Elleri Üşüyordu Beyoğlu Sokaklarında


  • Kayıt: 27.12.2020 11:21:22 Güncelleme: 27.12.2020 11:21:22

Elleri Üşüyordu Beyoğlu Sokaklarında

Soğuk mu soğuk bir Aralık sabahıydı. Hasan, İstanbul‘un Beyoğlu semtimde doğmuş Güney Doğulu bir ailenin 7’inci çocuğuydu. Kendisi 12 yaşında idi, ama yeterli beslenemeden olacak çokta cılız ve ince uzun bir çocuktu.

Yanında, gıcır, gıcır yeni botları, parkeleri ve ellerinde tabletleri ile geçen Suriyeli mülteci çocukları gözüne takıldı. Bir anlık düşündü, kendisi öz mü öz Türk evladı ve Türkiye Cumhuriyete’nin öz evladıydı.

Dedesinin babası Kafkaslarda, Sarıkamış’ta, Anne tarafında Hamid dedesi Çanakkale’de şehit olmuşlardı. Bu ülkeye bir bedel ödemiş şanlı ve soylu bir aile olduklarını söylerdi Ökkeş’in dedesi.

1934 ‘deki Nüfus soyadı kanunu çıktığında, Mustafa Kemal Atatürk kendi ailesine ŞanlıTürk soyadı vermiş di ?.

Soyadı Kanunu, her Türk vatandaşına bir soyadı taşıma yükümlülüğü getiren 2525 sayılı kanundur. 21 Haziran 1934 tarihinde kabul edilmiş, 2 Temmuz 1934 günü Resmi Gazete'de yayımlanmış ve 2 Ocak 1935′te yürürlüğe girmiştir.

Babası mevsimlik olarak çalışıyordu ama , marttan bu yana eve gelirde getiremiyordu artık. İş kendilerine düşmüştü 9 boğazı doyurmak için 5 kardeş de, Beyoğlu sokakalarında mendil ve çorap satarak geçimlerini sağlıyorlardı.

Kendisi aslında iyide öğreniyordu ve kendisinin Beyoğlu sokaklarında imrenerek baktığı Beyaz yakalı olmak istiyordu. Belki bir doktor, belki bir Avukat.

Kendisine Suriyeli komşularının kara oğlu Hasan ne demişti, Avrupa Birliği vermiş olduğu destek, giyim ve tablet alınmış ve her ay birde kendisine 700 TL harçlık verilmiş Avrupa Mülteci Fonların’dan.

Sümüklü Hasan’da İsveç’e gidecekmiş ve orada Ameliyat doktoru da olacakmış.

Küçük kardeşi Yunus ne demişti geçen hafta? Baba biz neden mülteci değiliz ? Bizde Hollanda’ya gidelim mi ?.

Bunları düşünürken, yanından basılı, bakımlı ve pahalı çizmeleri ve paltoları ile 8 kişilik neşeyle kahkaha atarak yürüyen bir genç grub geçti.

Bunlar olsa idi Türkiye’nin sahipleri ve bunlar olsa idi beyaz gömleklilerin çocukları.

Bir anlık düşündü, Hindistan’da sokakta yaşayan, sokakta doğan bir ömür ne ismi nede soyadı olan aileler ve isimsiz çocukları düşündü. Yine de şanlı Türk olmaktan mutluydu memleketi Türkiye’de.

Nejat Mustafa