Neden bu kavga der gibiydiler...!


  • Kayıt: 03.12.2021 07:00:43 Güncelleme: 03.12.2021 07:00:43

Neden bu kavga der gibiydiler...!

Nejat SUCU

Almelo – Saray Bosna 2200 kilometre, Almelo – Nevşehir 3489 kilometre, Almelo – Hatay 3865 kilometre, Almelo – Tehran 5591 kilometre ve Almelo – Kabil 7208 Kilometredir.

Bugün ben, Almelo Belediyesi’nin Genel Halk Mezarlığını ziyaret ettim. Mezarlığın tenha bir kısmı Müslümanlar için ayrılmıştı. Afganistan’dan, Kars'tan, Tahran'dan, İzmir’den, Fas’tan, Hatay’dan, Kayseri’den Bosna Hersek’ten ve de Kabil’den gelen 100 ‘ün üzerinde göçmenler yan yana yatıyordu.

Hiçte üşümüyorlardı. Onların şartsız, beklentisiz ve yaşamın kirli birikimlerinden uzak sevgileri birbirlerini ısıtarak mutlu ve huzurlu bir şekilde kabirlerinde yatıyorlardı. 

En güzeli de, etnik köken, din, dil, ırk, yaş, çirkin, güzel, genç, yaşlı ve ülke ayrımı yapmadan yan yana huzur ve güven içinde yatıyorlardı. Hepsi de Sonbaharın vermiş olduğu huzur ve güzellik içinde, bizlere örnek olacak ve sanki söyleyecek birçok sözleri var gibiydiler.

Neden bu kavga der gibiydiler ?

Tabii ki hüzünlü bir yanları da vardı, Hepsinin daha iyi bir hayat için veya kendi doğdukları topraklarından yaşama olanağı bulamadıkları için topraklarından koparılıp binlerce kilometre uzakta gurbette yaşamlarının son bulmasıydı. 

Bir düşünün, bu kış akşamında, Beşikte başlayan, mezara uzanan bir ömrün hayat boyu neler yaşadığını. Umutlar, sevdalar, acılar. Hiç yaşanmamış gibi biten binlerce hayat

Sanki hiç Var olmamışçasına biten yüzlercesine karşılık yeni başlayan ve umuda yolculuk. 

Ne güzel anlatmış Faruk Nafiz Çamlıbel Han Duvar’ları şiirinde ;

  "On yıl var ayrıyım Kınadağı'ndan     

      Baba ocağından yar kucağından     

      Bir çiçek dermeden sevgi bağından     

      Huduttan hududa atılmışım ben"     

Gurbeti, yalnızlığı ve gurbette geçen umutsuz ve yalnız hayatları ne güzel anlatmış Faruk Nafiz Çamlıbel Ne zordur olan yazarın ve şairin kendi gerçek duyguları ile yüzleşebilmesi. 

Gurbet olmasa, gurbet icat edilmese ne güzel olurdu hayat derdi büyüklerimiz. 

Uzun yıllar göremediği kızının ve oğlunun özlemi, çok açıdır o anneye. Baba ise âdettendir içine akıtır gözyaşlarını ve duygularını dışa vurmaz. Evet bizim Anadolu’da “ Erkek adam ağlamaz “ deriz ve öyledir.

Gurbet denen "melun" ne sevgilileri, eşleri birbirinden, köklerinden koparıp ayırmıştır. Ve en acısı da çoğu sonsuza dek kavuşamadan yitip gitmiştir bu dünyadan. İşte bu denli sevimsiz, bir hayatın içinde debelenip duruyoruz. 

Savgı ve sevgilerimle.