Hollandalı Türklerde Yalnızlık ve Çözümlerimiz


  • Kayıt: 30.01.2023 09:55:48 Güncelleme: 30.01.2023 10:01:24

Hollandalı Türklerde Yalnızlık ve Çözümlerimiz

Mustafa Nejat Sucu

2023 yılının başında, Hollanda’da yaşayan Türklerin 10 ‘da 7 ‘sinin yalnızlık hissettikleri veya yalnızlık içinde yaşadıklarını okuyorum. Son 10 yılda neler neler değişti biraz irdelemek gerek.

Son günlerde var olan toplumsal sorunlarımızdan biri olan “Yalnızlığın” soyut (abstract) kavram ve bir sorun olduğu tespitini yıllar önce yapmıştım. Yalnız yalnızlığı anlatmak biraz zor olsa da, yalnızlığın: işsizlik, fakirlik ve borçlarla ilgili olacağını düşündük ve yazdık.

Gurbette yalnızlık

Bu konuda derinlemesine çok karşılaştırabileceğimiz analiz ve akademik çalışmalar yok. En güzel kaynak yine, Hollanda Merkezi İstatistik Bürosunun (CBS) verileri ve araştırmaları. Gerisini biz kendimiz araştırmak ve doldurmak zorundayız.

Aynı zamanda yalnızlık bir ruh hali, yaşamdan tatmin olamama, gerçekti olmayan ütopik yaşam beklentileri, aile, çevre ve en önemlisi ise Hollanda gibi bize hiç benzemeyen ve hiçbir zaman benzemeyecek bir Hollanda toplumunda yan yana yaşamak zorunda kalmak.

Son 3 yılda artış

Korona pandemisi, evde kalmak zorunda kalan büyük bir kesim. Sağlıklı ve sürekli toplumsal ilişkilerde kopuklukla birlikte son bulan aile ziyaretleri, Yine geçen yıl başlayan enerji ve gıda fiyatları var olan yalnızlığın üzerin birde tuz ve biber oldu.

Son yıllarda camilerin, derneklerin ve vakıfların düzenlemiş bulundukları Türk kültür günleri ve kermeslere ilgide ve ziyarette artış gözledik. Yemek ve Türk mutfağının lezzeti ve sunduğun çeşitlilik ziyaretlerde çok önemli olması ziyaretlerin artış nedeni. Bunun yanında Hollanda’da kalıcı olmamız ve kazançlarda artışta önemli. Fakat en büyük artışın nedeni insanların yalnızlığı ve diğerleri ile birlikte olabilme isteği olmalı.

Dernekler, camiler, vakıflar ve kahveler Hollanda Türk toplumu yalnızlığına ruhen, manevi ve sosyal bir merhem olması beklenirdi. Yine de toplumun kurum ve kuruluşları ile yıllarca ilişkisi ve ziyareti olmayan büyük bir oran.

Neden olmuyorlar ?

Sorun daha derin ve çok karışık. Belli ki 20’inci yüzyılda insanoğlu aradığı mutluluğu ve huzuru da bulamamış. Bütün yeni umutlar, yeni ideolojiler ve inanç grupları hayal kırıklığı, acılar ve var olanı yok ederek mutsuz, huzursuz bir toplum yaratıyor.

İnsan beyninden daha hızlı değişim

Son 30 yılın bilgi, ulaşım ve iletişim teknolojisin de süper ve insan hızını aşan son yüzyılların büyük değişimini yaşadık. Var olan bilgi ve bilgisayar teknolojisi insanların yaşamına, geleneklerine, göreneklerin kısacası beyinlerimize darbe yapıldı. Artık belirli bir yaşam biçimi dayatıldı ve bizde kuzu kuzu sunulan “Post modern kapitalist neoliberalizmi “bir nimet gibi kabul ediverdik. Etmeyende dışarıda ve arkada kaldı.

Çözüm çokta kolay değil. Ama yine umut yüzde 001,1 olsa da

Çözüm ve suçlu aramak ve bulmak tabii sorunu çözmüyor. Çözüm bende, sende ve bizlerde. Tabii ilkönce sorunu iyi bir tanımlama, kabul etmek ve çözüme giden yolu bulabilmekten geçer.

“ Deve kuşu gibi başımızı kuma gömmek “sorunu çözmüyor.

Ne yapmak gerek ?

Bir an önce yalnızlık, işsizlik, fakirlik ve borçların tasviyesi ile ilgili şehirsel ve bölgesel küçük ölçekli projeler yaşama geçirilmeli. Bu yazdıklarımızı gelin hep birlikte deneyelim. Ben yazarak başladım, sizde katılır mısınız ? Var olan yaralarımıza bir dirhem merhem olalım, Sevgilerimle.