Bir gazete halkı şiddet kullanmaya teşvik eder mi?


  • Kayıt: 06.08.2019 00:59:00 Güncelleme: 20.12.2020 13:08:11

Bir gazete halkı şiddet kullanmaya teşvik eder mi?

 

Hollanda’da 1 ağustos 2019 tarihinden itibaren kamusal alanda burka ve nikap yasaǧı resmen başladı. Olayın birinci derecede muhatabı olan kurumlar aylardır, karşılaşacakları somut olaylar karşısında tansiyonu düşürücü bir yol üzerinde istişare ediyorlar. Ancak Hollanda’nın günlük gazetelerinden AD (Algemeen Dagblad) bunun tam aksini yaptı. Yasanın yürürlüǧe girmesine bir gün kala burka yasaǧına iki sayfa ayırdı. AD’nin bu yayını, adeta burka ve nikapla mücadele el rehberi olarak görüldü. Gazete, halkı yasaǧa uymayan Müslüman bayanlara karşı şiddet kullanmaya teşvik etti.


AD’nin bu kışkırtıcı yayınına karşı, ertesi gün, Trouw gazetesi de “On üç yıl tartışması devam eden, özellikle Müslüman kadınları hedef alan burka ve nikap yaşaǧı kabul edildi de ne oldu? Eǧer yasaklama bir sorunu çözdüyse, bir başka sorunu beraberinde getirmiş oldu. Bu yasa nasıl uygulanacak?” derken, “yasak, daha az Müslüman kadının burka ve nikap giymesinin aksine daha fazla nikap giyilmesine yol açacak” yorumunda bulundu.


Yasanın uygulanması zor


Hakikaten, yasanın uygulanması gereken kurumlar ne yapacaklarını bilmiyorlar. Belediye Başkanları (Amsterdam, Rotterdam, Utrecht ve Den Haag) sözkonusu yasaǧın öncelikli bir uygulama olmadıǧını belirttiler. Belediye otobüs sürücüleri ve saǧlık görevlileri burka ve nikap yasasının ihlal edilmesi sırasında polisi aramaları zorunlu deǧil. Öǧretmenler, burka giyen bir anneyi okul bahçesinden uzaklaştıramayız diyorlar. Yani yasanın içeriǧi ve uygulaması hakkında da farklı yorumlar aldı başını gidiyor.


Hollanda bu uygulamaya nasıl geldi?


Irkçı ve İslam karşıtı çıkışlarıyla tanınan politikacı Wilders, yıllardır böyle bir yasayı savunuyordu. İstediǧi oldu. Ve yasanın yürürlüǧe girdiǧi günü sosyal medya hesabından “bugün tarihi bir gün” diyerek duyurdu. Devamında, “Burka yasaǧı geldi. Şimdi sıra diǧer yasaklarda: Hollanda’da Baş örtüsü yasaǧı olmalı” dedi. Elbette bu yasak Wilders için bir zaferdi. Sloganı şöyleydi: “Çok basit. Hollanda İslam ülkesi deǧildir. Olmamalı da. İslam bizim kültürümüze ve ülkemize uygun deǧildir”.

 

AD ne istiyor?


Algemeen Dagblad gazetesinin sözkonusu yayını elbette yeni deǧildi. AD’nin başındaki isim, Hans Nijenhuis, daha önce ırkçı siyasetçi Wilders için de kampanya yürütmüştü. Burka ve nikap yasaǧı yasası da Wilders’in yılladır dillendirdiǧi ve istediǧi bir yasaktı. Yasak onaylanıp uygulanmaya başlayınca AD’da tıpkı Wilders gibi adeta bayram etti. Ve yasanın yürürlüǧe girmesine bir gün kala iki sayfalık yayınladıǧı burka ve nikap yasaǧı yazısıyla halkı mücadeleye davet etti. Öyleki, AD gazetesi Hollanda Ceza Kanunun 53. maddesine atıfta bulunarak “sivil vatandaşın, suç işlendiǧine tanıklık etmesi halinde fiziki müdahale edebilir” cümlesini kullandı. Buradan hareketle Burka ve nikap yasaǧının da bu çerçevede deǧerlendirilebileceǧini yazdı.

 

Irkçılara fısrat doğdu


AD’nin genel yayın yönetmeni Hans Nijenhuis her ne kadar bu yazının bir çaǧrı olmadıǧını açıklamak zorunda kalsada, özellikle ırkçıların bu mesajı nasıl anlayacakları tahmin edilebilirdi. Zira, ırkçı partilere oy verenlerin zaten göçmenlere ve İslam’a ön yargılı oldukları, saldırmak için fırsat bekledikleri bilinen bir gerçekti. Neticede, öylede oldu. Örneǧin, “Önce Kendi Halkın” adındaki Facebook grubu (ki 60.000’den fazla takipcisi var), AD’nin bu yayınını fırsat bilerek “Evet, herkez görev başına” diyerek yayın yaptı. Ve böylece AD, halkı şiddet kullanmaya teşvik etmiş oldu.


Hollanda’da uygulanacak, ayırımcıllık ve ırkcılık kokan burka ve nikap yasaǧına tepkiler her geçen gün yükseliyor. Uluslararası Af Örgütü başta olmak üzere bir çok kurum sözkonusu yasayı ayırımcılık olarak niteliyor. Kadı ki, Hollanda’da toplam üçyüz ile dörtyüz burka ve nikap takan Müslüman bulunuyor. Sokakta yer yer hakaretlere uǧruyorlar. Yapılan araştırmalara göre hiç bir şuça karışmamışlar. Bir çoǧu Hollandalı Müslüman. Olayın bir başka yönü de, Müslüman kadınların burka ve nikap’ı bir özgürlük meselesi olarak görmeleri. Dolayısiyle, uygulanması zor olan bir yasaǧın toplumsal tartışmaları ve yeni rahatsızlıkları beraberinde getireceǧi hesap edilebilirdi. Olmadı. Hollanda burka ve nikap yasaǧı ile bir sorunu çözmedi. Yeni sorunlar üretti. Maksat bu olmamalıydı.


Veyis Güngör