ALEViLİK EHLİBEYT YOLUDUR.

ALEViLİK EHLİBEYT YOLUDUR.

 


  • Kayıt: 27.01.2013 19:51:00 Güncelleme: 27.01.2013 19:51:00

Savaş Büyük Tipi / Amsterdam

 

''Alevilik, insan

ı merkeze alan bir inançtır. Aleviler, Hakk, Muhammed, Ali kutsallığı çerçevesinde ve hümanist bir anlayışla inancını yaşayan bir topluluktur. Anlayışımız, Allah ile kul arasına girmemeyi, inancı insanın kendisinde aramasını gerektirir.

P

irlerimiz; Kerbela'dan beri cem ederek, inancımızı günümüze kadar taşıyan büyüklerimizdir. İnsanlar cemevlerinde bir can olarak kabul edildiği için kadın ya da erkek yerine can olarak ifade edilir ve görülür. Cem esnasında 3 ya da 12 mum yakılır ve bu mumlara çerağ denilir. Cem ibadeti bittikten sonra

çerağ sır edilir.

Alevi toplumu içerisinde de Alevili

ği farklı anlayan ve yaşayan insanlarımız var. Ama biz bu durumu bir tehlike olarak değil, aksine zenginliğimiz olarak görüyoruz. Aslına bakarsanız kırmızı çizgilerimiz aynıdır. İmam Cafer Buyruğu, 4 kapı 40 makam, Aleviliğ

in ana temelidir.''

Ay

ın Röportajı sayfamızın bu ay ki konuğu HAK-DER (Hollanda Alevi Birlikleri Federasyonu) Başkanı Muharrem Cengiz, Aleviliği bize böyle tarif etti ve sorularımıza açık yü

reklilikle cevap verdi.

Biraz kendinizden bahseder misiniz?

Adım Muharrem Cengiz. Maraş Elbistan'da doğdum. Evliyim ve iki çocuk babasıyım. İlkokulu Türkiye'de bitirdim. Hollanda'da Mbo yaptım ve şu an eğitimim hala devam ediyor, HBO yapmakla meşgulüm. UWV Werkbedrijf'ta çalışıyorum ve HAK-DER'in başkanıyım.

Ne kadar süredir HAK-DER'e başkanlık yapıyorsunuz?

Yaklaşık 16 yıldır Alevi örgütlenmesi içerisindeyim. HAK-DER yönetiminin değişik kademelerinde 14 yıl görev aldıktan sonra, son iki yıldır başkanlık görevine getirildim. Bu görevi elimden geldiği kadarı ile layıkıyla yerine getirmeye çalışıyorum.

 

''Tarihte yaşanan ve Alevilere yönelik olan katliamlar, örgütlenmeyi kaçınılmaz hale getirdi.''

HAK-DER ne zaman kuruldu ve kuruluş amac

ı

ne idi?

Federasyonumuz 1990 y

ılında kuruldu. Kuruluş amacımıza gelince; Hem Hollanda'da yaşayan Alevilere inancını, kültürünü, felsefesini öğretmek ve bu değerleri gelecek nesillere aktarmak, hem de Aleviliğe önyargı ile yaklaşan insanları bilgilendirmek ve onlara kendimizi anlatabilmek amacı

yla kurulmuştur.

Bildi

ğiniz gibi 1978 yılında, 1993 yılında ve Sivas Madımak Oteli'nde yaşanan, Alevilere yönelik olan katliamlar örgütlenmeyi biraz daha hızlandırdı ve kaçınılmaz hale getirdi. Bizim örgütümüz kesinlikle yasal bir örgütlenmedir. Demokratik İnsan hakları çerçevesinde faaliyet yürüten bir Federasyonuz. Alevi toplumu olarak tek dileğimiz, Türkiye ve Hollanda'da anayasal güvence hakkı kazanmaktır. Diğer inançlarda olduğu gibi kendi inancımızı özgürce yaşamayı, bunu yaparken de diğer inançlardan olan insanlarla barış içinde yaşamayı

hedefliyoruz.

Aleviler köylerde zor şartlar alt

ında ibadet etmişlerdir. Size kendi köyümden örnek vermek istiyorum. Köyümüzün yarısı Sunni yarısı da Alevi idi. İnsanlar arasında kesinlikle bir sürtüşme yoktu ama bazı önyargılar mevcuttu. Büyük odalarda cem edilirken ve bu toplantılar yasal olmadığı için, güvenlik kuvvetlerinden bir baskın yememek adına mutlaka çatıda bir gözcü bırakılırdı

.

Hollanda genelinde kaç tane dernek ve vakf

ını

z var?

Hollanda genelinde HAK-DER'e ba

ğlı 22 dernek, 3 tane de vakfımı

z var.

Bu dernek ve vak

ı

flarda ne tür faaliyetler yürütüyorsunuz?

Faaliyetlerimiz, Alevi toplumunun ihtiya

çlarını gidermek için projeler üretmeye yöneliktir

.

Her toplumun kendine göre bir tak

ım itiyaçları olduğu gibi Alevi toplumunun da kendine göre ihtiyaçları vardı

r.

Bu alanda örnek vermem gerekirse; Hollanda devlet okullar

ında Alevilik, uzmanların hazırlamış olduğu bir müfredatla, çocuklara ders olarak verilecek.

Bu derslere sadece Aleviler değil, her inanıştan olan çocuklar girebilir. Bunu söylerken, diğer toplulukları Alevi yapmak gibi bir amacımız yoktur.

Bu tür geli

şmeler tabi ki olumludur. Ama bu geliş

melerin samimiyetle devam ettirilmesi gerekir.

Alevi toplumu oyunu CHP'den yana kullanmaktad

ır. Sayın Erdoğan bu durumu bildiği için şunu söylemek istiyor; Siz oyunuzu CHP'ye veriyorsunuz ama şimdiye kadar onların ağzından bir şey duymadınız, bakın bu özürü ben diliyorum. Şu an bizim gözümüzde bu özür, oy avından başka bir şey değ

ildir.

E

ğer samimi olarak bu özür dilenmişse, devlet tarafından cemevleri tanınmalı, dedeler inanç önderi olarak kabul görmeli ve Alevilerin bütün hakları

na anayasal güvence getirilmelidir.

Suriye'deki geli

şmeleri nasıl değ

erlendiriyorsunuz?

Ü

lke olarak komşularla iyi geçinmeyi her zaman istemişizdir. İç savaş başlamadan önce Esad Türkiye'ye geldi, Başbakan Erdoğan ile görüştü ve Suriye kardeş ülke ilan edildi. Hal böyle iken birkaç ay sonra aniden Suriye, düş

man ülke haline getirildi.

Tamamen emperyalist ülkeler istiyor diye Türkiye, militan e

ğiten, gizli olarak silah gönderen bir ülke konumuna düşştür. Kesinlikle bu tür yaklaşımları anlamamız mümkün değil. Alevi toplumu olarak bu durumu başka ülkenin içişlerine karışmak olarak görü

yoruz.

Ş

u noktayı da belirtmek lazım; Dünyanın neresinde olursa olsun, bir lider veya zümre zulüm yapıyorsa, alevilikle bir bağlantısı yok demektir. Alevilikte kin, kibir, zulüm ve intikam duygusu yoktur. Cana kıymak yoktur. Kirli tan

ımlamalar hem bizi hem de Aleviliği asla ilgilendirmez.

Son olarak eklemek istedi

ğim şey; İnanç sevgiyi simgeler ve her inançta bu vardır. Geçmişte ülkemizi sağ-sol davası ile bölmeye çalıştılar şimdi ise, Alevi-Sünni çatışması çıkarmak istiyorlar. Toplum içerisinde barış ve kardeşlik içinde yaşamamız her zaman ülkenin yararına olmuştur. Nasıl olurda birimiz diğerini bir kenara atabilir. Böyle bir düşüncede mantık göremiyo

rum.

Röportaj için te

ş

ekkür ediyorum.

İnsanı merkeze alan bu dersler, çocuklarımızın asimile olmamasını, inançlarını öğrenmelerini ve Aleviliği diğer insanlara doğru bir şekilde anlatmalarını sağlamak için verileceketir.

Dedeler Vakfı kurmamız bu alanda gerçekleştirdiğimiz diğer bir faaliyetimizdir. Dedeler cem yürütmek ve Alevilik inancını öğretmek için çaba göstereceklerdir.

 

''Cemevi Aleviliğin ibadet merkezidir…''

 

Türk siyasi yapısının Aleviliğe bakış açısı dün nasıldı?, Bugün nasıl oldu?

Türkiye'de bugün yaşanılan Aleviliği, dün ile kıyaslarsak önemli bir yol katettik. Geçmişte yaşanılan Alevilik kendini saklayan, ortaya çıkmayan bir Alevilikti. Günümüzde artık Aleviler kendilerini ifade edebiliyor ve Alevi olduğunu çekinmeden söyleyebiliyor. En azından geçmişte varolan tabuların bir şekilde yıkıldığını görüyoruz. Sevindirici olan Aleviler örgütlenme yoluna gitmiş ve ihtiyaçlarını, gereksinimlerini söyler duruma gelmiştir.

Üzücü olan nokta, cemevi açılması için belediyelere başvurulduğunda, siyasi partilerin hakim olduğu bölgelere göre, ya kolaylık sağlanıyor ya da izin verilmiyor. Bazı belediyeler kolaylık sağlarken, diğer belediyeler: ''Diyanetten aldığımız bilgilere göre cemevi ibadet merkezi değildir.'' diyerek bu isteği reddediyor.

TBMM'nde bu konu tartışılmış, milletvekilleri kendilerini toplumun yerine koyarak ''Cemevi ibadet merkezi değildir.'' kararına varmışlardır. Laik bir ülkede tarafsız kalması gereken devlet, nedense bu konuda tarafsız kalamıyor.

Bizim de Türkiye'de her vatandaş gibi anayasal haklarımız var. Devlet vergisini alıken, ''Sen Alevi misin?'' diye sormuyor. Her kesimden bu vergileri alıyor. Toplanan bu vergiler bilindiği üzere toplum için çeşitli hizmetlerde kullanılıyor. Örneğin, ''Diyanet bu vergilerden yararlanabilirken, Aleviler alınan vergilerden neden yararlanamıyor?'' sorusu akıllara geliyor ve bu soru yöneltildiği anda, cevap vermesi gerekenlerden hiç ses çıkmıyor.

Diğer bir husus, Türkiye'de Alevilik seçmeli ders olarak ama Bakanlık tarafından hazırlanan kitaplarla veriliyor. Dolayısıyla bizim tanımladığımız Alevilik çocuklara okutulmuyor. Yani kabul edilecek bir durum değil bizim açımızdan.

Diyanete bağlı imamlarla dedeler arasında bir diyalog söz konusu mu?

Hayır böyle bir diyalog yok. Neden olmadığını da anlayabiliyoruz. Dedeleri inanç önderi olarak görmeyen ve cemevlerini de ibadet yeri olarak benimsemeyen Diyanet ile bir diyaloğun olması mümkün değildir. Bu şartlarda ortak bir çalışma nasıl yürütebilirsiniz. Zaten Diyanetin de bu yönde bir düşüncesi olduğunu sanmıyorum.

 

Türkiye'den Avrupa'ya 20 civarında dede gönderilmesini hoş karşılamıyoruz. Anlamadığım nokta; Hem dedeliği kabul etmiyorsunuz hem de Avrupa'ya dede gönderiyorsunuz. Bunun tek bir amacı olabilir, o da Avrupa'da yaşayan Alevi toplumunu asimile etmektir. Öte yandan bizim dede talebimiz de olmadı.

Pir ocaklarından gelen ve Hacı Bektaş Dergahı'ndan icazet alan dedelerin listesi vardır. Kim oldukları bellidir ve genelde birbirlerini tanırlar. Bu dedeler haricinde görev yapan insanları, biz dede olarak nitelendirmiyoruz. Tanımadağımız, nerde yetiştiğini bilmediğimiz insanlar dede vasfıyla Alevilere aleviliği anlatamaz.

 

 

 

İnanç, sevgiyi simgeler

 

Ak Parti Hükümeti bildiğiniz üzere açılım politikası gütmektedir. Sayın Erdoğan'ın Dersim katliamı nedeniyle, devlet adına özür dilemesi sizin için olumlu bir gelişme midir?