Pazartesi akşamı Amsterdam-West’te Plein 40-45 meydanında gerçekleşen şiddet dolu eylemler, bölgedeki iş yeri sahipleri için kabusa dönüştü...
Amsterdam-West’te Havai Fişek ve Şiddet Eylemleri Esnafı Vurdu
Pazartesi akşamı Amsterdam-West’te Plein 40-45 meydanında gerçekleşen şiddet dolu eylemler, bölgedeki iş yeri sahipleri için kabusa dönüştü. Göstericilerin havai fişekler fırlatması ve kamuya ait taşınmazlara saldırmasıyla başlayan olaylar, yerel esnafın ciddi zarar görmesine sebep oldu. Polis müdahalesi sonrasında bölgeye kısmen sakinlik hakim olurken, yaşanan kargaşanın izleri hâlâ taze.
Havai Fişek ve Tramvay Yangınıyla Başlayan Kaos
Saat 19.15 sularında gençlerden oluşan bir grubun havai fişek atarak çevreye zarar vermesiyle olaylar hızla kontrolden çıktı. Bu sırada bir tramvay alev aldı, ancak olayda yaralanan olmadı. Tramvay işletmesi GVB, bu olayı “şans eseri” diye değerlendirirken polis olay yerinde bazı kişileri gözaltına aldı. Ancak gözaltı sayısı henüz netlik kazanmadı. Görgü tanıklarına göre, o sırada sokaklarda yüzlerce genç bulunmaktaydı.
Geçmişten Gelen Gerilim ve Acil Durum Kararı
Bu olaylar, geçtiğimiz hafta Ajax ile Maccabi Tel Aviv arasında oynanan maç sonrası yaşanan şiddet olaylarının ardından Amsterdam’da alınan acil durum kararının devamında meydana geldi. Şehir genelinde ek güvenlik önlemleri alınmıştı, ancak alınan bu tedbirlerin dün yaşanan kaosu engellemekte yeterli olmadığı gözlendi. Plein 40-45 bölgesi kırmızı alan ilan edilerek kontrol altına alındı, ancak esnaf, polisin yetersiz müdahalesinin bölgedeki huzursuzluğu daha da artırdığını dile getiriyor.
Esnaf Hasan Hüseyin Ulupınarlı: "Daha Önce Böyle Bir Kaos Görmedik"
Address Restaurant’ın ortaklarından Hasan Hüseyin Ulupınarlı, olayların başlangıcından bitimine kadar olan gelişmeleri aktararak, daha önce bu denli büyük bir kaosla karşılaşmadıklarını ifade etti. Ulupınarlı, “Polisin, belediye ve devletin bu durumu öngörerek daha güçlü bir güvenlik önlemi alması beklenirdi,” diyerek bu olayların güvenlik önlemlerinin yetersizliğinden kaynaklandığını düşündüğünü belirtti.
Ulupınarlı, polisin bazen barışçıl eylemlerde dahi aşırı güç kullanmasının, halk arasında güven bunalımına yol açtığını ve gençleri şiddete ittiğini vurguladı: “Özellikle gençler, televizyonda ya da sosyal medyada gördükleri şiddete tepki veriyor, bu da yeni olaylara sebep oluyor,” dedi.
Kaldırım Taşları ve Çadırlar Silaha Dönüştü
Ulupınarlı, olayların daha önceden öngörülmesi gerektiğini belirterek, polisin bu duruma müdahale etmesi için birçok işaret olduğunu ifade etti. Çocukların kaldırım taşlarını ve pazar tezgahlarını kullanarak çevreye zarar verdiklerini belirten Ulupınarlı, belediye yetkililerinin bu tür potansiyel tehlikeleri önceden bertaraf etmesi gerektiğini düşündüğünü söyledi. “Otobüslere, arabalara, tramvaylara saldırılar oldu; insanlar panik içinde kaçıştı. Polis bu işaretleri görüp daha güçlü bir önlem almalıydı,” diyerek yaşananların engellenebilir olduğunun altını çizdi.
"Olaylar Esnafa Maddi Yük Getirdi, İşler Durdu"
Ulupınarlı, olaylar sırasında dükkanların ve esnafın zarar gördüğünü belirtti. Olaylar sırasında masalar devrilmiş, tabaklar kırılmış ve birçok müşteri ödemesini yapamadan mekanı terk etmek zorunda kalmıştı. O günkü kargaşa nedeniyle dükkânı zararla kapattıklarını belirten Ulupınarlı, “Hem maddi kaybımız oldu hem de çalışanlarımızın ve müşterilerimizin güvenliğini sağlamak için dükkânı erkenden kapattık,” dedi.
Bölgenin “Tehlikeli Alan” İlan Edilmesi Esnafı Zora Soktu
Polisin olayların ardından bölgeyi “tehlikeli alan” ilan etmesi, müşterilerin bölgeye gelmekten çekinmesine yol açtı. “Aslında küçük çaplı bir olaydı, ama sosyal medyada olayların büyütülmesi, güvenlik kaygısını artırdı,” diyen Ulupınarlı, bu açıklamanın işlerini olumsuz etkilediğini belirtti. Şimdi kimsenin bölgeye gelmediğini ve işlerin büyük ölçüde durduğunu ifade eden Ulupınarlı, durumun etkilerinin uzun vadeli olmasından endişe duyduklarını söyledi.
"Başka Güçlerin Etkisi mi Var?"
Olayların perde arkasında farklı güçlerin olup olmadığını sorgulayan Ulupınarlı, olayların politik bir yönü olduğunu düşündüğünü ifade etti. “Bu durumun arkasında başka güçler olabilir mi?” sorusunu kamuoyunun değerlendirmesi gerektiğini belirten Ulupınarlı, yetkililere daha fazla önlem alma çağrısında bulundu.
Başkonsolosluk Moral Verdi
Yaşanan olayların ardından Türkiye’nin Amsterdam Başkonsolosu Mahmut Burak Ersoy Bey’in bölgeye gelerek esnafa geçmiş olsun dileklerini iletmesi, zarar gören esnaf için moral kaynağı oldu. Ulupınarlı, başkonsolosun bu ziyaretinin önemine değinerek, devletin yanlarında olduğunu hissettiklerini ve bu destek için teşekkür ettiklerini ifade etti.
Amsterdam / Ebubekir TURGUT