Ne kadar facebook‘lu ne kadar Linkedin ‘li varsa hepsi mutlu ve huzurlu. Ne işsizlik, Rus – Ukranya savaşı, ne enerji ve gıda krizi etkilemiş görünüyor.
Hiçte ekonomik sorunları yok. Hepsi yüksek makamlarda, yönetici, danışman, menajer, ülkesel ve uluslar arası üstün hizmetler vermekteler.
Türk gençlerinde işsizlik oranı Hollandalı emsallerinden 10 kat daha fazla imiş, çokta umurlarında da değil. İş bulmak isteyen Hollanda’da işte ve aşta var. İş bulamamalarının suçunu kendilerinde aralamaları gerek
“Eigen schuld, dikke bult / Ne ekersen, onu biçersin “. Onlara göre; Hollanda Türk toplumunun ne işsizlik, yaşlılık, kadın, sağlık nede diasporada yaşama sorunları var.
Hiçbirinin ne sorunu var ne de zorunluluğu. Hepsi, kendi özgür seçimleri ve istekleri için Hollanda’da yaşıyorlar. İlk nesil kendinden başka hiçbir kimseyide düşünmüyor. Varsa yoksa Ik Ik ve Kendimiz.
Bu demek oluyorki, biz Hollandaya gelmeden “ Biz “”kültürünü yaşamaktaydık ve Hollanda’da uzun yıllar “Biz “ kültürüne sahip çıkmayı ve biz olmayı denedik de ne oldu ?
Yıllar önce, Orhan Veli Kanık be güzel anlatmış Cımbızlı şiirinde;
Ne atom bombası
Ne Londra Konferansı
Bir elinde cımbız,
Bir elinde ayna;
Umurunda mı dünya!
Birey ve Ego “ Ben “son yıllarda öne çıkan en önmeli Hollanda kültürü. Bu değeri geri döndürmek ve bunun geri dönüşüde yok. Bunun yanında bireysel çabaların, toplumsal katılım ve faaliyetlere dönüşümü gerçekleşebilir.
Toplumsal sorumluluktan bireysel sorumluluğa, toplumsal mutluluktan bireysel mutluluğa giden bir yolda gençlerin büyük bir gelişme gösterdiklerini izliyoruz.Bireysel mutlu ve huzurlu olan bireylerden başarılı, huzurlu ve mutlu toplumlar oluşur.
Mutlu ve huzurlu günler dileğimle,
