Türkiye-Hollanda iş gücü göçünün 60. yılına özel olarak düzenlenen etkinlikte, göç olgusunun edebiyata ve topluma etkileri masaya yatırıldı...
Hollanda Atatürkçü Düşünce Derneği’nden Anlamlı Etkinlik: “Yazının Göçü, Göçün Yazısı
Hollanda Atatürkçü Düşünce Derneği (HADD) 60. Yıl Komitesi, Türkiye ile Hollanda arasındaki işgücü göçünün 60. yılı dolayısıyla “Yazının Göçü, Göçün Yazısı” başlıklı özel bir etkinlik düzenledi. Etkinlik, üyelerin dostluk sofrasında bir araya gelmesiyle başladı.
Dernek Başkanı Kenan Özyiğit’in açılış konuşmasıyla devam eden programda, göç olgusunun toplumlar üzerindeki derin etkileri ve bu etkilerin edebiyat üzerindeki yansımaları tartışıldı.
Göç, Sadece Fiziksel Değil, Kültürel Bir Dönüşüm de Getiriyor
Açılış konuşmasında, göçün yalnızca fiziksel bir hareket olmadığını vurgulayan Dernek Başkanı Kenan Özyiğit, bu sürecin aynı zamanda toplumsal ve kültürel dönüşümler yarattığını ifade etti. Özyiğit, göçün edebiyat ve müzik gibi alanlarda yarattığı izlere dikkat çekerek, bu etkilerin incelenmesinin önemine değindi.
Edebiyat Dünyasında Göçün İzleri: Yeni Kimlikler ve Anlatım Biçimleri
Etkinliğin moderatörlüğünü üstlenen Vedat Gültekin, göçün edebiyat dünyasında yarattığı yeni kimlikler ve anlatım biçimleri üzerinde durdu. Göçmen yazarların yaşadıkları deneyimlerin, edebiyata kazandırdığı farklı perspektiflere vurgu yaparak, kültürel çatışmaların ve yeni edebi formların ortaya çıkışını anlattı.
Edebiyat ve Göç: Derinlemesine İncelemeler
Etkinlikte konuşmacı olarak yer alan yazarlar Durdu İsmail Coşkun, Nergis Şahin ve Naciye Dumanoğlu, göçün edebiyat ve bireylerin kültürel kimlikleri üzerindeki etkilerini değerlendirdiler.
Durdu İsmail Coşkun, tarih boyunca göçlerin insanlık üzerindeki derin etkilerini ele alarak, göçmenlerin beraberinde taşıdığı en önemli değerin dil olduğunu söyledi. “Dil, insanın yanında götürdüğü en temel enstrümandır” diyen Coşkun, göçmenlerin yaşadıkları zorlukların edebiyata nasıl yansıdığını anlattı.
Nergis Şahin ise, göçün 60. yılında hala “göçmen ruhu”nu taşıyıp taşımadığımızı sorguladı ve artık ev sahibi konumuna geldiğimizi kabul etmemiz gerektiğini vurguladı. Şahin, konuşmasının ardından kendi yaptığı bir tabloyu derneğe hediye ederek sanata olan katkısını gösterdi.
Göçmen bir kadın olarak yaşadığı ilk deneyimleri paylaşan Naciye Dumanoğlu, göçmen kadınların yaşadığı zorlukları ve kültürel uyumsuzlukları aktardı. Dumanoğlu, Avrupa’daki Türk gelin ve damatların karşılaştığı güçlükleri, aynı zamanda göçmen kimliğinin yaşama kattığı renkli deneyimleri dile getirdi.
Türkülerin Büyüsüyle Son Bulan Gece
Etkinliğin sonunda, halk müziği sanatçısı İsa Kızılöz, türküleriyle sahne alarak geceye farklı bir renk kattı. Katılımcılar, Kızılöz’ün seslendirdiği türkülerle hem hüzün hem de umut dolu anlar yaşadı. Bu özel akşam, göçün getirdiği ortak deneyimlerin, kültürel zenginliklerin ve birlikteliğin en güzel örneklerinden biri oldu.
Hollanda Atatürkçü Düşünce Derneği, Türkiye-Hollanda işgücü göçünün 60. yılı vesilesiyle düzenlediği bu anlamlı etkinlikte, edebiyat ve sanatın göç deneyimi üzerindeki derin etkilerini katılımcılarla paylaştı. Göçün toplumsal ve kültürel gelişimdeki önemini vurgulayan etkinlik, göçmen kimliğinin edebiyat ve sanat aracılığıyla nasıl bir mirasa dönüştüğünü gözler önüne serdi.
Haber: Tarık OKAN