Türkiye örnekliğinde sanatta evrenseli yakalamanın yolu (tekrar)


  • Kayıt: 30.07.2015 21:41:00 Güncelleme: 30.07.2015 21:41:00

Sanatsal üretimlerin esin kaynağı ve yapıtlarda kullanılan unsurların kökeni, tamamiyle sanatçının kendi özgür iradesine kalmış bir keyfiyettir.  Sanatçı hangi dalda çalışıyorsa çalışsın, hangi tekniği kullanıyorsa kullansın, sonuçta üretimini kendi vizyonu, ruh hali ve birikimi çerçevesinde yapar. Şehirli bir sanatçının sanatsal üretiminin şehir kültürü unsurlarını taşıması kaçınılmaz bir gerçektir. Buna karşıt, kırsal bir ortamda yaşayan sanatçı da pek tabii kırsalın unsurlarını kullanır.


Yerel ve geleneksel bir sanatın evrensel bir boyut taşıyıp, çağdaş bir yapıya kavuşması ancak belli kıstasları yerine getirmesiyle mümkündür. “Bu kıstaslar nedir?” sorusu günümüz sanat ve düşün insanlarının gündeminde büyük bir tartışma konusudur. Aşırı muhafazakar kesim yerel (lokal) ve gelenekseli direkt olarak evrensel kabule inanırken, aşırı modernistler ise bu tür sanatları tamamiyle evrensellikten dışlama eğilimindedirler.


Tabi ki orta bir yol vardır ve bu yol yerelin ve gelenekselin evrenselliğe çıkış noktasıdır. Sanat, yaşayan ve etkileşim yoluyla devamlı değişime açık, kendi içinde reformist bir yapıya sahiptir.  Bu yapı içinde kurallar ve mutlak değişmezlerin yeri yoktur. Yerel ve gelenekselde ise, zamanla yerleşmiş kurallar ve en kötüsü mutlak değimezler evrensel olma kapısını kapatır. Burada yapılması gereken, yerel ve gelenekseli, yine onlardan  alınacak sanatsal unsur ve esinlerle çağdaş teknik ve yorumlar kullanarak, yeniden bir sanatsal üretime dönüştürmektir.


Cumhuriyetle beraber yeniden yapılanan Anadolu medeniyeti, yetiştirdiği sanatçılarla, kendi öz değerlerini kullanıp evrensel sanata ulaşmanın kapısını aralamıştır. Çağdaş Türk  müziği bunun en önemli örneğini teşkil eder. Ulvi Cemal Erkin, Cemal Reşit Rey, Adnan Saygun gibi sanatçılar Anadolu motiflerini kullanarak çağdaş besteler yapmışlar ve bunda da büyük başarılar kazanmışlardır. Hatta Gazi Mustafa Kemal buna büyük destek vermiş, sanatsal üretimlerde Anadolu-Türk motiflerinin kullanılmasında teşviklerde bulunmuştur. Bir defasında; Türk Halk danslarından hareketle, modern tarzda danslar tasarlanıp, baleye uyarlanması konusunda bir komisyon bile kurdurmuştur. Günümüzde dünyanın beyeniyle izlediği, ayakta alkışladığı ve bizim gururla seyrettiğimiz “Anadolu Ateşi” dansları işte bu çabaların güzel bir yansıması değil mi!  

Cumhuriyetle beraber yetişen modern sanat eğitimi almış ressamlarımız, heykeltraşlarımız, mimarlarımız yapıtlarında ancak kendi kültürünün unsurlarını kullanarak evrensel boyuta ulaşmışlardır. Turgut Zaim, Neşet Günal, Zeki Kocamemi, Cemal Tollu, Nurullah Berk, Bedri Rahmi, Sabri Berkel, Devrim Erbil, Zühtü Müritoğlu, Ali Hadi Bara, Mustafa Nusret Suman ve sayamadığım onlarca ressamımız, heykeltraşımız yapıtlarında hep Anadolu motiflerini kullanmışlar, uluslararası sanat arenasında boy göstermiş ve yurtdışında büyük ödüller kazanmışlardır.