Esir Uygur Türkleri.


  • Kayıt: 06.03.2017 08:13:00 Güncelleme: 20.12.2020 13:01:47

Doğu Türkistan büyük Türkistan’ın bir parçası olup Çin devletinin işgali altındadır. Esir Türkler deyince ilk sıralarda gelir bu Türk Yurdunun adı aklımıza; esir Uygur Türkleri. 


Nice mücadeleler vermiştir bu Türkler Çin zulmünden ve esaretinden kurtulmak için. İsa Yusuf Alptekin işte bu mücadelelerde ilk akla gelenlerden biridir. Onun hayatı ve mücadelesi milleti için bir ışık olup Türk milletinin gönlünde taht kurmuştur. İsa Yusuf Alptekin adı Doğu Türkistan ile adeta özdeşleşmiştir.


Doğu Türkistan’ın Kaşgar vilayetine bağlı Yenihisar ilçesinde 1901 yılında bir çiftçi ailesinin çocuğu olarak dünyaya gelir İsa Yusuf Alptekin. Ailenin 12 çocuğu olur fakat bunlardan 9’u küçük yaşlarda vefat eder, İsa Yusuf Alptekin hayatta kalan 3 kardeşin en küçüğüdür. Abisi Hüseyin Doğu Türkistan’ın bir dönem Ruslar tarafından işgal edildiğinde Ruslar tarafından şehit edilir. İsa Yusuf Alptekin ben Rus aleyhtarlığı çalışmalar yaptığımdan dolayı abim şehit edilmiştir demektedir.


Babası İsa’yı din alimi olarak yetiştirmek ister. Çin kaymakamının isteği üzerine İsa Yusuf Alptekin Çin okuluna yazılır. Babası bu Çin okuluna gitmesi için din eğitimini de şart koşar ve İsa Yusuf Alptekin okul dışında medrese eğitimi de alır. Doğu Türkistan’da okuma imkanları fazla olmadığı için İsa Yusuf Alptekin sadece Çin okulu ve medrese eğitimi almıştır. O asıl eğitimini Batı Türkistan’da edineceği tecrübeler ile alacaktır. Bir başka eğitim mekanı ise Meşreb Meclisi’dir.  İsa Yusuf Alptekin bu mecliste yiğitbaşlık derecesine kadar yükselir.


İsa Yusuf Alptekin erken yaşlarda memuriyete atılır ve Türkçe öğretmenlik yapar. Kaymakamın güvenini kazandığı için, aynı zamanda kaymakama Türkçe öğretir, yabancılar arasında anlaşmazlıklara bakan bir makam olan harici irtibat memurluğu görevinde de bulunur. Yenihisar ilçesinin kaymakamı Andican’a Çin konsolosu olarak tayin edilir. Çinli kaymakam İsa Yusuf Alptekin’i de yanında Rus işgali altında olan Batı Türkistan’a tercüman olarak götürür. Konsolos 3 sene Andican ve 3 sene Taşkent’te görevde bulunur, bu 6 yıl boyunca İsa Yusuf Alptekin konsolosun yanında görevde bulunur.  


İsa Yusuf Alptekin Batı Türkistan’da Türklerin Ruslara karşı vermiş oldukları mücadelelere ve çekmiş oldukları eziyetlere şahit olur. 6 yıl boyunca Batı Türkistan’ın şehirlerine ziyaretlerde bulunur ve Türk milliyetçileri ile buluşur ve onlarla işbirliğinin yollarını araştırır. Elinden geldiği kadar Batı Türkistan’da hem Batı hem de Doğu Türkistanlılara yardım etmeye çalışır. Aynı zamanda Doğu Türkistanlılara komünizm tehlikesine karşı uyarır. Milletine hem Çin’in hem de Rus’un emperyalist düşüncelerini anlatmaya çalışır. Batı Türkistan’da henüz şehit edilmemiş olan milli şair Çolpan ile buluşması İsa Yusuf Alptekin’i çok etkiler. Çolpan’ın şu sözleri İsa Yusuf Alptekin için ömrünün sonuna kadar vereceği mücadelede hep aklında olacaktır: “İsa bey, gerek bizim gerekse sizin için yapılacak şey, adam yetiştirmek! Her şeyden anlayacak adam yetiştirmek! Ne çekiyorsak, adamsızlıktan çekiyoruz. Türkiye ve Almanya’ya çok sayıda talebe göndermek lazım!” 


Yanında görevde olduğu konsolosun görevinden alınması sonrası İsa Yusuf Alptekin Pekin’e gider. Burada “Doğu Türkistan Vatandaşlar Cemiyeti”ni kurar ve “Çin Türkistanı’nın Avazı” adlı dergiyi hayata geçirir. 


İşgalci Çin Doğu Türkistan’da baskılarını artırmaya devam etmektedir. Türklerin Kumul’daki başlatmış oldukları ayaklanma sonrası 1933’te “Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti” kuruldu, merkez Kaşgar. Maalesef bir yıl sonra bu devlet Çin tarafından ortadan kaldırılır ve Doğu Türkistan tekrar işgal edilir. Nankin’de bulunan İsa Yusuf Alptekin milletine milli şuur çalışmalarında hızla devam eder ve bu ayaklanma hareketinde yer almamıştır. 


1936 yılında İsa Yusuf Alptekin Çin Millet Meclisi üyeliğine seçilir. Çin – Japon anlaşmazlıkları konusunda Çin tezini anlatması için İsa Yusuf Alptekin İslam ülkelerine ziyaret etmekle görevlendirilir. İki yıl sürecek olan bu seyahatte İsa Yusuf Alptekin görüştüğü yetkililere Doğu Türkistan davasını anlatma fırsatını bulur. Hindistan’da Muhammed Ali Cinnah ve Gandi, Suudi Arabistan Kralı, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı gibi yetkilileri ziyaret eder ve davasını dile getirir. İsa Yusuf Alptekin aynı zamanda gittiği ülkelerde Doğu Türkistanlılarla da temasa geçer ve onları teşkilatlanmaları için teşvik eder. İsa Yusuf Alptekin Afganistan’da aynı zamanda 1933 ayaklanmasının kahramanlarından olan Mehmet Emin Buğra ile görüşür. İsa Yusuf Alptekin Müslüman devletlerden gereken yardımı göremez ve Çin’e döner, mücadelesine kaldığı yerden devam eder.


İsa Yusuf Alptekin’in Doğu Türkistan’ın şartlarının değiştirilmesi için yapmış olduğu bütün girişimler Çin Millet Meclisi tarafından ret edilir. Bu arada Mehmet Emin Buğra ailesiyle beraber Çin’e döner ve İsa Yusuf Alptekin ile Doğu Türkistan mücadelesini beraber yürütürler. 1944’te İli ayaklanması sonrası Ali Han Töre önderliğinde “Şarki Türkistan Cumhuriyeti” kurulur. Bu Devlet’te uzun yaşamaz, İsa Yusuf Alptekin ve Mehmet Emin Buğra’nın da içinde yer aldıkları “Doğu Türkistan Eyaleti Hükümeti” kurulur. Bu hükümetin başkanlığı Çinliler tarafından yürütülürken, 1947’de başkanlık Türklere bırakılır; Mesut Sabri Başkan, İsa Yusuf Alptekin Genel Sekreter. Yeni hükümet Türk milliyetçiliği doğrultusunda hareket ettiği için Ruslar ve Çinliler çok rahatsız olurlar. Bir dönem Altayları Çinlilerden temizleyen Kazak Türk’ü Osman Batur’un Hükümet tarafından davet edilmesi rahatsızlığı iyice artırmış ve Hükümet Çin tarafından azledilmiştir.


1946 yılında İsa Yusuf Alptekin Urumçi’de “Altay” adlı bir mecmua çıkarır. Ardından da “Erk” adlı bir gazete hayata geçer. Bu gazetenin başta sağ tarafında “Biz Milliyetçiyiz, Biz Halkçıyız, Biz İnsaniyetçiyiz”, sol tarafında ise “Irkımız Türk, Dinimiz İslam, Yurdumuz Türkistan’dır” yazılmıştır. Bu arada Rusya’nın da çalışmalardan rahatsızlıkları gittikçe artıyor ve artık açıktan saldırılmaktaydı. Rusların Taşkent Radyosu’ndan saldırılarından bir örnek: “Pan – Türkizmin merkezi Ankara idi. Şimdi Urumçi’ye taşındı. Pan – Türkistlik hareketini Türkiye’de başlatan ve idare eden adamlar Fuat Köprülü, Besim Atalay vb. idi. Şimdi bunun temsilciliğini Mesut Sabri, Mehmet Emin Buğra ve bilhassa İsa Yusuf Alptekin yapıyor. Urumçi, Pan – Türkizmin ikinci merkezi oldu. Mesela, Kazak, Kırgız, Özbek ve Tatarlar Türk değildir. Ama bunları Türk yapmaya çalışıyorlar. Bu adamlar Kazak, Uygur, Özbek, Tatar ve Kırgız milletini asimile edip Türk yapmaya çabalıyorlar. Türkçe konuşmak Türk değildir.” 


Çin’de komünistler iktidarı ele geçirme mücadelesi esnasında Pekin’i işgal ederler ve Doğu Türkistan’a yönelirler. Bu sebepten ‘Doğu Türkistan davasının’ savunulması için hicret kararı alınır. İsa Yusuf Alptekin ve Mehmet Emin Buğra 852 kişi ile Keşmir’e doğru yola çıkarlar. 54 kişi yolda hastalık ve vahşi doğa şartlarından dolayı hayatını kaybeder. Ladak’a (Hindistan) ulaşıldığında onlarca kişinin el ve ayak parmakları donmuş olmaktan dolayı kesilir. İlk sınır geçme teşebbüsünde İsa Yusuf Alptekin Çin askerleri tarafından tutuklanmış ve işkenceler de görmüştür.


Uzun uğraşılar sonrası 1952’de Türkiye Doğu Türkistanlıların iskanlı göçmen olarak Türkiye’ye yerleşmelerini kabul eder. Bu Mehmet Emin Buğra ve İsa Yusuf Alptekin’in yapmış oldukları resmi görüşmelere ve basın yoluyla davalarını canlı tutmalarının neticesidir. Mehmet Emin Buğra 1952, İsa Yusuf Alptekin 1954’te Türkiye’ye yerleşirler. 1957’de İsa Yusuf Alptekin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olur. 


Tarihte düzenlenen ilk Doğu Türkistan Kurultayı’nda (Hicaz Kurultayı, 1954) Mehmet Emin Buğra ve İsa Yusuf Alptekin’e vekaletname verilir ve liderlikleri tasdiklenmiş olur. Kurultay kararından: “M. Emin Buğra ve İsa Yusuf Alptekin’i Hicaz’daki bilumum muhacirler adına vekil tayin ettik. Bu iki nefer milli liderlerimizin bu haktaki her bir sözünü bütün Türkistanlıların sözü, her bir teşebbüs ve hareketini Türkistan halkının teşebbüsü ve hareketi kabul ederiz.” 


Mehmet Emin Buğra’nın Türkiye’de başlatmış olduğu yayın faaliyetini İsa Yusuf Alptekin tarafından da sürdürülür. 1960 yılında “Doğu Türkistan Göçmenler Cemiyeti” kurulur. Basın yoluyla ve konferanslarla “Doğu Türkistan davası” anlatılmaya çalışılır. “Doğu Türkistan’ın Sesi” isimli dergi (1984) Türkçe, Arapça ve İngilizce olarak yayınlanır. 1983’te “Doğu Türkistan Neşriyat Merkezi,” 1986’da “Doğu Türkistan Vakfı” kurulur. Çeşitli ülkelerde konferanslara katılan İsa Yusuf Alptekin 1980 yılında Mekke’de düzenlenen Dünya İslam Birliği Kurucular Meclisi üyeliğine de seçilir.


Yılmak, yorulmak, pes etmek nedir bilmeyen İsa Yusuf Alptekin 1995 yılında vefat etti ve İstanbul’da Topkapı Mezarlığı’na defnolundu. Eserlerinden bazıları: Doğu Türkistan Davası, Unutulan Vatan Doğu Türkistan, Doğu Türkistan İnsanlıktan Yardım Bekliyor…….


İsa Yusuf Alptekin diplomat yönü ile ağır basan bir şahsiyettir. Şiddetten ziyade aklı selim ve uzun vadeli çalışmaların çözüme götüreceğine inanan birisiydi. Yusuf Has Hacib kütüphanesini ve Doğu Türkistan Milli Oyun Ekibi’ni kurarak davasının anlatılmasında her yolu denemiştir. “Gönül arzu eder ki, Doğu Türkistan meselesinin halledilmesi davasında öncülük şerefi Türkiye’nin olsun” diyerek Türkiye’ye ayrı bir önem verirdi. Türk milletini bir bütün olarak kabul eder ve kabileciliğe karşı çıkardı: “Biz Türk’üz, Özbek, Kırgız, Uygur, Kazak, Tatar… Türk milletinin birer kabilesidir. Bir insandan 5-6 oğul doğduğu takdirde hepsine aynı ad verilmez. Hepsinin adı ayrı ayrıdır ama ana-babası birdir.”

 

Murat Gedik