“Ya ben Şehri alırım ya da Şehir beni…”


  • Kayıt: 09.05.2019 22:09:00 Güncelleme: 20.12.2020 13:07:50

“Ya ben Şehri alırım ya da Şehir beni…”

 

Adını tarihe yazmış Fâtih Sultan Mehmed kimdi? 

Nasıl bir dünyası vardı? Yaşama dair görüşleri ve 21 yaşında onu “Fâtih” yapan unsurlar nelerdi? 

 

İstanbul onun için ne ifade ediyordu? Onu almak için kurduğu hayaller neydi? Kuşatmaya hazırlık aşamalarında neler yaşanmış ve fetih nasıl gerçekleşmişti?


Gemiler gerçekten de Haliç’ten bir gecede yürütülmüş müydü?
Kuşatma boyunca yaşananları Doğu ve Batı dünyası nasıl yorumlamıştı? İstanbul’un fethinin kıyametle kurulan tarihsel bağlantısının
ardında yatan sebepler nelerdi? Kıyamet beklentisi
neden İstanbul’un fethiyle özdeşleştirilmişti?

 

Hem Doğu hem de Batı dünyası için büyük önem arz eden bir şehir İstanbul… Bir yanda köklü bir imparatorluk Bizans, diğer yanda da Doğu’nun yükselen gücü Osmanlılar ve genç yaşında tahta çıkan Fâtih Sultan Mehmed...

 

Bu beklenmeyen başarı, İstanbul’un fethi, bir bakıma 


Batı dünyasının siyasi ve askerî ilerlemesine Müslüman dünyasının bir cevabı niteliğindeydi. Bununla da bitmeyecekti. İslam dünyasının en güçlü temsilcisi olan Osmanlı Türklerine Orta Avrupa’ya kadar uzanacak yeni hedeflerinin kapıları da açılacaktı.


Feridun M. Emecen’in yetkin kalemiyle bu şanlı fetih üzerine merak edilen pek çok soru,  Fetih ve Kıyamet 1453’ün gözden geçirilerek yeni makaleler eklenen bu baskısında, tüm detaylarıyla incelendi.