UID Hollanda'nın Ridderkerk'te ki ofisinde UID Akademi 2023’ün ilk programı yapıldı

UID Hollanda Ar&Ge ve Eğitim Başkanı Figen Arslan tarafından moderatörlüğü yapılan akademi çalışması basına kapalı gerçekleştirildi...


  • Kayıt: 18.01.2023 12:30:04 Güncelleme: 18.01.2023 19:56:57

UID Hollanda'nın Ridderkerk'te ki ofisinde UID Akademi 2023’ün ilk programı yapıldı

‘Akademi 2023’ proje sahibi UID Genel Başkan Yardımcısı Ragıp Çoraklı yaptığı açılış konuşmasında akademi hakkında bilgiler verdi.

Öncelikle UID Akademi’nin başlangıcının UETD dönemine uzandığını, ilk olarak 2013 yılında Köln'de düzenlendiğini söyledi. Korona döneminde ara verilen akademiye bu yıl yeniden başlanıldığını ve 5’de 5 UID Akademi adı altında Hollanda, Avusturya Fransa İsviçre ve Almanya olmak üzere Avrupa'nın 5 ülkesinde bu proje çalışmalarının planlandığını belirtti.

Çoraklı yaptığı sunumda bu düzenlenen akademi projesiyle, Yurtdışı Türklerinin yaşadıkları ülkelerde söz sahibi olabilmeleri ve haklarını savunabilmeleri için siyasete ilgi duyan vatandaşlarımıza teorik olarak eğitim verilmesini; siyasete ilgi duymayanlara da seçimlerde sandığa gitmelerini, iradelerini sandığa taşımaları için siyasal katılımın önemini vurgulamayı amaçladıklarını dile getirdi.

İnteraktif bir sunum yaptığı için katılımcılar tarafından büyük ilgi gören Ragıp Çoraklı daha sonra mikrofonu tarihçi yazar Dr. Latif Çelik'e bıraktı.

UID Akademi’nin ikinci oturumunda Dr. Latif Çelik “Almanya’da ki Türk varlığı” üzerinde yaptığı araştırmalarından bahsetti. Bu araştırmalar neticesinde Almanya'da ki Türk izlerinin Selçuklu dönemine kadar uzandığının kanıtına ulaştığını ve buna en iyi örneğin Solak Ailesi olduğunu anlattı. Hatta ünlü düşünür Goethe’nin annesinin de bu sülaleden geldiğini belirtti.

Latif Hoca sunumunda “Almanların Türklerle tanışmaları Viyana seferlerinde daha da aktif hale gelir.

Bu savaşlarda bir çok Türk, esir alınarak Almanya’nın içerisinde farklı şehirlere gönderilir. Aralarında kadınlar ve çocuklarında bulunduğu bazı Türk esirler daha iyi şartlarda yaşamak için din değiştirirler. Din değiştirme ayinlerinde büyük eğlenceler tertip edilir. İnsanlara bu kişilerin rüyalarında İsa’yı gördükleri, doğru yolu buldukları, tellallar aracılığıyla duyulur. Herkes kiliseye din değiştirme merasimine çağrılır.

Almanların kahve ile tanışmaları da Türkler sayesinde olur. İkinci Viyana Kuşatması’nın ardından esir alınan Türklerin ne içtiğini, Almanlar merak ederler. Dönemin yetkilileri, Türklerin ne içtiğini, tanıtmaları için belediye binasının yanına bir yer hazırlatıp sunum yapmalarını sağlarlar. İlk içenler içine şerbet katmadıkları için hiç beğenmezler. Daha sonradan gelen kadınlar içine şerbet kattıkları için çok beğenirler ve her yerde bu tattan bahsederler. İlgi o kadar artar ki sonunda bir kahvehane açılır.

Bazı Almanlar kahvehaneye karşı şaraphane açarlar. İnsanlar sabah işe gitmeden şarap içtikleri için iş verimi düşer. Sonunda öğleden önce şaraphaneye gitmek yasaklanır ama kahvehaneye gitmek serbest olur.

İkinci Viyana kuşatmasında kale önüne mehter takımı getirilir. Aylarca 27 farklı enstrüman eşliğinde marşlar çalınır. Gün boyu çalınan bu marşların da Avrupa müziğine etkileri, yaptıkları ezgilerde oldukça gözlenir.

Yani Türkler bu topraklara Avrupa kültüründe olmayan yenilikleri getirerek kültür taşıyıcılığı yapmışlardır.” dedi.

5’de 5 UID Akademi 2023’ün ilk programında günün üçüncü sunumunu, sosyolog-yazar Sahra Şahin "Avrupa'da göçmen kökenlilerin siyasallaşma süreci" konusunda yaptı.

Sunumuna evrenin yaratılışından başlayan Şahin, insanların yeryüzüne inişi ve dağılımını anlattı. Adem Aleyhisselâm’dan günümüze değin nüfus çoğalmasından ve bölgelere dağılımından bahsederek bugünkü durumu ele aldı.

Sahra Şahin sunumunda: "Göçmen kökenlilerin 1970'li yıllarda bireysel olarak başladıkları aktif siyasal hareketlerine bugün çoklu siyasal yönelim içinde devam ettiklerini" belirtti. Avrupa’da 6 milyon Türk yaşıyor. Bireysel olarak başarılar elde eden Türkler maalesef siyasal alanda henüz istenilen yerde değil. Onun için bizler bulunduğumuz ülkelerde aktif siyasetin içinde olmalıyız. Aktif sandığa gitmeliyiz. Aksi taktirde kimse bizi ciddiye almaz. Tüm siyasi partiler istatistiklere bakıyorlar ve ona göre programlarını yapıyorlar. Avrupada ve dünyanın çeşitli yerlerinde yaşayan vatandaşlarımız bulundukları ülkelerde sandığa gitmedikleri için istatistiklerde çok düşük görünüyorlar. Onun içinde kimse bizim sorunlarımızla ilgilenmiyor. Siyasal katılım ne kadar çok olursa söz hakkımızda o kadar çok olur. Gençlerimizi sadece sandığa götürmeye teşvik değil, aynı zamanda da siyasal partilerin içinde görev almaları için yönlendirmeliyiz. Bizler artık Avrupalı Türkleriz. Burada kalıcı olduğumuz için bulunduğumuz ülkenin ve kendi geleceğimiz için aktif siyasette bulunmamız elzemdir.” dedi.

Programın son bölümünde eyalet milletvekili adayı Mehmet Safranti konuşma yaptı. Hollanda’da Türklerin siyasi katılımından bahseden Safranti “Lütfen sandığa gidin. Kime oy atarsanız atın, ama sandığa gidin. Benim bir oyum neyi değiştirir demeyin. Sandığa gidip oy kullanmayanın seçimlerden sonra çıkan sonuca itiraz etmeye hakkı kalmıyor.” dedi.

Kapanış konuşmasında UID Hollanda Başkanı Hasan Tekten, verdikleri değerli bilgiler için konuşmacılara, bu güzel eğitici akademi programına katılan, siyasete ilgili vatandaşlara teşekkür ederek sertifikalarını takdim etti.

Ridderkerk / Figen Arslan

Foto: Funda İleri