Hak Edilmeyen ve Gülmeyen Yüzlerin Türk Göçmenleri


  • Kayıt: 19.03.2023 19:20:02 Güncelleme: 19.03.2023 19:20:02

Hak Edilmeyen ve Gülmeyen Yüzlerin Türk Göçmenleri

Nejat Sucu

Hollanda Türk Göçmen toplumu her geçen gün fakirleşiyor ve yalnızlaşıyor. Bu sorunumuzu gündeme getirmek ve bu sorunumuza çözüm aramak ilkönce politik yönetimlerin, vakıf ve dernek gibi sivil toplum kuruluşlarının bu sorunu, şehirsel, bölgesel ve ülkesel gündeme taşınması ve bu konuda çözüm araması gerekir diye düşünüyorum.

Sorun nedir?

Son 20 yılda, Hollanda ve Avrupa’da yaşanan ekonomik kriz ve kısıtlama politikaları ile birlikte, Hollanda Türk Göçmenlerinin gelirlerinde hissedilir bir azalma görüldü. Gelir kaybına rağmen, giderlerde gözle görülür bir artış gözlendi. Yeni istihdam ve gelir kaynakları olmayan emekli, yalnız yaşayan ana ve babalar, Türkiye eğitimli insanlarımız parasız yaşamın sürdürülmesi zor olan Hollanda’da, son gıda ve enerji krizi ruh sağlığını bozduğu gibi, göçmenlerin içlerine kapanmalarına ruhsal yalnızlığa maruz kalmalarına neden oldu.

Baharla birlikte Türkiye’de geçirilen uzun zaman ne kadar daha az masrafla olsa da, Hollanda’da konut, yakıt ve hastalık giderleri devam ettiği için genelinde Türkiye'de harcayacak paraları da yeterli olmamakta.

Bunun yanında, yaşlılığın verdiği ruhsal ve bedensel rahatsızlıklar, çocuklar ile var olan jenerasyon farklılıkları, beklentilerine karşılık bulamayan ve emeklerinin boşuna gittiğini düşünen hayal kırıklığı ile gelen mutsuz, yalnız, hasta ve fakir bir yaşam.

Ne yapmak gerek?

Yaşlılarımızın sorunlarını gündeme taşımak, yapılan faaliyet ve yardımla ve rehberlik faaliyetlerini proje olarak yazmak gerek. Yapılacak faaliyetler için yerel, bölgesel, ülkesel, Türkiye ve Avrupa fonlardan alınan destekle bir çalışma yapmanın zamanı geldi de geçiyor diyoruz.

Garipliği, fakirliği ve yalnızlığı Yunus Emre nede güzel anlatmış; Bir garip ölmüş diyeler, Üç günden sonra duyalar Soğuksu ile yuhalar Şöyle garip bencileyin...

Yazarak çözüm bulmak

Yazarak ve konuşarak çözüm yolları bulmak gerek. Kafamızı kuma gömme zamanı değil artık. Kafamızı kumdan çıkaralım ve bir bakalım etrafımıza. Güneş’le doğan yeni güne umutla ve dünden daha da heyecanlı bakalım. Umut ediyorum, 1960 yıllarında Avrupa'ya işçi göçündeki o heyecanı ve bir Çay filizi gibi fışkıran o yeni umutları tekrar yakalarız. Hepimiz yeni yeni umutlara, barışa ve sevinçlere gereksinimi var. Baharla gelen gönül dolusu sevgilerimle.