FASL-I-ŞAHANE TOLGA DURAN


  • Kayıt: 11.02.2014 15:25:00 Güncelleme: 11.02.2014 15:27:00

Avrupada’ki vatandaşlarımızla vatanımız arasında bir köprü olduğumuzu hissediyor.
Tolga Duran, 2010’dan bu yana Ramazan ayı boyunca Fasl-ı Şahane programının yapımıcısı ve sunucusu olarak dikkatleri üzerine çekiyor.

 

Müzik dışında Tolga Duran’i pek tanımıyoruz. Biraz kendinizden bahseder misiniz?
Kayseri doğumluyum. Erciyes Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bilimler Bölümü’nden 2003 yılında mezun olup, Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Yüksek Lisansımı tamamladım. Ses sanatçılığın ve program sunuculuğunun yanı sıra 2006 yılından itibaren müzik eğtimciliği yapıyorum.

 

Müzikte ilk basamaklarınızdan bahseder misiniz?
5 yaşında iken müziğe karşı çok ilgim vardı. Şarkı söylemeyi çok seviyordum. O yıllarda bir akrabamda bulunanan ‘’Mandolin’’ adındaki Müzik aleti çok ilgimi çekiyordu. ‘’Giy Giyi ver’’ diyerek hediye olarak almayı başardım. Velhasıl müziğe karşı ilgim küçük yaşlarda mandolin çalarak başladı.
Saygıyı kaybetmediğimizden dolayı asla birbirimize alınmayız.

 

Fasl-ı Şahane programını ikiliniz sunucu Gürsan Sanaç ile sürdürüyorsunuz. Uyumluluğunuz dikkat çekiyor. Bu uyumluluğu kim yakaladı? Yada daha önce tanışmışlığınız var mıydı?
Gürsan meslektaşım ve çocukluk arkadaşımdır. Uzun yıllardır süren çok yakın arkadaşlığımız var. Birbirimizi çok iyi tanıyoruz. Biraz farklı yapımızda var, farklı yapımız olması birbirini dengeliyor ortayı buluyor. Birbirimize takılırız. Yeri gelir ekran karşısında saygımızı bozmadan hararetli tartışırız. Saygıyı kaybetmediğimizden dolayı asla birbirimize alınmayız. Bunlardan dolayıda çok güzel bir uyum ahenk ortaya çıkıyor. Zaten çevremizde Gürsan diyince ben, Tolga diyince de Gürsan akıllarına gelir, bize hep ayrılmaz ikili diye takılırlar. Allah ayirmasın.

 

Bu proje size mi ait? Fasl-İ Şahane proje fikriniz nasıl gelişti?
Evet, proje bana ve Gürsan’a ait. 2010 yılında Gürsan ile programın formatını belirledik. Bu tür proje’yi imkanları kısıtlı olduğundan dolayı yerel kanallar zor destekliyor, finansal destek gerekiyor. Oldukça masraflı bir program. Yerel kanalardan destek almayınca kendi çabamızla sponsorlar aracılğıyla bu programı gerçekleştirdik. İlk olarak Erciyes TV ile anlaştık. Daha sonra ise Kayseri‘den ulusal yayın yapan TV1 kanalına geçtik. Orada da kendi çabalarımız ve sponsorlarımız aracılığla, 3 sezon TV1 kanalında yayın yaptık. TV1 ‘in uyduda yayın yapması vesilesiyle hem yurt içi hem yurt dışına ulaştık. Sağolsun Yurt içi ve özellikle yurt dışındaki izleyicilerimiz bizi çok sevdi ve destekledi. Hiç bir zamanda yalnız bırakmadılar gerek telefonla yayına katılarak gerek internet adresimize mesajlar atarak bizlere sevgilerini ilgilerini gösterdiler.

 

 

 

Programınız ulusal kanallarda yapılan programlara benzetiliyor. Ulusal kanallarda program yapmak ister misiniz? Avrupa’da yayın düşünüyor musunuz?
Kısmet olursa Gürsan’la ilk hedefimiz Avrupa´ya yönelik bir proje. Çünkü ne zaman yurt dışındaki izleyicilerimiz bize ulaşsa, sağolsunlar her seferinde bizi oraya davet ettiler, misafir etmek istediler, orada görmek istediklerini belirttiler. Biz hep uygun zaman olsun diye bekledik ve artık zamanın geldiğine inanıyoruz. Bazı Euro kanallarıyla görüşmelerimiz olacak, onlarla ortak bir zeminde buluşursak en yakın zamanda Avrupa´ya yayın projemize başlamak istiyoruz.

 

Fasl-ı şahane programın adını kim belirledi?
Programa başlamadan önce bir çok dostumuzdan fikir aldık Gürsan’la birlikte. Bu fikirleri düşünerek program ismimizi belirledik.

 

Programımız kurgusuz ve tamamen doğal gelişiyor

 

Fasl- ı Şahane ramazan programınızı 2010’dan 2013 yılına kadar başarıyla sürdürdünüz. Seyirci ile kurduğunuz güzel bir bağ var. Başarınızın sırrı nedir?
Programımız kurgusuz ve tamamen doğal gelişiyor. İzleyicilerimiz sadece şarkıları değil muhabbetimizdeki doğallığı da seviyor. Biz hep suna inandık, kurgu olsaydı izleyici bunu mutlaka hisseder ve zamanla bundan bıkardı. Bizimki 3 saat süren canlı yayın zaten kurgu yapsanızda ani anına tutmaz. İkimizinde doğal ve rahat olması, bu doğallığın gelen konuğada kendini rahat hissettirmesi, Gürsan’la olan uyumumuz programa ayrı bir enerji katıyor. Sanırım bu nedenle programımız başarıyla sürmekte.

 

 

 

Özellikle yurtdışında ve Hollanda’da çok izleyecileriniz var. Yurt dışından çok övgü dolu sözler alıyorsunuz. Avrupa’daki türkler tarafından çok izleyiciniz olması sizde nasıl bir duygu oluşturuyor?
Her övgü kıymetli ama yurt dışından gelen övgü bize farklı bir mutluluk veriyor. Çünkü oradaki vatandaşlarımızın vatan özlemi var, hasretleri, farklı duyguları var. Birçok izleyicimizin bize, sağ olun, sizi izleyince kendimizi vatanımızda gibi hissediyoruz demeleri o kadar güzel ki. Bunları duyunca Avrupada’ki vatandaşlarımızla vatanımız arasında bir köprü olduğumuzu hissediyorum. İşte farklı bir mutluluk dediğim bu ve bu bizim için çok kıymetli.

 

3 saat canlı yayında ummadığın olaylar gelişebiliyor

 

Program esnasında ki en unutmadığınız an nedir?
3 saat canlı yayında ummadığın olaylar gelişebiliyor. Bir anda durumu toparlıyabiliyorsunuz. Unutmadığım anlardan birisi,bir izleyicimizin canlı yayında şiir okurken kameramanımızın tepe taklak düşmesi oldu. Canlı yayında istemeyerek gülme krizine girmemizle bi çok ulusal gazetelerde haber olduk.
Müzik anlamında, hayallerinizi gerçekleştirebildiniz mi?
Müzik koca bir okyanus ben ise sadece kıyıya ayaklarımı değdirdim sözü vardır. Müzikte hayaller bitmez hayalinizin birini yaparsınız, ardına diğer bir hayal gelir. Ben daha hayallerimin başında olduğumu düşünüyorum ve sanırım hepte öyle düşüneceğim.

 

Geleceğe dair hayallerinizi ve projeleriniz nelerdir?
Fasl-ı Şahane programını daha geniş kitlelere ulaştırmak en büyük hayalim. Başka tv programları düşüncelerim de var. İlerde TV ve müzik yapım şirketi kurup bizim gibi kendi çabalarıyla bir şeyler üretmek isteyen yeteneklere destek olmak çok istediğim hayallerimden birisi.

 

 

Ebru Özgüner / Kadın Dergisi