Nida Partisi, gasp edilmiş hakların iadesi için uğraş verecek


  • Kayıt: 25.02.2014 21:18:00 Güncelleme: 25.02.2014 21:18:00

Aydın Peksert, 1982 Rotterdam doğumlu ve evli. Erasmus Üniversitesi'nde hukuk eğitimi aldı ve Leiden Üniversitesi'nde siyasi bilimler tahsili yapıyor. Daha önce PvdA üyesi olan Aydın Peksert, Rotterdam'da sivil toplum kuruluşlarının gençlik kollarında ve öğrenci derneklerinin çeşitli kademelerinde hizmet verdi. Nida Rotterdam partisi'nin kurucularından ve 19 mart 2014 belediye seçimlerinde 2.ci sıradan aday.

 

''Nida Partisi, gasp edilmiş hakların iadesi için uğraş verecek''

''Bizler, Nida Partisi kurucuları olarak, ayıran ve ayrıştıran değil, tam aksine bütünleyen, birleştiren ve  toplumsal barış içinde hayatlarını idame ettiren bir neslin evlatlarıyız. Geçtiğimiz şu son birkaç yılda maalesef görüyoruz ki ülkenin geldiği kötü durumdan müslümanlar ve göçmenler sorumlu tutuluyor. Bu nedenle de haklarımız gasp ediliyor, büyük bir ayrımcılık yaşanıyor ve yaşatılıyor, faturalar biz müslümanlara çıkarılıyor. Nida Partisi'nin ilk hedefi; Bu gasp edilmiş hakların iadesi için çaba sarf etmektir. Belediye meclislerinde bu kadar çok Türk kökenli meclis üyesi olmasına rağmen, maalesef kendi partileri tarafından susturulmaktalar. Bu zamana kadar Türk meclis üyeleri Türk toplumuna ve bütün yabancı azınlıklara belirgin bir hizmet sunamamışlarsa, bu konunun iyice düşünülmesi gerekiyor. Nida Partisi bizim sadece sesimiz değil, aynı zamanda gözümüz, kulağımız, elimiz ve ayağımız olmak isteyen kaliteli insanlarla dolu. Bizler “Halka hizmet, Hakka hizmettir.” bilinciyle bu yola baş koyduk.
Bizim politikaya girmemizin sebebi, boş vaadlerde bulunup, bize oy verenleri kandırmak değildir. Bizler öncelikle Allah’a olan inancımızla ve kendimize olan güvenimizle Rotterdam ve bütün Rotterdamlılara güzel hizmetler sunacağımıza inanıyoruz. Bu sebepten dolayı sokak sokak dolaşıp Rotterdam toplumunun sorun ve isteklerini dinledik. Toplamış olduğumuz bu verileri şu an seçim proğramı olarak hazırlıyoruz ve inşAllah çok yakın zamanda bir basın toplantısı düzenleyip, seçim proğramımızı ve somut projelerimizi paylaşacağız. Şu kadarını söyleyebilirim ki bizler her zaman ''hayra motor, şerre fren'' işlevi göreceğiz ve toplumun saadeti için ter dökeceğiz.

 

''Diğer partilerden (PvdA, Goenlinks, CDA) istifa edip, bizim saflarımıza katılan arkadaşlar oldu''
Ekonomik dar boğazdan geçtiğimiz şu son birkaç yılda görüyoruz ki, çoğu partiler sağa kayma eğilimi içerisindeler. Yabancıların ve azınlıkların haklarını savunan partiler hiç kalmadığı gibi, yabancı ve azınlıklara karşı politikalar üretiliyor. Rotterdam'da artık çok belirgin bir şekilde seçimlerden sonra PvdA ve Leefbaar Rotterdam’ın beraber çalışmak için şimdiden anlaştıkları ortaya çıktı ve bu haber ulusal gazetelerde de yayınlandı. Seçimlerden sonra PvdA’ya oy veren vatandaşlarımız hiç beklemedikleri kötü bir sürprizle karşı karşıya kalabilirler. Bu tabloyu Hollanda genelinde de görmek mümkündür. Bu yüzden artık kendi işimizi kendimizin halletme zamanı gelmiştir.
Allah'ın izniyle Rotterdam'da seçimlerden sonra bizim toplumumuzun sesinin duyulacağı bir belediye meclisi oluşacaktır. Nida Rotterdam resmiyet kazandıktan sonraki kısa sürede almış olduğumuz yoğun destek ve başarı mesajları bizler için doğru yolda olduğumuzun göstergesidir. Diğer partilerden (PvdA, Goenlinks, CDA) istifa edip, koltuğunu bırakıp, bizim saflarımıza katılan arkadaşlar oldu. Biz bütün Rotterdamlılara hitab eden bir partiyiz. Çünkü adalet, eşitlik ve hizmetten yanayız. Bu saydıklarım herkese hitab eden şeyler. Çok iyi bilmeliyiz ki birlikten güç doğar. Biz bir olursak, iri oluruz, diri oluruz. Yeter ki 19 mart belediye seçimlerinde Nida Rotterdam Partisi'ne bilinçli bireyler olarak oyumuzu verelim. Şundan emin olasınız ki; Sadece bir meclis üyesi çıkarsak dahi, toplumumuzun sesi, yani nidası, bundan önce olmadığı kadar gür duyulacaktır.

 

''İnsanımız bugüne kadar oy verdikleri kişi ve partilerden ne hayır gördüler!''
Maalesef vatandaşlarımız her zaman oy kullanma haklarını iyi değerlendirmiyorlar. Toplumdaki sorunları çözmenin yegane yeri meclislerdir. Gidişattan memnun olmayan insanlarımız oy vererek bu kötü gidişata dur diyebilirler. Yine maalesef belirtmeliyim ki insanlarımız artık politikadan ve politikacılardan soğumuş, hatta bıkmış durumda. Yıllarca oy verdikleri partiler insanlarımızda sürekli hayal kırıklığı yaratmıştır. Nida Rotterdam boş vaatlerde bulunmanın değil, Rotterdamlılara hizmet sunmanın uğraşı içerisinde olacaktır inşAllah.
İnsanımız bugüne kadar oy verdikleri kişi ve partilerden ne hayır gördüler! Öncelikle bunun muhasebesini yapmak durumundalar. Verilen sözler tutuldu mu?, Vaatler yerine getirildi mi?  bunu lütfen sorgulasınlar. İnsanlarımız şunu iyi bilmelidir ki; Eğer bir parti yabancı kökenli birini, mesela bir Türk’ü, partisinden aday gösteriyorsa bunun altında oy avcılığı yatmaktadır. Seçimden seçime, 4 yılda bir yüzünü gördüğümüz kişiler, kurum ve kuruluşlarımızdan, camilerimizden oy isterler ve seçimden sonra 4 yıl boyunca kaybolurlar. Seçimlerden önce Türkçe dilinde broşür bastırıp oy isterler, fakat seçimlerden sonra kendi partileri Türkçe konuşulmasını engellemek ister. Bu durum açıkça gösteriyor ki; Bu parti ve kişiler bizimle değil de, bizim oylarımızla ilgileniyorlar ve bizi hiç umursamıyorlar. Cebinde benim oyumla bana karşı politika üretene ve benim sesim olmayana ben bir daha oy vermem. Nida Rotterdam bu haksızlık karşısında durmak için ve bu gidişata bir DUR demek için sizlerin oylarınıza 19 mart seçimlerinde taliptir.

 

''Türk meclis üyeleri, partileri ne derse, onu yapmak zorundalar!''
Bütün sivil toplum kuruluşları kapılarını her partiye açmalılar. Partiler gelip kendilerini ifade etsinler, fakat STK’lar aynı zamanda bu partileri, partilerdeki insanları ve bu zamana kadar yaptıklarını sorgulasınlar. Unutmayınız ki partiler bizim oyumuzla güçlü hale geliyorlar. Onlar bizim değil, biz onların efendisiyiz ve hesap sormalıyız. “Benim ve toplumum için 4 yıl boyunca neler yaptınız?” diye sorgulamalıyız. Futbol takımı tutar gibi parti tutmayalım, bilinçli bir şekilde oyumuzu kullanalım.
Türklerin siyasete katılımının engellendiğini düşünmüyorum, fakat etkin bir siyaset yapamıyorlar. Bunun nedeni üyesi oldukları partilerdir. Şunu iyi bilelim, bir PvdA veya CDA veya başka bir parti, Türk meclis üyesine kalk derse o Türk meclis üyesi kalkmak zorundadır, otur derlerse oturmak zorundadır. İsterse bu meclis üyesi partisinin listesinde 1. sırada yer alsın hiç fark etmez. Eğer denileni yapmaz ise, bır sonraki seçimlerde o Türk’ü listede göremeyiz, onun yerine başka kullanabilecekleri birini bulurlar. Şayet insanlarımıza güzel vaatlerde bulunuyorlarsa ve bu vaatler her zaman birer vaat olarak kalıyorsa, insanlarımız kandırılmış demektir. İnsanlarımız kime oy verdiklerini çok iyi bilmeli ve düşünmelidir.

 

 

 

Savaş Büyük Tipi / Amsterdam