19 Mart seçimlerinin sonucları, AP seçimlerini etkiliyecektir
HOLLANDA POLİTİKAMIZI VE POLİTİKASINI SORGULUYORUZ
Hollanda’da değişik siyasi partilerde görevli politikacılarımızla ve STK temsilcileriyle 19 Mart seçimlerini ve yakında yapılacak AB Parlamento seçimlerini konuştuk.Konuğumuz Avrupa Parlamentosu D66 adayı Ali Osman Biçen.
Avrupa Parlamentosu seçimlerinden D66 adayı Ali Osman Biçen : 19 Mart seçimlerinin sonucları AP seçimlerini büyük oranda etkileyeceği kanısındayım
Başta PvdA olmak üzere VVD ve CDA’nın yenilgisini nasil yorumluyorsunuz?
İşçi Partisi (PvdA) ve Liberal Demokrat Halkçı Parti (VVD), hükümetinin seçimlerde kaybetmeleri, iktidarda olmalarından dolayı değerlendirmek bence işin kolayı olur.
Her iki partinin de düşünce ve ideolojilerinin birbirlerinin tam tersi olması ve seçimlerde çıkan bir tablo ile mecburi bir hükümet kurulması gerekiyordu. Ekonomik küresel kriz ve finans alanındaki daralma, dar gelirli vatandaşların alım gücünün sürekli kötüleşmeye gitmesi, gerekli reform ve yeniliklerle ilgili adımlarının atılamaması, adeta bu iki uyumsuz hükümeti oluşturan partilerin sadece kendilerini bloke etmedikleri; bir nevi halkın iki tarafında bululan yani sosyal politikalar, dar gelirlilerler, iş dünyası ve üst gelirli olanların da beklentilerine gerekli yanit verecek adımları atamadıklarıni düşünüyorum.
Seçmenler bunu seçim yolu ile iki partiye adeta bu hükümetin ülkenin önünü açamayacağı sinyalini vermiş oldu. Hırıstiyan Demokratlar (CDA) ise geçmişteki PVV ortaklığına vermiş olduğu destekle büyük sorunlar yaşamıştı. Bu derin yaradan tekrar rehabilite olması zaman ve seçmenlerin güveniyle olacağını gösterdi. Muhalefette olmasına rağmen köklü bir partinin küçük kalması tabii ki dikkat çekici olmuştur.
Yerel Partiler büyük başarı sağladı, bunun temel nedeni sizce ne olabilir?
Yerel partiler bu belediye seçimlerinde en çok kârlı çıktılar. Burada en önemli nedenlerden biri, ülkesel partilerin yerel siyasette ülkesel çizgilerini yerel bazda o şehre göre uyum sağlayamamasından kaynaklandığını düşünüyorum.
Her şehrin ve o şehrin kendine has uygulama ve gereksinimleri bulunmakta. Merkezi siyasetin cizgileri o şehir için de geçerli olacak dayatması, hem o partinin halkla olan ilişkilerinde, hem de o partinin temsilcilerinin siyaset yapmalarında zor duruma itiyor.
Örneğin halk ile iyi bir ilişki kuran siyasetçiler kendi ulkesel çizgisi olan partilerde iç bir takım sorunlarla karşılaşabiliyor. Bu birçok partiden ayrılmalara kadar gidip, yerel partilerin oluşmasına neden olmaktadır. Yerel partiler o şehirde ve o şehre ait meselelerde daha rahat ve bağımsız bir program takip etmeleri halk tarafından tercih edilmesi, son zamanlarda daha çok yerel partilerde çoğalmaların olduğunu hepimiz gözlemliyoruz. Bununla rekabet etmek ülkesel partilerin yerel siyasetlerinde daha serbest ve rahat o şehre ait siyesetlerini kendilerinin belirlemesi gerektiği kanısındayım.
D66 partisinin istikrarlı bir çizgide olması hem sosyal hem de liberal kesimin güvenini kazanmasına yol açtığını düşünüyorum
D66 (Liberal Demokratlar ) Partisinin ve SP (Sosyalist Parti) başarısını neye bağlıyorsunuz?
Öncelikle D66 Partisinin başarısı birden oluşmadı. Her seçimde sürekli sağlam bir ivme ile yükseliş gösterdi. Hükümetin başarısız reform hamlelerini yapmamaları, D66 partisinin istikrarlı bir çizgide olması hem sosyal hem de liberal kesimin güvenini kazanmasına yol açtığını düşünüyorum. SP (Sosyalist Parti), bir protesto ve yönetim deneyimi konusunda tecrübesi ve az şans verilmesi, ekonomik olarak kampanyada büyük finansal imkanların da olmasıyla seçimlerde başarı sağladıklarını düşünmekteyim.
Bu seçimler Avrupa Parlamentosu seçimlerini etkiler mi ?
Bu seçimler tabii ki bir göstergedir ve mutlaka Avrupa Parlamentosu seçimlerine yansıması olacaktır. Fakat siyaset gündemi yönlendirme ile etkilenen bir alandır. Bugünkü sonuç bir an bir takım çıkışlar ve söylemlerle etkilenebilir. Her şeye rağmen bu seçimlerin AP seçimlerinin 2 ay öncesinde olması, zaman olarak fazla bir aranın olmaması netice olarak AP seçimlerini büyük oranda etkileyeceği kanısındayım.
Göçmenlerin toplumda yerini almasını, katılımın önemini arzu eden bir göçmen politikasından yanayız.
Başarılı çıkan partilerin göçmenler politikasını nasıl buluyorsunuz?
Başarılı çıkan partiler deyince D66 ile SP partisini düşünürsek; D66 özgürlüklerden yana bu doğrultuda bireysel haklara önem veren ve toplumu çok kültürlü olarak kabul eder. Renk ve kimliğe bakmaksızın herkeşi eşit değerde görür. Göçmenlerin toplumda yerini almasını, katılımın önemini arzu eden bir göçmen politikasından yanayız. Daha doğrusu, göçmen kavramı bize göre uygun bir kavram olmadığını, yasal olarak bu ülkede bulunan herkesin bu ülke vatandaşı olarak görülmesi ve o değerde haklarının sağlanması, ne zaman ki topluma katılımda engel ve sorun varsa onu giderici çözümlerin oluşmasını arzu etmekteyiz. SP Partisinin göçmen politikasının sert olduğunu, kabul eden değil, hatta Wilders partisinin çizgisinde bir göçmen siyasetinin var olduğunu bir çok uygulamalarda gözlemlemekteyiz.
PVV gibi partilerin yükselmesine katkı sağlayan bir çok kanallar mevcut ve bunlarɪn yanɪnda, yabancɪ kӧkenlilerin tavɪrlarɪ çok ӧnemli.
Göçmenler, özellikle Türkler sandığa gittiler mi, gerekli olan duyarlılığı gösterdiler mi?
Ben yabancı kökenli olan vatandaşların sandığa gittiğini düşünüyorum. Tabii ki bu oran daha yükseğe çekilmeli. Seçme hakkı çok önemli ve mutlaka yerine getirilmedir. Burada seçme hakkı ile birlikte sandık bilinci ve tercih konusunda toplumun bilinçli hareket etmesi önemli. Tercih konusunda aday ve hangi konuların kişi için önemli olduğunun bilinmesi ve o doğrultuda bir tercih yapılması hem o kişiyi siyasi tercih yaparken mutlu, hem de seçtiği kişiyi takip etmesinde doğru bir zeminde buluşturabilir. Sandɪğa atɪlan her oy, doğru adresi bulmalı. Aksi takdirde sandığa oy pusulası atmakla çöp kutusuna kağıt atma arasında bir fark olmayacaktır.
PVV nin yükselişini nasıl değerlendiriyorsunuz, bu başarı bizler için bir şey ifade eder mi?
Bence PVV gibi partilerin yükselmesine katkı sağlayan bir çok kanallar mevcut ve bunlarɪn yanɪnda, yabancɪ kӧkenlilerin tavɪrlarɪ çok ӧnemli. Tepki veya aynɪ dille karşɪlɪk vermek yerine, bunu hukuka ve adalete havale ederken, yabancɪ kӧkenli vatandaşlarɪn kӧşeye çekilip savunma refleksine girmemeleri gerektiğini düşünüyorum. Zira bu ɪrkçɪ partinin ve destekçilerin arzu ettikleri de tam bu aslɪnda. Hollanda toplumunda, geniş düşünen ve insanlarɪ insan olduğu için renk ve ɪrk olarak ayɪrmayan ve Wilders’ɪn tavrɪnɪ beğenmeyen bir kitlenin de varlɪğɪnɪ inkâr etmemeliyiz. Onlarla birlikte bu eleştirileri pozitif yӧnde, sanat, eğitim, kültürel alanda yapacağɪmɪz sɪçramalarla çok daha olumlu bir hale dӧnüştürebiliriz. PVV bu şekilde eriyecektir, aynɪ dille müdahaleler ise onu büyütürken, yabancɪ toplumu alan dɪşɪna iter ki bunu arzu etmemeliyiz.
