Ali ve Bekir Kaynar, 35 yıl süren bir yolculuk boyunca, karşılaştıkları tüm zorlukları aşarak iş dünyasında kendilerine sağlam bir yer edindiler. İlk adımlarını atarken belirsizlik ve engellerle dolu bir dünyada hayallerini gerçekleştirmek için mücadele eden bu iki kardeş, zamanla sektördeki en güvenilir ve saygı duyulan isimlerden biri haline geldiler. Kaynar Kardeşlerin hikâyesi, yalnızca ticari başarılarıyla değil, azim, dayanıklılık ve birlikte yürütülen bir yolculuğun gücüyle de dikkat çekiyor. 35 yıl süresince aldıkları kararlar, karşılaştıkları zorluklar ve kurdukları güçlü bağlar, bugünlere nasıl geldiklerini anlamamıza ışık tutuyor. Röportajımızda, Kaynar Kardeşlerin bu uzun yolculuğunun kulislerine ve başarılarının arkasındaki sırlarına daha yakından bakıyoruz.
Sizi tanıyabilir miyiz? İş dünyasına nasıl adım attınız ve bu yolculukta en büyük motivasyonunuz neydi?
Biz iş dünyasına 1989 yılında bir spor okulu ile adım attık. Kardeşim Bekir ve ben, karate dersleri veriyorduk. O dönemde fark ettik ki biz de bir spor okulu sahibi olabiliriz ve bu düşünceyle bir spor okulu açtık. Hem karate hem de fitness dersleri veriyorduk. Rahmetli babamız, bu spor okulunu açabilmemiz için maddi ve manevi her türlü desteği sağladı. Hatta rahmetli babamızın arkadaşları, "Bunlar ne kazanacak, seni batıracaklar," gibi sözler de söylediler.
Babamızın en güzel sözü şuydu: "Ben bir bavulla Hollanda'ya geldim, gerekirse bir bavulla geri dönerim. Çocuklarıma güveniyorum, başaracaklarına inanıyorum." Bu söz bizlere çok güç verdi. Biz de var gücümüzle çalışarak, şu anki konumumuza gelmeyi başardık ve onu onura ettiğimizi düşünüyoruz.
Spor okulunun yanında bir Türk fırını vardı. Bu fırın iflas etti ve kardeşim Bekir, "Bu fırını alalım, biz işletelim," dedi. Başta çok karşı çıktım, ama "Denemekte fayda var," diyerek fırını aldık ve işletmeye başladık. Fırını aldıktan sonra, onun yanındaki boş dükkana bir market açtık; bu market yabancı yiyecekler satıyordu. Ardından bir döner dükkanı satın alıp döner işine de girdik. Zamanla gece gündüz çalıştığımızı fark ettik ve her ay kira ödüyorduk. Ancak kira ödediğimiz kişi gelip elden alıyordu. Biz de düşündük ki, "Bu adam ne yapıyorsa biz de yapabiliriz," diyerek ilk binamızı aldık ve içerisini başkasına sattık. Bu, gayrimenkul sektörüne girişimizin başlangıcı oldu. İlk binayı almakta biraz karşı çıktım ama kardeşim Bekir, "Bunu alacağız," dedi ve aldık. Derler ya bazen, büyük lafı dinlemek gerekir, ben de küçük kardeşim Bekir’in lafını dinledim ve bu şekilde gayrimenkul işine başladık.
En büyük motivasyonum ise kardeşim Bekir’dir.
İki kardeş olarak bu şirketleri kurmaya nasıl karar verdiniz? Birlikte iş yürütmenin avantajları ve zorlukları hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Küçüklüğümüzden beri beraber gezerdik, birlikte spora giderdik. Yaptığımız işlerin hacmi büyüdükçe, bir karar verdik: Kim nerede iyi, bunu belirleyelim. Bu ayrımı çok güzel yaptık. Kardeşim Bekir dış işlerine bakar, ben ise finansal işlere bakarım. Bana sorsanız, "Bu bina nasıl?" diye, ilk soracağım kişi Bekir'dir. Çünkü kendini bu konuda çok iyi geliştirdi ve Allah’a şükür, şu ana kadar hiçbir binada ne tadilatında ne alımında, ne de yeni bina yapımında başarısız olmadık.
Bana sorarlarsa, "Bekir ne iş yapıyor?" diye, ben her zaman derim ki, "Taş üstünde taş koyuyor." Birlikte çalışmanın bize güç vereceğini düşünüyoruz. Buradaki en büyük güzellik ise kardeşinin kendine aldığı bir şeyden senin de mutlu olman veya senin aldığın bir şeyden kardeşinin mutlu olmasıdır.
35 yıldır ticaret hayatında çeşitli dallarda faaliyet gösteriyoruz
İş dünyasında kaç senedir faaliyet gösteriyorsunuz? Bu süre zarfında en büyük başarılarınız nelerdir?
35 yıldır ticaret hayatında çeşitli dallarda faaliyet gösteriyoruz. Hep düşündüğümüz şey, başkasının zor bulduğu işi biz yapmak oldu. Hollanda’da navigasyon yazılımı yeni popüler olmaya başladığında, biz de bu işi Türkiye’de yaparız diye düşündük ve Türkiye’ye yatırım yaptık. Türkiye’de bir numara olduk, tüm teknoloji marketlerinde ürünlerimiz satıldı. Ayrıca, Samsung, Turkcell ve Vodafone gibi büyük firmalara da navigasyon yazılımı sattık. İlklerden biri olduğumuz için, Türkiye’ye giren her akıllı telefonda bizim navigasyon yazılımımız vardı.
Yazılım sektörü sürekli gelişen bir alan, bu yüzden doğru zamanda çıkmak ve sürekliliği sağlamak gerekiyor. Biz de navigasyon yazılımı alanında doğru zamanda piyasaya çıktık, ancak artık yazılımımız ücretsiz veriliyor. Tabii ki, bu başarılar için bir bedel ödedik. Geçmişte başarının bedelini ödemeyen, gelecekte başarısızlığın bedelini bir ömür boyu öder, derler.
Ekibin büyük olması değil, güvenli ve verimli olması önemli
Toplamda kaç kişilik bir ekiple çalışıyorsunuz? Ekip büyüklüğünüz işlerinizi nasıl etkiliyor?
Bizim 25 kişilik bir ana kadromuz var ve bu kadroyla, diğer çalışanları ve işleri üç ülkede kontrol altında tutuyoruz. Ekibin büyük olması değil, güvenli ve verimli olması önemli. Az sayıda insanla çok iş yapılabilir, yeter ki ekibinizi doğru kurun, güvenilecek insanlarla çalışın ve onları yeni teknolojilerle besleyin.
Bizim farklı şirketlere ve yatırımlara yönelmemizin tek sebebi, tüm yumurtaları aynı sepete koymamaktır
Farklı sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerinizi yönlendiren temel prensipleriniz nelerdir? Bu sektörlerde nasıl fark yarattınız?
Bizim farklı şirketlere ve yatırımlara yönelmemizin tek sebebi, tüm yumurtaları aynı sepete koymamaktır. Dünyamız değişiyor, her şey teknolojiyle şekilleniyor ve bilgi artık teknolojiden alınıyor. O yüzden iyi insanlara yatırım yaparak, farklı sektörlerde kazanç sağlamak mümkün.
Gayrimenkul, enerji ve teknoloji sektörlerinde faaliyet gösteren şirketlerimizi yönlendiren temel prensiplerimiz; inovasyon, sürdürülebilirlik ve müşteri odaklılıktır. Her sektörde sürdürülebilir büyüme sağlamak ve topluma değer katmak için uzun vadeli vizyonlarla hareket ediyoruz.
Gayrimenkul sektöründe, kaliteli yaşam alanları yaratmak ve topluma değerli projeler sunmak hedefimiz. Enerji sektöründe, yenilenebilir enerji çözümleriyle çevre dostu projelere odaklanarak enerji verimliliğini artırıyoruz. Teknoloji alanında ise, dijitalleşme ve inovasyonu ön planda tutarak iş süreçlerini daha verimli ve kullanıcı dostu hale getiriyoruz.
Bu sektörlerde fark yaratarak, hem müşterilerimize hem de topluma kalıcı ve anlamlı katkılar sunmayı sürdürüyoruz.
Gayrimenkul işinin bu kadar verimli olacağını tahmin etmemiştik
Centavos markasını kurarken hangi vizyona sahiptiniz? Şu anda hedeflerinize ne kadar ulaştığınızı düşünüyorsunuz?
Biz Centavos’u kurduğumuzda birkaç tane binamız vardı. Gayrimenkul işinin bu kadar verimli olacağını tahmin etmemiştik. Ancak gördük ki, aldığınız binayı daha değerli hale getirmek istiyorsanız, binaya yenilik yapmanız ya da işlevini değiştirmeniz gerekiyor. Bu sayede katma değer sağlayabiliyorsunuz. Aldığımız binaların birçoğunda bu stratejiyi uyguladık ve başarılı olduk.
Başarımızın bir diğer sırrı ise güçlü bir yerel pazar bilgisi ve uzun vadeli yatırımlar yapmamız
Bardakçı A.Ş. markasının gayrimenkul sektöründe elde ettiğiniz başarının sırrı nedir?
Bardakçı Gayrimenkul A.Ş.’nin başarısının temelinde müşteri odaklı yaklaşımımız ve yenilikçi projelerimiz yatıyor. Her projede, yaşam kalitesini artıran, estetik ve fonksiyonelliği bir araya getiren tasarımlar sunarak sektörde fark yaratıyoruz.
Başarımızın bir diğer sırrı ise güçlü bir yerel pazar bilgisi ve uzun vadeli yatırımlar yapmamız. Sürekli olarak müşteri geri bildirimlerini dikkate alarak, ihtiyaçlara göre şekillenen projeler geliştiriyoruz. Yüksek kalite standartları, çevre dostu yapılar ve güvenilir teslimatlar ile müşterilerimizin güvenini kazanıyoruz. Bardakçı Gayrimenkul, sektörde güven ve sürdürülebilirlik ilkesini her zaman ön planda tutarak büyümeye devam ediyor.
Dortmund’da 30.000 metrekarelik bir arsaya sahibiz. Burada, Türkiye usulü bir 300 dairelik site kurmayı planlıyoruz
Lamassu Bau olarak Almanya’da inşaat sektöründe hizmet veriyorsunuz. Almanya pazarında öne çıkan projelerinizden ve başarılarınızdan bahseder misiniz?
Almanya pazarı büyük bir pazar ve yanımızda. Büyük bir konut açığı var, biz de bu pazarda yer almak istedik. Dortmund şehrine 12 yıl önce şirketimizi kurduk ve burada güzel projeler gerçekleştirdik. Şu anda bitmiş projelerimiz de var ve satışta.
Bir de Dortmund’da 30.000 metrekarelik bir arsaya sahibiz. Burada, Türkiye usulü bir 300 dairelik site kurmayı planlıyoruz. Almanya’da site kültürü henüz yaygın değil, bu da projeyi özel kılacak bir başka özellik. Buradaki hedefimiz, yaşlılara, çift çalışanlara ve öğrencilere hitap etmek. Almanya’da yatay mimari daha yaygın olduğu için, burada tek katlı, iki katlı ve dört katlı binalar inşa etmeyi planlıyoruz.
Türkiye genelinde araç şarj istasyonları kuruyoruz
Arcona Şarj ile enerji ve çevreye duyarlı çözümler alanında faaliyet gösteriyorsunuz. Sürdürülebilirlik adına neler yapıyorsunuz ve bu alandaki hedefleriniz nelerdir?
Doğada elde edilen enerji, çevreye duyarlı bir enerji kaynağıdır. EPDK lisanslı şirketimiz aracılığıyla Türkiye genelinde araç şarj istasyonları kuruyoruz. Ayrıca, kendi güneş enerjimizle ürettiğimiz elektriği bu şarj istasyonlarında kullanarak insanlara faydalı olmayı hedefliyoruz. Elektrikli arabalar içten yanmalı araçlardan daha fazla satılmaya başlandıkça, elektrikli araç şarj istasyonlarına olan ihtiyaç da artıyor.
Arvonas, Bright IQ markasıyla yapay zeka ve görüntü işleme alanında faaliyet gösteren bir teknoloji firmasıdır
Arvonas şirketinizde teknoloji ve yenilikleri nasıl ön plana çıkarıyorsunuz? Bu şirketteki başarılarınız ve geliştirdiğiniz projeler hakkında bilgi verebilir misiniz?
Arvonas, Bright IQ markasıyla yapay zeka ve görüntü işleme alanında faaliyet gösteren bir teknoloji firmasıdır. Ağırlıklı olarak Türk mühendisleriyle çalışıyoruz. Şu anda 33 farklı modülümüz var, örneğin yangın modülü, iş verimliliği modülü, iş sağlığı modülü ve alan ihlali modülleri gibi. Şirketlerin fabrikaları için en büyük korku yangındır. Biz, olabilecek her yangını görüntü işleme ile 1 saniye içinde tespit edip geri bildirim verebiliyoruz. Bu da şirketlerin yangına daha hızlı müdahale etmelerini sağlıyor.
Şu anda Hollanda’da bir firmayla distribütörlük anlaşması yaptık ve Avrupa pazarına girmeye hazırlanıyoruz. Ayrıca Dubai’de bir firmayla distribütörlük anlaşması sağladık ve Arap ülkelerine satış yapacağız. Bu şekilde, Arvonas’ı global bir firma haline getirmeyi hedefliyoruz.
Kaynar Holding, stabil büyümek ve uzun vadeli yatırımlardan faydalanan bir kuruluş haline geldi
Kaynar Holding, çok sektörlü bir yapıya sahip. Holdingin genel stratejisi ve uzun vadeli hedefleri nelerdir?
Kaynar Holding, stabil büyümek ve uzun vadeli yatırımlardan faydalanan bir kuruluş haline geldi. Hedeflediğimiz sektörler; enerji, gayrimenkul ve teknoloji. Bu üç sektörde büyümeyi planlıyoruz. Hiçbir zaman yerel düşünmedik, hep global düşündük. Bu sektörler bizim için dünyanın her yerinde iş yapabileceğimiz alanlar.
Hedefimiz, her yıl 1000 öğrenciye burs vermek
Bardakçı Vakfı olarak sosyal sorumluluk projelerine önem veriyorsunuz. Vakfınızın yürüttüğü projelerden ve bu projelerin topluma sağladığı katkılardan bahseder misiniz?
Bardakçı Vakfı, adını dedemin lakabından alıyor. Dedem köyünde "Bardakçı" olarak tanınırdı ve biz de rahmetli babamızı onurlandırmak için bu ismi kullanıyoruz. Babam ve annem her zaman çevresindekilere yardımcı olurlardı, biz de onların bu yardımlarını vakıf aracılığıyla devam ettirmeyi amaçladık.
Vakfımızın iki ana amacı var: Birincisi, engelli bireylerimize engelsiz bir yaşam sunmak için akülü sandalye temin edip dağıtmak; ikincisi, geleceğimiz olan gençlerimize burs vererek onların eğitimine katkı sağlamak. Hedefimiz, her yıl 1000 öğrenciye burs vermek. Özellikle yaptığımız yatırımlar ve işbirlikleriyle, vakfımıza destek sağlamaya çalışıyoruz. Geçen ay, Almanya'da kardeşim Bekir bir otel satın aldı ve Alman satıcı, satın alma işlemi sonrası 10.000 Euro’yu Bardakçı Vakfı’na bağışladı. Bu şekilde vakfımıza küçük de olsa bir destek sağlanmış oldu.
Avrupa’da bürokrasiyle işler yapılacaksa, işin başına işi bilen birini getiriyorlar. Bizde ise, “Bizim birilerimiz başa geçsin, o yönetsin” yaklaşımı var
Türkiye ve Hollanda gibi farklı ülkelerde iş yapıyorsunuz. İki ülkenin iş kültürleri arasındaki farkları ve zorlukları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Aslında biz, Türkiye ve Hollanda arasında bir köprü olmaya çalışıyoruz. Ancak bu işlem gerçekten çok zor. Türkiye’deki bürokratik engeller ve yayıncılık sektörü bizi zorluyor. Büyük bir iş yapmanız için mutlaka iyi bir tanıdığınızın olması gerekiyor. Ama biz hiçbir zaman pes etmiyoruz; herkesin “Bu iş olmaz” dediği işlerde başarılı olmaktan keyif alıyoruz. Avrupa’da bürokrasiyle işler yapılacaksa, işin başına işi bilen birini getiriyorlar. Bizde ise, “Bizim birilerimiz başa geçsin, o yönetsin” yaklaşımı var. Bu görüşe göre, bu tarz bir yaklaşımın doğru olmadığını düşünüyoruz. Ticari anlamda yapılacak çok şey var ve bu köprü sayesinde istediğiniz ürünü satabilirsiniz. Çünkü artık kaliteli üretim yapıyoruz.
Farklı ülkelerdeki pazar dinamiklerini gözlemleyerek, her bir sektördeki fırsatları daha doğru analiz edebiliyoruz
Farklı sektörlerde ve ülkelerde çalışmanın iş stratejilerinize nasıl bir katkısı olduğunu düşünüyorsunuz? Çok uluslu iş yapmanın avantajlarını nasıl kullanıyorsunuz?
Farklı sektörlerde ve ülkelerde çalışmak, iş stratejilerimize büyük katkı sağlamaktadır. Gayrimenkul, enerji ve teknoloji sektörlerinde faaliyet gösteren firmamız için, global pazarlarda faaliyet gösterme deneyimi yenilikçi düşünme ve esneklik yeteneğimizi artırırken, farklı kültürlerin iş yapma biçimlerini anlamamıza da yardımcı oluyor.
Farklı ülkelerdeki pazar dinamiklerini gözlemleyerek, her bir sektördeki fırsatları daha doğru analiz edebiliyoruz. Gayrimenkul sektöründe, uluslararası trendlere uygun projeler geliştirirken, enerji sektöründe sürdürülebilir ve yenilenebilir enerji çözümlerini global çapta sunabiliyoruz. Teknoloji alanında ise, farklı pazarlardaki dijital dönüşüm süreçlerini takip ederek en son yenilikleri hızla adapte ediyoruz.
Çok uluslu iş yapmanın en büyük avantajlarından biri, çeşitliliği ve yerel bilgi birikimini kendi stratejilerimize entegre edebilmemizdir. Küresel ağımız sayesinde farklı pazarlarda fırsatlar yaratırken, yerel çözümler sunarak hem müşteri beklentilerini karşılıyor hem de rekabet avantajı sağlıyoruz. Bu sayede, şirketlerimiz sadece yerel değil, küresel ölçekte de güçlü bir oyuncu haline geliyor.
Hollanda'da Başarı İçin Gerekli Faktörler
Hollanda’da iş dünyasında başarılı olmak için gerekli faktörler sizce nelerdir? Bu faktörleri iş hayatınıza nasıl entegre ettiniz?
Hollanda, dinamik iş ortamı ve girişimci dostu yaklaşımıyla Avrupa’da önemli bir ticaret merkezi olarak öne çıkıyor. Ancak burada iş hayatında başarılı olmak için yalnızca teknik beceriler değil, aynı zamanda kültürel uyum ve doğru stratejiler de büyük önem taşıyor.
Hollanda iş dünyasında, açık ve doğrudan iletişim oldukça değerli. Etkili bir şekilde ağ kurmak, hem iş fırsatlarına ulaşmanızı hem de güvenilir ilişkiler geliştirmenizi sağlar. Toplantılarda fikirlerinizi net bir şekilde ifade etmek ve geri bildirime açık olmak da çok önemlidir.
Hollanda, kültürel çeşitliliğe büyük önem veren bir ülkedir. Farklı bakış açılarını anlamak ve bu çeşitliliği iş süreçlerine entegre etmek, sizi bir adım öne çıkarır. Ayrıca, dakiklik ve organizasyon gibi Hollanda iş kültürünün temel değerlerine uyum sağlamak da oldukça önemlidir.
Hollanda, sürdürülebilirlik ve inovasyonda lider ülkelerden biridir. İşinizde çevre dostu çözümler üretmek ve yenilikçi yaklaşımlar benimsemek, rekabet avantajı sağlar.
Bu faktörleri iş hayatımıza entegre etmek için, güçlü bir vizyon ve açık bir planlama ile hareket ettik. Kendi işimde, yerel ağlara katılarak kültürel farkındalığımı artırdım, sürdürülebilirlik odaklı projeler geliştirerek Hollanda’nın bu alandaki vizyonuna katkı sağladım. Unutmayın, başarı sadece sonuçlarla değil, aynı zamanda süreçle de ölçülür.
Çevre dostu projelerle hem doğayı hem de işimizi geleceğe taşıyoruz
Sektörlerinizde sürdürülebilirliği sağlamak adına hangi adımları atıyorsunuz? Çevre dostu iş modelleri ve enerji verimliliği konusundaki çalışmalarınız neler?
Günümüz iş dünyasında, sürdürülebilirlik artık bir tercih değil, bir zorunluluk. Çevre dostu iş modelleri ve enerji verimliliği, hem işletmelerin geleceğini hem de gezegenimizin sağlığını korumanın anahtarı.
Sektörümüzde, karbon ayak izini azaltmak için yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş yapıyoruz. Üretim süreçlerimizde atık yönetimine odaklanarak geri dönüşüm oranlarını artırıyor ve doğal kaynakları daha verimli kullanıyoruz. Dijitalleşme sayesinde kâğıt tüketimini minimuma indiriyor ve enerji tasarruflu sistemlerle operasyonel maliyetleri ve çevresel etkileri düşürüyoruz.
Çevre dostu projelerle hem doğayı hem de işimizi geleceğe taşıyoruz. Çünkü sürdürülebilirlik, sadece bugünün değil, yarının dünyasını inşa etmek demektir.
Pandemi Sürecinin Avantaja Dönüştürülmesi
Pandemi dönemi pek çok sektörde zorlayıcı oldu. Bu süreci şirketleriniz için nasıl bir avantaja çevirdiniz? Hangi stratejileri uyguladınız?
Pandemi birçok firma için çok zor geçti, ancak stratejinizi sadece bir ülke veya bir ürüne koymazsanız her zor zamanın bir kolaylığı vardır. Biz, bu dönemi yeni işler ve yeni stratejilerle daha verimli bir şekilde değerlendirdik ve kalıcı, uzun vadeli düşünerek işlerimize devam ettik. Hollandalıların dediği gibi, "Een zijn dood is andermans brood" (Birinin ölümü, diğerinin ekmeğidir).
Dijital Dönüşüm ve Başarıya Katkısı
Dijital dönüşüm, iş dünyasında yeni bir dönem başlattı. Şirketlerinizde dijitalleşme adına neler yaptınız ve bunun başarınıza nasıl katkısı oldu?
Dijitalleşme, iş dünyasında hız, verimlilik ve yenilikçiliği bir araya getirerek yepyeni bir dönem başlattı. Biz de şirketlerimizde bu dönüşümü benimseyerek operasyonlarımızı güçlendirdik.
Bulut tabanlı sistemlere geçiş yaparak veri güvenliğini artırdık ve çalışanlarımızın her yerden iş süreçlerine erişimini sağladık. Otomasyon teknolojileriyle iş süreçlerimizi hızlandırırken, dijital analiz araçlarıyla pazar trendlerini daha iyi anlayarak stratejik kararlarımızı güçlendirdik.
Bu adımlar sayesinde hem müşteri memnuniyetini artırdık hem de maliyetleri optimize ederek rekabet avantajı elde ettik. Dijital dönüşüm, yalnızca bir teknoloji yatırımı değil, aynı zamanda sürdürülebilir başarı için bir köprü oldu.
Çalışan bağlılığını artırmak için ise açık iletişim, şeffaf yönetim ve kişisel gelişim fırsatları sunuyoruz
Şirketlerinizde çalıştığınız ekibi nasıl seçiyorsunuz ve çalışan bağlılığını sağlamak için hangi stratejileri uyguluyorsunuz?
Şirketlerimizde ekip seçimi, vizyonumuzu paylaşan yetenekli bireyleri bulmakla başlıyor. Deneyimin yanı sıra tutku, uyum ve problem çözme becerilerini önceliklendiriyoruz. Çeşitliliğe önem vererek farklı bakış açılarını bir araya getirmek, yenilikçi çözümler üretmemizi sağlıyor.
Çalışan bağlılığını artırmak için ise açık iletişim, şeffaf yönetim ve kişisel gelişim fırsatları sunuyoruz. Esnek çalışma modelleri ve başarıyı ödüllendiren bir kültürle ekiplerimizin motivasyonunu yüksek tutuyoruz. Her bireyin değer gördüğünü hissettiği bir ortam, şirket başarısının temel taşıdır.
Türk toplumunun güçlenmesini destekliyor hem de Hollanda’nın çok kültürlü yapısına katkı sağlıyoruz
Yurt dışında yaşayan biri olarak Hollanda’daki Türk toplumuna yönelik hangi çalışmaları yürütüyorsunuz? Bu çalışmalarda neleri hedefliyorsunuz?
Yurt dışında yaşayan bir iş insanı olarak, Hollanda’daki Türk toplumuna yönelik çalışmalarımızda yalnızca bir topluma değil, tüm insanlara değer yaratmayı hedefliyoruz. Eğitim, istihdam ve kültürel projelerle hem Türk toplumunun güçlenmesini destekliyor hem de Hollanda’nın çok kültürlü yapısına katkı sağlıyoruz.
Eğitim bursları ve mentorluk programlarıyla gençlerin kariyer yolculuklarına rehberlik ediyoruz. Kültürel etkinliklere katılarak toplumlar arasında köprüler kuruyor, herkesin bu zenginlikten faydalanmasını sağlıyoruz. Ayrıca, iş fırsatları yaratarak hem yerel hem de uluslararası topluluklara ekonomik katkıda bulunuyoruz.
Stratejimiz, sadece bir topluma odaklanmak yerine, farklılıklarımızı bir araya getirerek herkes için kapsayıcı bir gelecek inşa etmek. Bu vizyonla, Hollanda’da yaşayan bireylerin potansiyellerini keşfetmelerine ve bu potansiyeli daha geniş kitlelere ulaştırmalarına yardımcı olmaya devam ediyoruz.
Ben Kayserispor’u, Berna başkanla birlikte Süper Lig’de 7. sırada bıraktım
Kayserispor’da daha önce yöneticilik yaptığınızı biliyoruz. Şu anda futbol ile ilginiz devam ediyor mu? Spor dünyasıyla ilgili başka bağlantılarınız var mı?
Küçüklüğümden beri sporla ilgileniyorum. Burada da futbol camiasında Kayserispor’a destek sağlamak amacıyla yönetime girdim. Kayserispor’da dört yıl görev aldım ve yönetimde başkan yardımcısı, yurtdışı sorumlusu, mağaza sorumlusu gibi görevlerde bulundum. Avrupa’da ilk kez Kayserispor’a destek ve tanıtım amaçlı bir oluşum kurdum. Bu oluşumda Hollanda, Almanya, Belçika ve Fransa’dan Kayserispor sevdalı arkadaşlarla bir takım çalışmalar yaptık. Hedefimiz, Kayserispor’u yurtdışında tanıtmak ve kulübe maddi ve manevi destek sağlamaktı.
Ben Kayserispor’u, Berna başkanla birlikte Süper Lig’de 7. sırada bıraktım. Bizler bir yerde sürekli kalmamalıyız, yeni fikirler, yeni kişiler ve yeni vizyonlarla devam etmeliyiz. İnşallah şu anki yönetim, Kayserispor’u daha güzel yerlere taşır. Kayserispor bizim sevdamız ve ne kadar iyi bir konumda olursa, o kadar mutlu oluruz.
Geçen ay kızım Kayseri’de tenis turnuvasında birinci oldu ve ben de gençlerin dünyada ses getirecek yerlerde olmasını istiyorum. Bu nedenle, tenise biraz daha ağırlık veriyorum. Bildiğiniz gibi, geçen hafta Zeynep Sönmez, tenis dünyasında ilk 100 sıralamasına girdi. Burada biz daha fazla Türk gencini görmek istiyoruz ve bu gençlere elimizden gelen desteği vermeliyiz.
Bizim şirketlerimizde patron yok, hepimiz aynı geminin içindeyiz ve her bireyin görevi ayrıdır
Şirketlerinizde inovasyonu nasıl teşvik ediyorsunuz? Yenilikçi fikirleri desteklemek adına hangi adımları atıyorsunuz?
Şirketimiz teknoloji ile iç içe büyüdü ve çalışanlarımız da bu teknolojiye ayak uydurarak işlerin daha verimli yapılmasını sağladılar. Biz, çalışanlarımızın seminerlere katılmalarını, eğitimlere girmelerini ve fuarları gezmelerini teşvik ediyoruz. Bu şekilde şirketimize yeni fikirler ve yeni teknolojiler kazandırmayı hedefliyoruz.
Bizim şirketlerimizde patron yok, hepimiz aynı geminin içindeyiz ve her bireyin görevi ayrıdır. Çalışanlarımızın fikirlerini çekinmeden dile getirmelerini sağlıyoruz, böylece çalışan arkadaşımızın özgüvenini de desteklemiş oluyoruz.
Genç Girişimcilere Tavsiyeler
Genç girişimcilere başarıya ulaşmaları için hangi tavsiyelerde bulunursunuz? İş hayatında başarılı olmanın olmazsa olmazları nelerdir?
Başarılı bir girişimcilik yolculuğu, güçlü bir vizyon ve kararlı adımlarla başlar. Genç girişimcilere ilk tavsiyem, tutkularını ve yeteneklerini birleştirerek fark yaratabilecekleri bir alanda çalışmalarını sağlamaktır. Pazar araştırması yaparak ihtiyaçları belirlemek ve bu doğrultuda yenilikçi çözümler geliştirmek de çok önemlidir.
İkinci olarak, güçlü bir ağ kurmaya odaklanın. Doğru bağlantılar, fırsat kapılarını açabilir. Ayrıca, öğrenmeye ve kendini geliştirmeye açık olun; çünkü iş dünyası sürekli değişiyor. Esnek olmak ve değişime uyum sağlamak da başarının kilit noktalarındandır.
Son olarak, sabırlı ve kararlı olun. Başarı, genellikle küçük ama istikrarlı adımların bir sonucudur. Hatalardan ders çıkarmayı ve her durumu bir öğrenme fırsatı olarak görmeyi unutmayın.
Şirketlerimizden biri şu an 28 ülkeye yazılım satmaya başlıyor
Yurt içi ve yurt dışında yeni yatırımlar yapmayı düşünüyor musunuz? Gelecek dönemde hedeflediğiniz projelerden bahseder misiniz?
Fırsatlara açık bir firmayız ve artık yurt içi veya yurt dışı diye bir kavram kalmadı, dünya bizim elimizin uzanacağı yer. Şirketlerimizden biri şu an 28 ülkeye yazılım satmaya başlıyor. Ayrıca, beraber çalıştığımız arkadaşlar herhangi bir yerde şirketlerimizden birine yarayacak bir şey gördüklerinde bizimle paylaşıyorlar, böylece yeni iş kaynakları veya alım satım fırsatları yaratmış oluyoruz.
Yalnızca bugünün değil, geleceğin iş dünyasında da güçlü bir miras bırakmak için kararlılıkla ilerliyoruz
Son olarak, kariyerinizi ve şirketlerinizi gelecekte nerede görüyorsunuz? Bu yolda en büyük öncelikleriniz ve hedefleriniz nelerdir?
Kariyerimizde ve şirketlerimizin geleceğinde, sürdürülebilir büyüme ve yenilikçilikle uluslararası arenada kalıcı bir iz bırakmayı hedefliyoruz. Hem yerel hem de küresel pazarlarda etkin bir konuma ulaşarak sektörde öncü olmayı amaçlıyoruz.
En büyük önceliklerimizden biri, teknolojiye ve insan kaynağına yaptığımız yatırımları artırarak sürekli gelişim sağlamak. Çalışanlarımızın yetkinliklerini yükseltmek ve çevreye duyarlı projelere öncelik vermek, başarı vizyonumuzun temel taşlarını oluşturuyor.
Bu yolda, müşteri memnuniyetini ve topluma katkıyı her zaman ön planda tutarak sürdürülebilir bir etki yaratmak en büyük hedefimiz. Yalnızca bugünün değil, geleceğin iş dünyasında da güçlü bir miras bırakmak için kararlılıkla ilerliyoruz.