Hollanda’nın Doğu bölgesinde Almanya sınırına yakın Weerselo şehrinde geçmişte köylülerin kendi ürettikleri Peynir, Tereyağı ve Çiftlik sütü gibi Ürenlerinin yanında sebze ve meyvelerini pazarladıkları her cumartesi günü düzenlenen köylü pazarı ve panayırı ( De boerenmarkt ) düzenlemekteydi.
Daha sonraki yıllarda, antik, yeni ve eski eşyalarını pazarlayan hareketli panayır havasında kahvesi ve Patpatı olan neşeli bir pazardı. Son yıllarda Türklerin ve diğer göçmenlerin de Pazar kurdukları ve ziyaret ettikleri Weerselo pazarı olan Twente bölgesinde önemli bir görevi vardı.
3 yıldır gitmemiştim. Bu sabah zamanın uygunluğundan faydalanarak, bir ziyaret gerçekleştirdim. Varış saati 10. 00 ‘nu geçmesine rağmen park yerlerinde ziyaretçi araba sayısının az olması dikkatimi çekti. Pazara girdikten sonra, geçen yıllara göre hem pazarcıların ve hem de ziyaretçilerinin azlığı geçen yıllara göre çok düşmüştü.
Kendi kendime bu soruyu sormadan edemedim
Acaba , ekonomik krizin, yaşamı neşesini yok eden, Gaz, gıda ve geçen ay itibariye yüzde 12 ‘lere ulaşan enflasyonun en rahat görebileceğimiz göstergesi mi diye düşündüm.
Tabii ki alternatif ucuz, Çin ve Uzak Doğu’dan gelen ürünleri satan mağazaların açılması artık insanların, bu çeşit pazarları ucuz ve çekici de kılmıyor.
Bu enflasyonun ve devalüasyonun hortlaması, insanların harcamalarında daha da dikkatli olmaya zorluyor. Her 3 Hollandalı aileden biri gelecekte krizin olumsuz etkisini hissedeceği kesin gözüküyor.
Acaba ekonomik resesyonun (recessie ) ayak sesleri mi ?
Resesyon ( recessie ) durgunluk, ekonomik anlamda büyümenin küçülerek, olumsuz çizgide seyretmesi, üretim ve tüketimin daralma anlamına gelir ki, bir çorap söküğü gibi Avrupa bölgesinde başlayan bir krizin bütün dünya ülkelerini olumsuz yönde etkileyeceği kesindir. Çalışan Hollanda toplumunda işsizlik ve gelir kaybı anlamına da gelir.
Ben kültüründen ( İk ) biz kültürü (Wij ) bizim için çözüm mü ?
Son yıllarda Neo Liberal, bencil ve ben, yine ben kültürüne zorunlu olarak uyum sağladık. Toplumsal dayanışma ve yardımlaşma ( Solidariteit ) kültürünü yeniden zamanın şartlarına göre yeniden mi organize etmek gerek ?
Bu krizden en az yara ile çıkabilmemiz, toplumsal dayanışma ve toplumsal paylaşımla mümkün olur, Tabii ki geç kalmadan, yarınlara yeniden kendimizle başlayarak bir an önce hazırlanmak gerek. Var olan sahip olduklarımız geçen yıllara göre daha pahalı ve daha çok çalışmayı ve kazanmayı gerektiriyor.
Bu gidişle, bir yaşam boyu “Beşikten mezara kadar çalışacağımı bir ömür. Üretim araçlarına sahip olanlar ve kazanç doymayan sermeye bunu istemiyor mu zaten ?
Saygılarımla,
