Tarihin en kötü seçimini yaşadık

Tarihin en kötü seçimini yaşadık


  • Kayıt: 14.04.2014 23:10:00 Güncelleme: 14.04.2014 23:41:00

Hollanda’da değişik siyasi partilerde görevli politikacılarımızla ve STK temsilcileriyle 19 Mart seçimlerini ve yakında yapılacak AB Parlamento seçimlerini konuştuk.

 

PvdA Milletvekili Tunahan Kuzu: Tarihin en kötü seçimini yaşadık

 

 

 

Başta PvdA olmak üzere VVD ve CDA'nın yenilgisini nasıl yorumluyorsunuz?

 

İktidar partilerin ekonomik zor zamanlarda güven kaybetmesi gayet doğal. Ama PvdA'nın bu seçimlerde bu kadar güven kaybetmesi bizim için çok üzücü. Bunun etkeni sadece hükümet sorumluluğu almaktan geçmiyor. Geçtiğimiz 1,5 yıl içerisinde neler başardığını yeterince vurguluyamamız, basardıysak bile ikna edici şekilde anlatamamız ve neleri başaramadığımızın vurgulanması ister istemez seçmenin PvdA'ya güvenini yitirdiğinin simgesidir. Tarihin en kötü seçimlerini yaşamamızdan dolayı bu seçimlerden çok önemli dersler çıkarmamız gerekir.

 

Lokal partiler büyük başarı sağladı.Bu başarının temel nedeni sizce ne olabilir?

 

Seçmenin yerel seçimlerde ülkesel siyasetin yanı sıra yerel seçimlerde bir ideolojiye tabi olmayan bir partiyi tercih etmesinden kaynaklanan bir süreç. Fakat, özellikle bu dönemlerde yerel siyaset ile ülkesel siyasetin arasındaki bağ çok önemli. 2015'ten itibaren belediyeyelere devredilecek yetkileri (AWBZ, Jeugdzorg, Participatiewet) en iyi şekilde yerine getirebilmek ve bütçeleri en iyi sekilde paylaştırmak için 2014-2018 dönemi gerçekten çok mühim. Bu sebepten dolayı Den Haag belediyelerle ve belediyeler Den Haag ile sıkı irtibat içinde olması gerekir.

 

Rotterdam haricindeki büyük şehirlerde en büyük parti konumuna gelmesi büyük bir başarıdır.

 

 

 

D66 ve SP’nin başarısını neye bağlıyorsunuz?

 

Öncelikle bu iki partiyi aldıkları sonuçtan dolayı tebrik etmek lazım. D66 hükümete dışardan destek veren bir parti olarak alınan. kararlardan sorumlu olmasına rağmen bu başarıyı elde etmesi ve Bu partinin başarısını

 

sürdürdüğü istikrarlı siyasete bağlıyorum Rotterdam haricindeki büyük şehirlerde en büyük parti konumuna gelmesi büyük bir başarıdır. Hükümete dışardan destek olması ve bu vesileyle kendi programlarındaki bazı şeyleri gerçekleştirerek nokta atışı yaparak seçmenin güvenini kazandılar.

 

SP'nin başarısını protesto oylarına bağlıyorum. Bunu, kurulduklarından beri yapıyorlar. Sorumluluk almayıp her şeye itiraz etmek benim siyasi anlayışıma zıttır. Umarım bu neticelerin sonucunda SP'de yönetim sorumluluğu alıp sadece itiraz ve protesto üzerine kurulan parti olmaktan kurtulurlar.

 

Wilders'in Faslılar hakkında söylediği çirkef sözler, AP seçimleri için önemli olacaktır

 

Bu seçimler Avrupa Parlementosu seçimlerini etkiler mi?

 

Muhakkak. Özellikle Wilders'in Almere ve Den Haag'ta yaşadığı oy patlaması ve ardından Faslılar hakkında söylediği çirkef sözler, AP seçimleri için önemli olacaktır. Konular farklı olsa bile, AP seçimlerinde Wilders'a karşı en net tavrı koyan parti kazanır. PvdA geçen AP seçimlerinde de iyi bir sonuç alamamıştı, bu seçimlerde yerel seçimlere nazaren daha iyi bir sonuç almak için elimizden gelen gayreti göstereceğiz.

 

Başarılı çıkan partilerin göçmenler politikasını nasıl buluyorsunuz?

 

Yerel partilerin göçmenler politikasi üzerinde kurguladıkları siyaset belediyeden belediyeye değişiyor. Rotterdam’da Leefbaar Rotterdam pek ılımlı görünmüyor mesela, ama Rotterdam’da açık ara farkla birinci parti haline geldiler. SP'nin tavrı net değil, çünkü her fırsatta hükümet politikasına karşı gelmek için net siyaset izlemediklerini gözlüyorum. D66'nin tutumu gayet olumlu.

 

 

 

Bir çok Türk’ün bu seçimlerde duyarlı olduğunu gördük

 

Göçmenler, özellikle Türkler seçimlerde gereken duyarlılığı gösterdiler mi daha doğrusu sandığa gittiler mi?

 

Bir çok Türk'ün bu seçimlerde duyarlı olduğunu gördük. Amsterdam’da Emre Ünver ve Orhan Kayar'in kazanması, Den Haag’ta Bulent Aydın’ın kazanması, Heemskerk’te Fevziye Şahin’in 9.sıradan 2.sıraya yerleşmesi ve özellikle Roermond’da Selami Coşkun’un liste basından daha fazla oy alarak 1.sıraya yerleşmesi bu duyarlılığın simgesi. Fakat oyunu kullanmayan da bir o kadar insan var.

 

PVV'nin başarısını nasıl değerlendiriyorsunuz, bu başarı bizler için birşey ifade eder mi?

 

Tabiri caizse bizi öldürmezler ama, midemizi fena bulandırırlar. Midemizin bulanmamasını istiyorsak net bir tavır koymamız gerekiyor. Ozellikle Den Haag’taki galibiyetinden sonra Faslılar üzerinde kullandığı 'daha az Faslı istiyorsanız bunu halledeceğiz' demesi çok iğrenç. Tek başına iktidara geldiği günde Hollanda'dan endişe etmemiz gerekir. Bu tip siyasetçilerin bizim refahımız ve huzurumuz için ne kadar sakıncalı olduğunu hep beraber yaşadık 2010-2012 döneminde. Bir daha bunu yaşamamamız için seçimlerde duyarlı olmamız gerekir.

 

Bütün bu sonuçlardan sonra Hollanda'daki Türk politikacının kendilerini sorgulaması gerektiğine inanıyor musunuz?

 

Sadece seçimlerden sonra değil, bir siyasetçi her zaman kendini sorgulaması lazım. Vatandaşın nabzını iyi tutabilmesi lazım. Daha güçlü konuma gelmesi için seçmenlerinin güvenine layık olmaya çalışması lazım her gün bir siyasetçi. Genel seçimlerde aldığım 23.067 tercihli oy benim için ne kadar gurur verici ise de aynı zamanda sorumluluk. Yeni seçilen her Türk asıllı politikacıya destek olmakta bizim bir vazifemiz. Herkese başarılar diliyorum. Önümüzdeki dönemde ve özellikle yeni seçilen arkadaşlarımız da istedikleri zaman fikir alışverişi yapmak için beni her zaman arayabilirler. Bu sorgulamayı onlarla beraber yapmamız gerektiğine inanıyorum.