“Biz Kültürü”nden “Ben Kültürü”ne Giden Yolda


  • Kayıt: 18.05.2023 10:40:54 Güncelleme: 18.05.2023 10:40:54

“Biz Kültürü”nden “Ben Kültürü”ne Giden Yolda

Nejat SUCU

Hollanda Türk toplumu krizde. Neden mi? Çünkü birbirimize güvenimiz asgari düzeye indi. Kimse kimseyle, Türkiye üzerine, Hollanda’da gelişen olaylar ya da dünya politikaları üzerine fikir alışverişinde bulunamyor. Ya da kimse Hollanda’da işsizliğin artmakta olduğunu konuşmuyor. Toplumsal güvenin, birlik ve dirliğin olmadığı toplumlarda olumlu gelişmeleri beklemek de hayalcilik olur.

Hollanda yasaları herkesi bağlayıcıdır

Hollanda yaşayan tüm bireyler, kurumlar, göçmenler veya yerliler, yürürlükteki yasalara uymakla mükelleftir. Kim olursa olsun, yasaların dışına çıkan ve suç işleyen herkes için cezai yaptırımlar vardır.

Kim, ne düşünürse düşünsün; Hollanda’nın güvenliği bizim de güvenliğimizdir. Yaşamda en temel gereksinimlerden biri, “güvenlik duygusu”dur. Bu yüzden, yaşadığımız bu ülkenin güvenliğini bozmaya hiç kimsenin hakkı yoktur ve hiç kimse yasalar önünde ayrıcalıklı değildir.

İnsanlar giderek bireyselleşiyor 

Göçmen bir Türk birey, Hollanda’da “kendi çabasıyla” ayakta durmaya çalışıyor. Hollanda’daki sivil toplum örgütlerimiz, özellikle siyasi ayrışmaların etkisiyle Hollanda Türk göçmen toplumunu temsil edemediler. Yakın gelecekte güçlü ve etkili olmalarını da beklemiyorum. Sadece, her 4 yılda bir Türkiye’de yapılan seçimlerde aktif olmayı biliyorlar.

Bireysel küçük çalışma grupları

Artık, belirli bir dalda uzmanlığı olan göçmenlerden ya da mesleki, sosyal, sağlık, gençlik, kadın ve yaşlılar için faaliyet gösterecek küçük faaliyet gruplarından bireysel başarılar çıkacak gibi görünüyor.

Umutsuz yaşanır mı?

Elbette, umut etmeden yaşanmaz. Geleceğe umutla bakmak; yeni ve olumlu gelişmeleri ümit ederek mücadele etmek ve geçmiş yıllardan iki kat daha fazla çalışmaktır, derim. Siz ne dersiniz?

Hoşça kalın.