ROTTERDAM ULUSLARARASI FILM FESTİVALİ!


  • Kayıt: 01.02.2018 15:36:00 Güncelleme: 20.12.2020 13:04:47

ROTTERDAM ULUSLARARASI FILM FESTİVALİ! 

 

Bu ne rezil festival! Yazıktır günahtır ya! Eş dost kazansın yesin diye halkın vergileri bu kadar adi, düşük ve yandaş filmlere harcanamamaz ki! 


Yaa ben seyirci olarak, camdaki bir sineği on dakika izlemek zorunda myım? Adamın adım atışlarını beş dakika izlemek zorunda mıyım? Kadının masayı çekişini, yerdeki çöpleri alışını dakikalarca izlemek zorunda mıyım! 


Düşük ve sapık bir sanat anlayışıyla, `sürrealist ve post modernist olursa güzel olur`` zihniyetiyle getirilmiş, ama tamamen deli saçması ıvır zıvır görüntüleri izlemek zorunda mıyım? 


Filipinler`in `katili arayan bir polis memuru`ndan başka hiçbir meselesi yok mu? Çin`de sadece ölmüş babasını arayan köylü çocuğu mu yaşıyor! 


Kardeşim, Rus, Çin, Hindistan ve İran ( ve Türkiye) sinemasında, bu ülkelerdeki Batı ajanlarının çektiği Batı yandaşı filmlerden başka bir sinema yok mu? Geçtiğimiz 20 yılın festivallerini hep, Doğu Avrupa, Kafkaslar, Kuzey Afrika ve Orta Doğu`daki `turuncu devrimleri` doğrudan veya dolaylı anlatan film müsveddeleriyle doldurdular. Adına da `sinema sanatı` dediler!


Belki tesadüfen 2-3 iyi film yakalarım ümidiyle ve basın kartımla bedava izleyebildiğim için yıllardır izliyorum, yoksa para verip adımımı atmam! Evet, her yıl getirilen yaklaşık 200 kısa ve uzun arasından, tesadüfen gözden kaçırıp getirdikleri 5-6 iyi film de oluyor. Ama burada festivalin bütününden söz ediyoruz, 5-6 iyi film festivalin karakterini belirlemez. Rezalet olduğu gerçeğini silemez! 


Zaten seyircinin yarıdan fazlası bedavacı, 3000`ı aşkın yabancı davetli ( film yapımcısı, artıst vs...) , 3000`i aşkında basın mensubu, davetli ve misafirler, yaklaşık 1000 gönüllü çalışan genç... Seyredenler bunlar... Kendi kendileri seyrediyor yani! Bir filmden çıkıp öbürüne giriyorlar. Yok efendim toplam 310 bin kişi izlemişmiş! Utanın be, yalanın bu kadarı da iğrenç doğrusu !!! Gelecek yılın sübvansiyonunu garantilemek amaçları bu yalan rakamlarla! Toplam 30 salonda 10 gün boyunca çarpıp toplasanız o kadar etmez... Geçen bir filmde, 700 kişilik salonda 12 kişiydik, ki filmlerin çoğu böyle dönüyor! 


Efendim neymiş, kent canlanacak ismi duyulacak ve turist gelecekmiş. O yüzden toplam yaklaşık 10 milyon Euro harcanıyor, eşe dosta! Gidin bakın bakalım sinemaların olduğu kent merkezine, var mı bir canlılık? Insan yok insan sokaklarda akşam 20:00`den sonra. In cin top atıyor, festivalin ilk yıllarında hiç olmazsa birac canlılık olurdu, şimdi o da kalmadı...


Kendim sinema meraklısıyım, festivalleri izlerim yıllardır, sinemayı izlerim, geçmişte çok sayıda kentte çok sayıda film festivalleri organize ettim. O dünyayı iyi tanıyorum. Ve bu kadar rezaletini hiç görmedim.


Ellerinde şampanya, şarap bardağıyla salonlarda ordan oraya dolaşan, gülücükler ve herkese boncuklar dağıtan, şirin ve kibar görünmeye çalışan ve bu şekilde her yıl halkın milyonlarını götüren sanatçı ve organizatör müsveddeleri bunlar. O kadar ciddi sanatçı güçlükler içinde yaşarken...


Ne dünyaya sundukları bir sanat yapıtı var, ne de sanatı ve seyirciyi geliştirdikleri. Aksine seyirciyi sinemadan ve gerçek sanattan soğutuyor, sanatı ayaklar altına alıyorlar. Sanat ve sinema, bu `yiyici ve özentilere` rağmen gelişecektir. 


Kibar soyguncular bunlar.


Ali Develioglu

   

(Kaynak: Ali Develioğlu Facebook sayfasından alınmıştır.)