“Türkiye Altın Çağını Yaşıyor”

Hollanda Liberal Partisi, VVD’nin milletvekilliğini yapmış olan Fadime Örgü ’ye birazda olsun politikadan uzak kaldığı son dönemi ve  çalışmalarını sorduk.


  • Kayıt: 11.10.2012 08:06:00 Güncelleme: 11.10.2012 08:06:00

Hollanda Liberal Partisi, VVD’nin milletvekilliğini yapmış olan Fadime Örgü ’ye birazda olsun politikadan uzak kaldığı son dönemi ve  çalışmalarını sorduk.

 

Hollanda’nın Vlaardingen kentinde ikamet eden Fadime Örgü çocukluk ve öğrencilik yıllarını şöyle anlatıyor: “Diğer işçi ailelerde olduğu gibi annem ve babamda da birkaç yıl burada çalışıp Türkiye’ye dönme düşüncesi vardı. Fakat bizler, yani çocukları, burada okumaya başlayınca, yerleşmeye karar vermişler. Vlaardingen’de anaokulu, ilkokulu, orta ve liseyi  okuduktan sonra Delft ve Rotterdam’da İngilizce ve Almanca edebiyatı okumaya başladım, aynı zamanda bu dillerde öğretmenlik yapma diploması aldım. Okurken ayrıca Londra’da ilkokulda öğretmenlik de yaptım. Almanca bölümünün son yılını da Almanya’da bitirdim. Tilburg Üniversitesi’nde dilbilimi üzerine mastır yaptım. Aynı zamanda üniversitede Türkoloji dersleri de aldım. Leiden Üniversitesi’nde İktisat ve Siyaset Bilimleri okudum ama bu bölümleri bitirmedim. Hilversum şehrinde Medya Akademisi’nde televizyon yapımcılığı, spikerlik ve sunuculuk eğitimleri aldım.”

 

 

Düşünce özgürlüğü ve siyasi özgürlük çok önemli

 

Neden VVD Partisi’ni seçtiniz?

“Liberal bir parti olduğu için seçtim, çünkü ben de liberal görüşlü biriyim. 15 yaşındayken liberalliğin daha ne olduğunu bilmiyordum ve Vlaardingen şehrinde VVD Partisi’ne üye bir arkadaşım bana kelimenin karşılığını anlatmaya başladığında sanki beni anlatıyormuş gibi oldu. ‘Bir kişinin kendi sorumluluğunu kendi eline alması gerektiğini, her şeyi hükümetten beklememesi gerektiğini anlattı.’ Tam üyeliğe karar vermeden önce diğer partileri de araştırdım. Sonuç olarak VVD Partisi’nin bana en uygun parti olduğu kanısına vardım. Benim için birey özgürlükleri, düşünce özgürlügü ve siyasi özgürlük çok önemli, yani başkalarına karşı hoşgörülü olmak şart”

 

 

 

Aileniz nasıl karşıladı?

“Onlar çok desteklerdi, benim aktif şekilde görevler üstelenmemden dolayı mutlu olurlardı. Vlaardingen’de yaşayanlarında güvenini kazanmıştım. Yaptığım aktivitelerden dolayı tanınan biri olduğum için, ailelerle görüştüğümde ikna edebiliyordum. Bu kızlarla aynı yaşta olmama rağmen bana güveniyorlardı. İkna ettiğim ailelerin kızları okullarına devam ettiler ve meslek sahibi oldular. Neden VVD sorusuna tekrar gelecek olursam, belki küçük yaşlarda daha o sorumluluk hissini, ekonomik bağımsızlığın bir kadın için ne kadar önemli olduğunu hep bildiğim ve savunduğum için bu partiyi seçtim.”

 

iki dönem milletvekili olmak istiyordum

 

Milletvekilliğine neden devam etmediniz?

“İstediğimi yaptım, çünkü iki dönem milletvekili olmak istiyordum.  Bu 2 dönem sonrasında kariyerimi başka yönde yapmak istedim, hem yaşımda daha çok gençti. Siyasetin farklı alanları var ve ben yönetici olarak da çalışmayı seviyorum. Öncelikle Amsterdam şehrinde  konut kooperatifinde yönetici olarak çalışmaya başladım ve şimdi bunu Baarn şehrinde de yapmaktayım.”

 

Şimdi hangi işlerle uğraşmaktasınız?

“Medya sektöründe ve sivil toplum kuruluşlarında çalışıyorum. ‘Yeni medya’ dediğimiz alanda projeler yönetiyorum. Televizyon programları yapıyorum ve siyasetcilere, şirket müdürlerine medyayla ilgili dersler veriyorum.  Rotterdam Medya Komisyon Başkanı’yım, Kulsan Vakfı Başkanı’yım ve Hollanda Ulusal Yüzme Federasyonu yönetim kurulu üyesiyim. Aynı zamanda Rochdale ve Portaal adlı konut kooperatiflerinin yöneticisiyim.”

 

Sizce bir sonraki seçimlerde sonuçlar çok farklı olabilir mi?

“Bilmiyorum, kesin bir şey söylemek imkansız. Fakat bir takım analizler yapabiliriz: İşçi Partisi, kendi içinde bocalayan bir parti, şu sıralar zor bir dönem yaşıyor, liderini arayan bir parti konumunda. Diederik Samsom liderleri oldu; bu kişinin kendini ispat etmesi gerekiyor. Başarılı olup olmayacağı belli değil.  

Şu sıralar SP, Sosyalist Parti’nin durumu iyi. Bu partinin lideri Emile Roemer başarılı.

VVD ve CDA sorumluluğu alan partiler.

 

Hollanda’daki krizi çözmek için hangi partinin somut önerileri var?

“Hollanda’nın tarihine baktığımız zaman ekonomik kriz olduğu dönemlerde CDA ve VVD partileri krizi çözen partilerdir. Bence yine bu iki parti, Hollanda’yı  bu ekonomik krizden kurtaracak.”

 

Hollanda’da gidişat nasıl?

“Baktığımız yöne bağlı. Mesela şu dönemlerde özellikle yabancı uyruklu gençler iş bulma sıkıntısı yaşıyor. İşsizlikten dolayı kendi işyerini açan kişilerin sayısı artış göstermekte. Böyle bakarsak, olumsuz bir olayı olumlu yönde değiştirmiş oluruz. Benim görüşüm, bu içinde bulunduğumuz ekonomik krizi başarıya çevirenler, bu krizi atlatıp bu ülkeyi kurtaranlar olacaklar. Eğer bu yapılarsa veya  yapabilirsek ortaya müthiş bir şey çıkabilir. Ben bu krizi avantajlı yönlere çekebildiğimize inanıyorum. Kendimize yeni olanaklar yaratmalıyız. Dünyanın ekonomi merkezinde bulunan bir ülkedeyiz, çok kolay başka yerlere gidebilme şansımız var, zengin bir ülke konumundayız, ve çok fazla fırsatımız var. Bir de bu ülkede yaşayan Türk asıllı vatandaşlarımızın başka büyük bir avantajı daha var. O da ekonomisi gittikçe gelişen Türkiye’den istifade edilebilir, iki ülke arasında kendilerine yeni iş olanağı yaratabilirler.”

 

Türkiye’de politika dışında kültür-sanat konularıyla da ilgileniyorum

 

Türkiye’deki gelişmeleri de takip ediyor musunuz?

“Türkiye çok ilginç bir ülke. Bir de anavatanımız olduğu için de yakından takip ediyorum, oradaki olumlu gelişmeler bizleri de mutlu ediyor. Türk asıllı ve Müslüman olmamdan dolayı gurur duyuyorum. Siz kendi kimliğinizle gurur duyduğunuz zaman, karşınızdaki kişinin size olan saygısı da artıyor.

Türkiye’de politika dışında kültür-sanat konularıyla da ilgileniyorum. Hollanda’da bu konuyla ilgili tasarruf yapılırken, Türkiye’de yeni bütçeler ayrılıyor ve bu durumdan dolayı mutluyum. Ekonomik dengelere baktığımız zaman, her ülkede inişler çıkışlar yaşanır. Bence şu an Türkiye altın çağını yaşıyor. Sahip olduğu genç nüfusuyla ve yükselen ekonomisiyle ileride çok daha önemli roller oynayacak gibi görünüyor.”

 

 

Türkiye'deki hükümet hakkında neler düşünüyorsunuz?

“Türkiye ekonomik açıdan büyüyen bir ülke konumunda. Türkiye’nin komşularında yaşanan olayların ülke üzerinde çok fazla etkisi var. Bölgede liderliğini kaybetmek istemiyor. Komşu ülkelere örnek teşkil ediyor ve bu konuda da tutarlı hareket ediyor. Yeni Anayasa çalışmaları ilgimi çekiyor. Bu konuyla ilgili olarak söylemek istediğim siyasetteki partiler hariç, sivil toplum kuruluşlarınınsa bu konuya bakışları önem teşkil ediyor.”

 

Türkiye’de kendinize yakın bulduğunuz bir siyasi parti var mı?

“Türkiye’de de Liberal Demokrat Parti’ye kendimi yakın buluyorum. Bu partinin eski başkanı Besim Tibuk’tu, yeni başkan Cem Toker oldu. Bu partide geçmişte verdiğim seminerler var ve bazı parti çalışanlarıyla sürekli irtibat halindeyim. Her konuda parti üyeleriyle hemfikir olduğumu söyleyemem ama çıkış noktamız aynı.”