Sandıktan çıkan asıl sonuç; Türkiye ve islam düşmanlığı


  • Kayıt: 12.04.2017 13:00:00 Güncelleme: 20.12.2020 13:02:13

 Bu seçim sonucu, Avrupa’da aşırı sağ ile liberaller arasında ırkçı eğilimler konusundaki  farkın da ortadan kalktığını gösterdi.  

 

Hollanda seçime Türkiye ve islam düşmanlığıyla gitti. Bu konuda Wilders'in ırkçı partisi zaten hep bu çizgideydi. Ancak diğer partiler de aynı eğilimi gösterdi. Özellikle Başbakan Rutte'nin liberal partisi de en az Wilders kadar etkili bir şekilde ırkçı politika uyguladı.

 

Rotterdam'da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Kaya'ya yapılan uygulama ve Türk vatandaşlarına yönelik ırkçı saldırıları gerçekleştiren iktidardaki Rutte'ydi.

 

 Başbakan Rutte liberal olmasına rağmen ırkçılık uyguladı. Bu olaydan önceki anketlerle seçim sonucu gösteriyor ki, Rutte, Türkiye'ye yönelik düşmanca tavır ve fiili uygulamalarla oylarını arttırdı. 2012 seçimine göre oy kaybı olsa da insan hakları, demokrasi gibi kavramları hiçe sayarak, son seçimde prim kazandı.

 

BBC'nin bir araştırması oldu, o araştırmaya göre Hollanda'daki seçimde Başbakan Rutte'nin Türkiye düşmanlığı seçmenin yüzde 34'ü üzerinde bir etki yapmış.

 

Hollanda seçimi şunu da gösterdi, Wilders'i zaten herkes biliyor, islam düşmanı, ırkcı bir adam. Ama Başbakan Rutte kendisini liberal olarak tanımlıyor. 

 

Hollanda seçmeni Geert Wilders'i ilk sırada seçmedi ama Wilders'in yerine en az onun kadar ırkçı politikaları son dönemde arttıran ve uygulayan Rutte'yi seçti. Bu Hollanda seçmeninin olaylara bakışını yansıtıyor, ırkçılığa kağıt üstünde prim tanımadan, ırkçı uygulamaları liberal maskesiyle kabul ettiklerini gösteriyor.

 

Hollanda seçim takviminin ilk ayağıydı. Buradan çıkan sonuç, Türkiye ve islam düşmanlığının prim yaptığını gösteriyor. Fransa'da Nisan ayında Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turu var, Almanya'da Eylül'de parlamento seçimi olacak. Hollanda'dan çıkan sonuç bu seçimlerde de belirleyici olacaktır. Ayrıca AB için Hollanda seçim sonucu da çok önemliydi, ayrılıkçı Wilders'in değil de hem AB'de kalmaktan yana olan hem de ayrılıkçılar kadar Türkiye'ye, Müslümanlara ve mültecilere düşmanca politika güden bir isim kazanması, AB'yi memnun etti.

 

Zaten yükselen bir ırkçılık var. Bunu liberal, demokrat, özgürlükçü hepsi uyguluyor. Artık Avrupa'da partilerin politikalarında ilk sırada Türkiye, islam düşmanlığı gibi kavramlar var. Sosyal demokrat da bunu yapıyor, aşırı sağcı da. O nedenle partilerin siyasi farklılıkları kalmadığını görüyoruz.

EBUBEKIR TURGUT