ROBOTLARIN YÜKSELİŞİ


  • Kayıt: 11.07.2019 00:16:00 Güncelleme: 11.07.2019 00:16:00

ROBOTLARIN YÜKSELİŞİ

 

Nobel ödüllü ekonomist Milton Friedman gelişmekte olan bir Asya ülkesine 1960’larda danışmanlık veriyormuş. Friedman’ı büyük çaplı bir kamu projesi sahasına götürmüşler. Friedman manzarayı görünce şaşırmış: Bir sürü işçi ellerinde kürekle harıl harıl çalışmasına rağmen buldozer veya traktör gibi iş makineleri neredeyse hiç yokmuş. Sebebini sorduğunda yetkili memur, “Çünkü bu bir istihdam programı,” demiş. Friedman’ın nüktedan cevabı meşhurdur: “E, o zaman ellerine kürek yerine kaşık verseydiniz ya?”


Ekonomistler gelecekte makinaların işleri elimizden alıp uzun vadeli işsizliğe neden olacağı endişesine şüpheyle, hatta biraz küçümsemeyle bakarlar. Friedman’ın sözü de bu şüpheyi güzel ifade ediyor. Elverişli ekonomik dönemin de sonuna geldiğimize dair çeşitli işaretler var. Artan üretkenlik ile yükselen ücretlerin birbirini beslediği ilişki, 1970’lerde bozulmaya başladı. 2013 itibarıyla tipik bir üretim işçisi, 1973’tekine göre daha az kazanıyor. Hem de üretkenlik 7 artmış olmasına rağmen. Öte yandan barınma, eğitim ve sağlık gibi büyük gider kalemleriyse eskisine göre çok daha artmış durumda. Yeni üniversite mezunlarına verilen maaşlar son on yıldır düşüyor. Yeni mezunların %50’si üniversite diploması gerektirmeyen işlere girmek zorunda kalıyor. Dahası, gelişen bilgi teknolojisi, ustalık gerektiren işleri de daha şimdiden ciddi biçimde aşındırmaya başladı bile. Bunlar arasında avukatlık, gazetecilik, bilim ve eczacılık da var. Fakat durum bunlarla da sınırlı değil. Neredeyse her iş belli bir seviyede öngörülebilir ve rutindir zaten.


Her meslekte o işin gerçekten yaratıcı veya teorik kısmını yapmaları için maaş verilenler küçük bir azınlıktan ibarettir. Makineler bu rutin ve öngörülebilir işleri devralırken, işçiler yeni duruma uyum sağlamakta büyük zorluklar yaşayacaklardır. Gelişen bilgi teknolojisi bizi yeni bir devrilme noktasına doğru itiyor. 0 noktadan sonra bütün ekonomi, çok daha az emek-yoğun, çok daha fazla sermayeyoğun hale gelecek. Üstelik bu dönüşüm sandığımızdan çok daha çalkantılı veya umulmadık biçimde olabilir. Özellikle iki sektör -yüksek öğrenim ve sağlık- diğer alanlarda kendini gittikçe daha fazla hissettiren değişime şu ana kadar direnç gösterdiler. İşin ironik yanı, teknoloji bu iki sektörü dönüştürmekte başarısız olduğu için sağlık ve eğitim maliyetleri düşmeyebilir ve teknolojik dönüşümün negatif etkileri bu yüzden kendini daha çok hissettirebilir. Teknoloji geleceği tek başına belirlemeyecek elbet.


Yaşlanan nüfus, iklim değişimi ve kaynakların tükenmesi gibi diğer büyük sosyal ve çevresel zorluklarla iç içe geçecek., Kimi tahminlere göre bebek patlaması kuşağı işgücünü terk ederken, onların boşalttığı pozisyonlar otomasyonun etkisini dengeleyecek, belki de ona galip gelecek. Korkutucu gerçek şu ki eğer gelişen teknolojiyi fark edip sonuçlarına ayak uyduramazsak, kendimizi farklı belaların aynı anda kapımızı çaldığı bir gelecekte bulabiliriz. Artan eşitsizlik, teknolojik işsizlik ve iklim değişimi birbirlerini besleyerek güçlendirebilir.


Kaynak/ROBOTLARIN YÜKSELİŞİ