Evlerimizi paylaştığımız davetsiz misafirleri ne kadar tanıyoruz?


  • Kayıt: 25.06.2019 00:19:00 Güncelleme: 20.12.2020 13:08:04

Evlerimizi paylaştığımız davetsiz misafirleri ne kadar tanıyoruz?


İnsanlık tarihi, taşıdıkları hastalıklarla milyonlarca kişiyi, hatta medeniyetleri yok eden haşere istilalarıyla doludur. Günümüzde her ne kadar yaşadığımız mekânlarda evlerimizde hijyenik standartları yerine getirmeye çalışıyor olsak da nüfusun ve yapılaşmanın artması nedeniyle haşerelere karşı ne kendimiz ne de evlerimiz, binalarımız yüzde yüz koruma altında.


Marketlerde satılan sprey vb. böcek kovucuların kötü kokmasının böceklerle hiçbir ilgisi yoktur. Bu tür kokular sadece, böcek kovucular da kullanılan bazı kimyasal maddelerden kaynaklanır. Haşereyi asıl hiçbiri kokmayan, özel olarak hazırlanmış kimyasal karışımlar yok eder. Günümüzde daha az kokmasına karşın haşerelere karşı oldukça etkili organik yöntemler kullanılmaya başlanmıştır.


Mutfak ve tuvalet gibi ıslak alanları temiz tutmak gerçekten de haşere istilası olasılığını azaltır ama ortadan kaldırmaz! Çünkü yaşadığımız mekânlarda bulunan ve eski giysiler, kullanılmayan oyuncaklar, eski gazeteler, dergiler gibi nesneleri sakladığımız kutular ve koliler hamam böceği, tahtakurusu gibi haşereler için açık büfe niteliğindedir.


Bilim insanları evlerimizde solduğumuz havada, tozda, kullandığımız suda onbinlerce tür böcek, mantar ve bakteri olduğunu söylüyor. Peki bundan endişelenmeli miyiz?

 

Araştırmalara göre bu canlıların sadece birkaç yüz türü hastalık riski taşıyor.


Bilim insanları şimdi evlerimizdeki bu davetsiz misafirleri yararımıza kullanmanın yollarını arıyor.

 

Atalay Kızılay