Hollanda’da neden sokak köpekleri yok?

Uzun süreli uygulamalar ışında görüldüğü gibi Hollanda’da hayvan hakları, halk sağlığı ve güvenliği temelinde düzenlemeler yapılmıştır. Kedi ve köpek gibi evcil hayvanların sokaklarda başıboş gezmesi halk sağlığı ve güvenliği için büyük tehdit oluşturur...


  • Kayıt: 27.11.2022 11:21:42 Güncelleme: 27.11.2022 11:21:42

Hollanda’da neden sokak köpekleri yok?

Bu sorunun cevabını vermeden önce Hollanda ile ilgili birkaç ilginç bilgi vermek gerekiyor. Hollanda hayvan hakları konusunda Dünyadaki en önemli ülke diyebiliriz. Sırf hayvan haklarının korunması için korunması için kurulmuş olan bir siyasi parti bile var. Partij voor Dieren (Hayvan Hakları İçin Siyasi Parti), Hollanda meclisinde 2 milletvekili ile temsil ediliyor. Yaklaşık bir buçuk milyon köpeğin yaşadığı Hollanda da köpeklerin yaşam hakları belediye aracılığıyla yasal güvence altındadır.

Hollanda’da sokak köpeklerinin kaderini tabir-i caizse kuduz vakaları belirlemiştir. Kuduz vakalarının büyük çoğunlukla köpekler vasıtasıyla insanlara geçmesinden dolayı 14.yy’dan itibaren köpek sahiplerinden vergi alınmaya başlandı. Bu zaman diliminde köpekler sokakta yaşamaya devam ediyorlardı.

Başta Hollanda olmak üzere birçok Avrupa ülkesi yüzyıllar boyunca köpekleri bir taşıma aracı olarak ta kullandılar.  1875 yılında çıkarılan kuduzla mücadele ve hayvanlara eziyeti yasaklayan kanunla bütün köpeklerin kayıt altına alınması ve hayvanlara zorunlu haller dışında “eziyet verici işlemlere” cezai müeyyide uygulanmasına karar verildi. Bu kanun gereği köpek ve kedisi olanların bunun Belediye’ye bildirilmesi zorunlu hale getirildi.

1911 yılında çıkarılan yeni bir yasa ile taşımacılık için kullanılan köpeklerin izne tabi olması ve ağızlık kullanılması zorunlu hale geldi. Bunun sonucu olarak kuduz vakalarında büyük bir azalma görüldü. Avrupa’da ve Hollanda’da kuduz vakaları devam edip farklı mücadeleler devam ettikçe köpek popülasyonu da kontrol altında tutulmaya devam edildi. Louis Pasteur’ün kuduz aşısını bulmasıyla birlikte kuduzla mücadele daha etkin şekilde yürütüldü. Bu süreçten sonra hem insanlar hem de hayvanların aşılanması yapıldı.

1875 ve 1911 yılındaki kanun ve uygulamaları sonucu 1923 yılında Hollanda’da kuduz vakaları tamamen bitti. 1947 yılında Doğu Avrupa kökenli kuduz, tilkiler vasıtasıyla başta Hollanda olmak üzere Orta ve Batı Avrupa’da görüldü. 1904 tarihli Kraliyet kararnamesi ile kurulan Ulusal Serum Enstitüsünün çalışmalarıyla üretilen aşı 1947 salgınında bütün Dünyada kullanıldı.

1962 ve 1963 yılında görülen kuduz vakaları sonucunda Hollanda’da hükumet daha kesin ve kararlı adımlar atmaya başladı. Bütün köpeklerin istinasız tasma ve ağızlık takmasına ve başıboş köpek ve kedilerin ortadan kaldırılmasına karar verildi. 1962 yılında ulusal aşılama seferberliği başlatılarak tüm kedi ve köpeklerin aşılanmasına çalışıldı ve köpeklerin yaklaşık %70 ile 80 arası aşılandı.

1967, 1972 ve 1979 yılında yasa dışı yollarla ithal edilen köpekler vasıtasıyla yeni kuduz vakaları görüldü. Yine Almanya ve Belçika sınırında tilkilerden görülen kuduz vakalarına karşı tilki avı başlatıldı. Bu süreçte sokakta olan başıboş kedi ve köpekler vurularak sayıları kontrol altında tutuldu. Hollanda’da 1988 ve 2012 yılları arasında sadece iki kuduz vakası görüldü ve bu iki vakada da kişilerin yurt dışında enfekte olduğu tespit edilmiştir.

Hollanda sadece insanlar için değil hayvanlar içinde yaşam koşulları Dünya standartlarının üstündedir. Tıpkı insanlar gibi hayvan hakları konusunda insanlar bilinçli ve bu haklar yasa güvencesi altındadır. Ama insan ve özellikle çocukların fiziksel ve ruhsal sağlıklarının korunması bir adım öndedir.

Köpeğinizin tasmasız ve tek başına dışarı çıkması, çocuk ve gençlere ayrılmış bölgelere köpeklerin girmesi kesinlikle yasaktır. Şehir içinde çitle özel olarak ayrılmış bölgeler dışında köpeğinizin tasmasını çıkarmanız veya bırakmanız yasaktır. Her ne kadar evcil hayvan sigortası zorunlu olmasa da köpeğinizin başkasına vereceği her türlü zarardan köpek sahibi sorumludur.

Bu zararın boyutları uzun yıllar ödenmesi gereken tazminatlara bile dönüşür. Köpeğinize ev içinde uygun bir yaşam alanı, beslenme ve sağlık şartlarını getirmek zorundasınız. Gezdirmeye çıkardığınız köpeğinizin dışkısını toplamak ve bunun için yanınızda bir plastik poşet bulundurmak zorunludur. Bunun yapılmaması durumunda köpeğin alınması ve sahibine cezai müeyyide uygulanmasına karar verilir.

Hollanda’da insanlar ve özellikler de çocuklar verilen eğitimin ve uygulanan doğru politikaların sonucu sokaklarda güvenle gezerken hayvanlara karşı da olumsuz bir davranış ve tutum olmamaktadır.

Bütün evcil hayvanların çiple kayıt altına alınma zorunluluğu vardır. Bu hayvanın bir nevi kimliği haline gelir. Petshoplar’da hayvan sergilenmesi yasaktır ve insanları hayvan sahiplenmesi için barınaklara yönlendirilmesi toplumsal bir bilinç haline gelmiştir. Vakıflar ve belediye bünyesinde bulunan barınaklara bırakılan hayvanlar burada devlet denetimi altında yaşarlar. Barınaklara bırakılan hayvanlar belli bir süre sonra öldürülmezler. Sadece hastalık veya sakatlıktan dolayı iyileşmeyen ve acı çekenlerle belli bir terapiden sonra bile saldırgan tutumlarda bulunan hayvanlar uyutulur.

Uzun süreli uygulamalar ışında görüldüğü gibi Hollanda’da hayvan hakları, halk sağlığı ve güvenliği temelinde düzenlemeler yapılmıştır. Kedi ve köpek gibi evcil hayvanların sokaklarda başıboş gezmesi halk sağlığı ve güvenliği için büyük tehdit oluşturur. Yaban hayvan kökenli birçok salgın, bu hayvanlarla temasa geçen kedi ve köpekler vasıtasıyla insanlara geçer.

Bir insanın bir tilkiye veya başka hastalık taşıyabilecek yapan hayvana temas etme şansı çok azdır. Sokakta fare ya da başka hayvanlarla beslenen kedi ve köpekler, beslendikleri hayvanlarda bulunan hastalıkları insanlara daha çabuk bulaştırır. Bununla birlikte sokakta ve doğada başıboş bulunan kedi ve köpekler başka hayvan popülasyonlarının azalmasına ve hatta yok olmasına ve ekolojik dengenin bozulmasına neden olacaklardır.

Hollanda gibi küçük ve yerleşim sık olduğu bir ülkede bile uygulanan doğru politikalar sonucu canlı çeşitliği fazladır. İnsanların yaşam alanlarının hemen yanında zengin bir canlı çeşitliği görmek mümkündür. İnsanlar ve özellikler de çocuklar verilen eğitimin ve uygulanan doğru politikaların sonucu sokaklarda güvenle gezerken hayvanlara karşı da olumsuz bir davranış ve tutum olmamaktadır.