Irkçılığın soğuk yüzü, Cemile Telli’nin yüzündeki yaralarda kendini gösterdi

82 yaşındaki Cemile Telli, Den Haag’da hayatının en acı dolu anlarından birini yaşadı. 50 yıl boyunca yaşadığı ve yurt bildiği bu topraklarda, Hollandalı komşusunun saldırısına uğradı...


  • Kayıt: 30.10.2024 21:45:33 Güncelleme: 31.10.2024 21:09:57

Irkçılığın soğuk yüzü, Cemile Telli’nin yüzündeki yaralarda kendini gösterdi

82 yaşındaki Cemile Telli, Den Haag’da hayatının en acı dolu anlarından birini yaşadı. 50 yıl boyunca yaşadığı ve yurt bildiği bu topraklarda, Hollandalı komşusunun saldırısına uğradı. Cemile Telli, bu süreçte yalnızca fiziksel bir darbe almadı; aynı zamanda ırkçılığın acımasız yüzüyle de karşı karşıya kaldı. Onlarca yıl boyunca komşularıyla, toplumu ile iç içe yaşamış, evine, mahallesine aidiyet hissetmiş bu yaşlı kadının yüzü, ne yazık ki bir insanın sahip olabileceği en karanlık duygularla şekillenen bir şiddetin izleriyle dolu.

Cemile Telli’nin yaraları, yalnızca morluklar ve kesiklerden ibaret değil; bu yaralar, nefretin ve ötekileştirmenin açtığı derin yaralardı. Yaşadığı fiziksel acının ötesinde, onun içindeki yalnızlık ve hayal kırıklığı daha derin bir sızıydı. Yarım asırlık hayatında Den Haag’da kök salmış, komşuluk ilişkilerini dostlukla büyütmüş bir kadının, güvenle sığındığı yeri bir anda cehenneme dönüşmüştü. Ömrünün büyük kısmını barış içinde geçiren Cemile Telli, Hollanda’da büyüyen torunlarına bu toprakların hoşgörüsünü ve güvenini anlatıyordu. Ancak şimdi, o sevgiyle dolu hikayeleri yıkılmış bir güvenle yeniden gözden geçirmesi gerekiyordu.

Cemile Telli’nin hikayesi, sadece bir kadının başına gelen üzücü bir olaydan ibaret değil. Bu, bir toplumun vicdanını sorgulaması gereken bir durum. O anın dehşeti, saldırıya uğrayan bir Türk kadınının acısını, yaşlı bedeninde birikmiş kırılganlığı yansıtıyor. Cemile Telli’nin gözlerindeki morluklar, sadece bir kadının acısını değil; aynı zamanda bu dünyada kaybolmuş insanlığın izlerini de taşıyor.

Cemile Telli, 50 yıldır Hollanda’da yaşıyor. Bu süreçte, topluma katkı sunmuş, dostluklar kurmuş, hayatını bu ülkede örmüş bir kadın. Bir komşusunun eliyle aldığı darbeler, yılların emeğiyle büyüttüğü güveni ve huzuru paramparça etti. Peki, bu saldırının ardında ne yatıyordu? Bir insana bu denli nefretle yaklaşmak, yılların birikimini bu şekilde yok saymak neyin göstergesiydi?

Bu olay, Hollanda’nın toplumsal değerlerine dair de derin sorular soruyor. Irkçılığın soğuk yüzü, Cemile Telli’nin yüzündeki yaralarda kendini gösterdi. Ama asıl yara, toplumun vicdanında açılmalı. Bugün bir insan, sadece kökeni yüzünden bu denli acımasız bir saldırıya uğruyorsa, bu saldırı toplumun neresinde bir eksiklik olduğunu açıkça gösteriyor.

Cemile Telli, şimdi iyileşmeye çalışırken, sadece fiziksel yaralarını değil, ruhundaki derin yaraları da sarıyor. Onun hikayesi, bizi insana olan güvenimizi ve birbirimize olan sevgimizi sorgulamaya davet ediyor. Çünkü Cemile Telli, yalnızca bir mağdur değil; aynı zamanda bir toplumun aynası, unutulmaması gereken bir sessiz çığlık.