir. Hayatın anlamı ve gayesi olan bu en büyük hedefe ulaşabilmen için şu tavsiyelerimi dikkate almanı istiyorum:



1-Ben ölürsem, annene benim yokluğumu yaşatma! “Ah keşke baban olsaydı” dedirtme! Onu asla yalnızlığın karanlığına, meşakkatlerin kucağına, sahipsizlerin yurduna terk etme! Onu gözü yaşlı, gönlü buruk ve gözü yolda bırakma!

 

2-Annenin değer ve kıymetini bil! Onun varlığı ile sıkıntı ve meşakkat değil huzur ve mutluluk duymalısın. Varlıklarını yük değil nimet olarak algılamalısın. Çünkü seni önce bir müddet karnında, sonra kollarında ve sonra da ölünceye kadar kalbinde taşıyan sadece odur. O bunları yaparken huzur ve mutluluk duymuştu.

 

 

3-Anne hakkına dikkat et! Çünkü o, senin dünyaya gelmen için doğum sancısı çekerek ölümle burun buruna gelmiştir. Daha sonra seni büyütmek için yememiş yedirmiş, giymemiş giydirmiş, uyumamış uyutmuştur.



4-Annene hiçbir zaman “öf” bile deme! Özellikle yaşlandığında bu iki harften oluşan dünyanın en küçük kelimesini ona karşı asla kullanma! Çünkü insanlar yaşlandıkça ve bakıma muhtaç oldukça iyice nazlı ve hassas olurlar.

 

5-Sebep ne olursa olsun, anneni asla azarlama! Çünkü onu azarlamak çok kötü bir davranıştır. Rabbimizin şu sözünü dikkatle oku: “Biz insana, ana-babasına iyi davranmasını vasiyet ettik! Çünkü anası, onu nice sıkıntılara katlanarak (karnında) taşımıştır. Sütten ayrılması da iki yıl içinde olur. (İşte bunun için:) «Önce Bana, sonra da ana-babana şükret!» diye tavsiyede bulunmuşuzdur. Dönüş ancak Banadır.” (Lokmân, 14)

 

 

6-Annene gönül alıcı güzel sözler söyle. Bunu yaparsan annene iyilik yapmış olursun. Annene iyilik yaparsan, Peygamber (s.a.v.) Efendimizin şu duasına nail olmuş olursun: “Ana-babasına iyilik edene ne mutlu! Allah Teâlâ onun ömrünü ziyâdeleştirsin!” (Heysemî, VIII, 137)



7-Annene merhametle kol kanat ger! Ve onun için şöyle de: Rabb’im! O nasıl küçüklükte beni şefkatle yetiştirdiyse, şimdi sen de onamerhamet göster!



8-Annene hizmet et! Çünkü o sana çok hizmet etmişti. Çağırdığı zaman koş! Muhtaç olduğu zaman ver! Çünkü böyle yapman onun rızasın almandır. Onun rızasını alırsan Allah’ın rızasını almış olursun. Bu hakîkati Peygamber (s.a.v.) Efendimiz şöyle haber verirmektedir:“Allah Teâlâ’nın rızâsı, anne ve babayı hoşnut ederek kazanılır. Allah Teâlâ’nın gazabı da anne ve babayı öfkelendirmek sûretiyle celbedilir.” (Tirmizî, Birr, 3/1899)



9-Sakın “ama annem bana çok haksızlık yaptı, ben niye onun rızasını alacak mışım” deme! Çünkü onun yanlış yapması, senin yanlış yapmanı gerektirmez. İşte bu gerçeğin delili: Ashâb-ı kiramdan biri “Ya Resûlallah, ana-baba, evlâtlarına zulmetseler de rızâlarını alamıyan yine Cehenneme gider mi?” diye sorunca, Peygamber (s.a.v.) Efendimiz (üç defa tekrar ederek) şöyle buyurdu: “Evet zulmetseler de...” (Beyhakî)



10-Kendin için istediğin ve razı olduğun şeyleri annen için de iste! Kendin için istemediğin ve hoşnut olmadığın şeyleri annen için de isteme! Çünkü bir gün sen de mutlaka onun konumuna ve durumuna geleceksin!

 

11-Annenin akrabalarını akraba, komşularını komşu, dostlarını dost bil ve onları ziyarete devam et! Bunun için şu ayeti dikkatle oku: “Allâh’a ibâdet edin ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya, akrabâya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya ve mâliki bulunduğunuz kimselere iyi davranın…” (en-Nisâ, 36)



12-Annen için her zaman bolca istiğfar ve beş vakit namazında dua et!Unutma ki, böyle yapmanı sana Rabbin emretmiştir. Bugün sen annen için istiğfar ve dua edersen, yarın da senin çocuğun senin için istiğfar ve dua eder. Bugün ek ki, yarın biçesin!

 

13-Allah rızâsı için herhangi bir hayır ve iyilik yapacağın zaman, evvelâ anneni düşün! Sonra da en yakından uzağa doğru diğer insanları düşün! Çünkü ayet-i kerîmede Rabbimiz şöyle buyurur:“…Maldan harcadığınız şey, ebeveyn, yakınlar, yetimler, fakirler ve yolcular için olmalıdır. Şüphesiz Allah, yapacağınız her hayrı bilir.” (el-Bakara, 215)



14- Peygamber (s.a.v.) Efendimizin şu sözünü ömür boyu unutma: “Anne ve babasına veya onlardan sadece birine yaşlılık günlerinde yetişip de cennete giremeyen kimse perişan olsun, perişan olsun, perişan olsun!” (Müslim, Birr, 9, 10)