Hollanda Temsilciler Meclisi'nde bugün Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki insan hakları ihlalleri gündeme geldi...
DENK’in "Doğu Türkistan" Önergesi Mecliste Reddedildi
Hollanda Temsilciler Meclisi'nde bugün Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki insan hakları ihlalleri gündeme geldi. Görüşmelerde, Uygurların zorla çalıştırılmasına karşı önlem alınması ve insan hakları ihlallerine karıştığı iddia edilen Çinli yetkililere yönelik yaptırımların uygulanmasını öngören iki önerge, DENK Partisi tarafından sunuldu ve Meclis çoğunluğu tarafından kabul edildi.
Ancak DENK Partisi’nin, Çin'in resmî olarak “Sincan” (Xinjiang) olarak adlandırdığı bölge için “Doğu Türkistan” isminin Hollanda resmî belgelerinde kullanılması yönündeki önerisi, Meclis’te yeterli destek görmeyerek reddedildi.
DENK Partisi lideri Stephan van Baarle, oylama sonrası yaptığı açıklamada, önergenin reddedilmesini eleştirerek, “Doğu Türkistan demek, Uygur Türklerinin tarihsel ve kültürel kimliğini tanımaktır. Bu sadece bir isim değil, aynı zamanda bir halkın varoluş mücadelesine verilen destektir” dedi.
Parti, önergesinde, Çin hükümetinin bölgedeki politikalarının Uygur kimliğini bastırmaya yönelik olduğunu belirterek, “Doğu Türkistan” adının kullanılmasının bu kimliğe saygı göstermek anlamına geleceğini savundu. Ancak önerge, diğer partilerin çoğunluğu tarafından desteklenmedi.
Aynı oturumda kabul edilen iki diğer önergeyle, Çin’e yönelik yaptırımların artırılması ve zorla çalıştırma yoluyla üretilen ürünlerin Avrupa pazarından çıkarılması hedefleniyor. İnsan hakları savunucuları bu adımları olumlu karşılarken, bazı çevreler sembolik adımların da önem taşıdığını savunuyor.
Uygur diasporası ve uluslararası insan hakları kuruluşları, Çin’in Sincan bölgesindeki uygulamalarını “kültürel soykırım” olarak nitelendiriyor. Uluslararası platformlarda bu konudaki farkındalığın artırılması için çalışmalar yürütülüyor.
DENK Partisi, uzun süredir bu konuda aktif bir duruş sergiliyor ve Çin hükümetinin bölgedeki politikalarını eleştiriyor. Parti, Uygur halkının temel haklarının korunması ve kültürel kimliğinin tanınması gerektiğini savunmaya devam edeceğini belirtiyor.
Lahey