’’Sen Mevsimler Gibisin değişirsin sevgilim’’’


  • Kayıt: 30.04.2016 23:49:00 Güncelleme: 30.04.2016 23:49:00

Ruhumuzu okşatan en güzel aşk şarkılarının bestecisi ve güzel yüreğe sahip olan Selami Şahin, Türkiye’nin önde gelen bütün şarkıcılara beste verdi. 370 eser civarınca bestesinden 200’i de hit.


1966 yılında ‘’’Sen Mevsimler Gibisin değişirsin sevgilim’’’şarkısı ile Türkiye’de bir numara oldu.


Büyük usta Selami Şahin ile yaptığımız bu röportajı beğenerek okuyacaksınız. 

 

 ’’Sen Mevsimler Gibisin değişirsin sevgilim’’’



Nerelisiniz?


Tarihte Suriye Mısır’ın tek devlet oldu. Mısır’ın İskendirin şehirinden Suriye’ye, Suriye’den ise Hatay’a geldik. Hatay ise tarihte tek başına devlet olup ve Türkiye’ye katılma kararı almıştı.


Çocukluğunuz nasıl geçti?


Çok fakirlik içinde geçti. Biz üç erkek, üç kızız. Çocukluğuma ait bir resmi bile olmadı. Benim doğduğum yer Antakya, yayladağıdır. Eski köyümüzün adı; Cındarlı Yoncakaya köyü. Köyümüzde yol ve banka yoktu, sadece tek bir ilk okulu vardı.


Evde Türkçe öğrenmedim. Annem Türkçe bilmediği için, 7 yaşlarında ilk okula gittikten sonra Türkçeyi öğrenmeye başladım. İlk okulda iken öğretmenlerim bayramlarda ve törenlerde bana hep şarkı söyletirirlerdi. Öğretmenlerim hep derdi ki; günün birinde sen şarkıcı olacaksın. Ben ise şarkıcı nasıl olunur?  Nota nedir? Bilmiyordum. İlk okulu bitirdikten sonra imkanımız olmadığı için, annemin ve babamın rızasını alarak küçük yaşlarında lokantalarda garsonluk yaparak geçirdim.

 

 ’’Sen Mevsimler Gibisin değişirsin sevgilim’’’


İstanbul’a 1966 yılın başlarında geldim. Ütücüde çalışmaya başladım, fakat ütüyü tam iyi bilmediğim için beni işten çıkardılar.



Daha sonra Doğubank Sirkeçide, zemin katında plakçıda tezgartar olarak çalıştım. Mebüz Recip Dengin şirket sahibi, ortag ise İrfanız Bakır. Bir gün İrfanız Bakır’a; amca bana plak yapar mısın? dedim.  Avni Anıl ünlü besteci ile şaşkınlık içerisinde sesimi dinlediler. Çok beğendiler, hemen bana 45lik yaptılar. Ardından 1967 yılında Zehirledin beni, İstanbul’a veda ve  Sabır taşı çıkarttık. O zamanlar tek bir radyo vardı, televizyon yoktu. Birden ünlendim.


İlk olarak annem ve babamı köy hayatından kurtardım ve İskendurun’da bahçeli ev aldım. Eve telefon taktırdım ve banka hesap numarası açtım. 1970 yılında ise annemi babamı hacca gönderdim. Onlara karşı büyük bir tutkum var. Tanrı’dan sonra anneme  babama taptım. Annemi ve babamı sizlerin sayesinde kral ve kraliçe gibi yaşattım. Allah sizi başımdan eksik etmesin.


Müzik konusunda, notayı nota kitapları ile kendi çabalarım ile öğrendim. Eğitmenim olmadı. Hayatımda benden büyük insan görmedim, ama benden küçük insan da yoktur. İnsan olsun, hangi meslekte olursa olsun. İnsanlar birbirini tamamlar. Emredemem, kıramam, kimseyi küçük göremem. Merhaba dedildiği zaman; Sağol değil, teşekkür ederim. Resim çekti ne demek, benim içim şereftir diyorum. Ben sizin sevginizle varım, sizi kıramam diyorum. Size ne kadar güzel beste yapsam, ne kadar şarkı okusam bile hakkınızı ödeyemem. 

İlk besteniz olan ‘’Mevsimler gibisin’’ bestenizin hikayesini öğrenebilirmiyiz?


İstanbul kumburgaz’da, çocukluk yıllarımda arkadaşım Orhan Akdeniz (besteci,yorumcu) ile yazın çadır kiraladık. Bir gün kahvaltıya çıktık ve yan tarafta ki çadırda ki iki alman genç kız ve yanında bir erkek benimle fotoğraf çektirdi. Genç kızın biri ile baya bir bakıştık, gözlerle anlaştık. Biz bu kız ile 4/5 gün aşk yaşadık. 6’nci gün uykudan kalktım, baktım çadırda yanımda yok. Herhalde dedim kahvaltıya gitti, beni bekliyordur. Kahvaltı kısmına geldim ve baktım ki o orada. Meğerse sevgilisi gelmiş, ne yapayım dedi. Elime udumu daha sonra gitarımı aldım çalmaya başladım. Baktın ona, onu dünya’ya benzettim. Yalancısın dünya gibi. Değişkensin dört mevsim gibi. Yalancı dünya gibi yalancısın sevgilim, sen mevsimler gibisin değişirsin sevgilim diye ilk beştemi Eva’ya yaptım. Görsem tanımam şimdi, mutlaka evlenip çocukları olmuştur. Saygım sonsuz.


Bizde emretmek, bağırmak ve el kaldırmak yoktur.

 

 ’’Sen Mevsimler Gibisin değişirsin sevgilim’’’




Evde nasılsınız? İşlerinize engel oluyor mu?


Akıllı insan mutlu yaşar, 30 yıldır beraberiz. İki oğlum ve bir kızım var. Eşim ve Çocuklarım ile arkadaşım. Bizde emretmek, bağırmak ve el kaldırmak yoktur. Hanımıma, ne yemek yaptın?, niye yapmadın diye sorular sormam. İki dilim ekmeğin arasına peynir domatesi koyar ısıtır yerim. Evden çıkarken canım eşim ben stüdyo’ya gidiyorum, çalışacağım derim. Bir ihtiyacın olduğunda araman yeter derim.


Çocukluğumda anne ve babamdan aldığım eğitimi, çocuklarıma veriyorum. Annem ve babamdan el kaldırmak değil, ulan kelimesi duymadım. Hep dua ederlerdi.


Yeni nesil sanatçıları nasıl buluyorsunuz?


Karakterim gereği kimseyi hor görmem, fakat mevsimlik beşte yaptığın zaman bir mevsim sonra geçiyor. Bir yerlere gelmek kolay ama orada kalmak zor bu dünya’da.


Çok eser yapmak önemli değil, kalıcı ve güzel eser yapmaktır aslolan


Geleceğe dair projeleriniz var mı?


İki tane kitap çıkartıyorum. Biri hayatımı anlatan, diğeri ise iki bölümden oluşan 200 hit şarkılarımı kapsamakta. İkinci yayınlanacak olan kitabımın ilk bölümünde 100 eserim bulunarak, öz geçmişimin ardından da bestelerim, hikayeleri ve notası yer alacaktır. İkinci bölümünde ise diğer 100 eseri yayınlayacağım. Çok eser yapmak önemli değil, kalıcı ve güzel eser yapmaktır aslolan. Bunların yanı sıra doğudum köyden başlayıp, iş hayatımı da anlatan bir belgesel düşünüyorum.


Hollanda da yaşayan Türklere mesajınızı alabilir miyiz?


80’li yıllardan önce Hollanda’ya çok gittim geldim ve konserler verdik. Hollanda’yı çok beğeniyorum ve seviyorum. Orada ki yaşayanların da beni sevmelerine mutlu oluyorum ve gurur duyuyorum. O sevginin karşısında havalara girmem Selami Şahin yıllardır var ise, sevenlerin sevgisi ile var.


Bazıları bir şarkı tutturur havalara girer, fakat ben onu yapmam. Örnek, bir lokantada çalışan 17 yasında bir çocuğa ‘’oğlum gelsene buraya’ diyen arkaşıma öyle söyleme diyorum. Günah değil mi? O günlerden bende geçtim. Çekmeyen çekenin halinden anlamazmış. Ben ise oğlum gel masamızı sil, sen bizi unuttun ama deyip tebessüm ediyorum. Kulağına bir şey söyleyeceğim bahanesiyle eline para verip kimseye söyleme demişimdir. Allah razı olsun deyip gözleri dolmuştur, tabii ki benimde.  Çok duygusalım. Dışarı çıktığımda kuşlar beni tanıyor, onlara yem veriyorum. Köpekler, kediler, karıncıları incitmemek için yolda yürürken dikkat ederim. Bu arada karıncaların yemekleri için, ekmeklerin kırıntılarını atmayın onlara koyuyorum. Allahın yarattığı canlılara kıyamam. Öyle mutlu oluyorum.


Röportaj : Ebru Özgüner


Kaynak : Kadın Dergisi


www.kadindergisi.nl