Koronafobiden korunma tavsiyeleri


  • Kayıt: 14.04.2020 16:34:00 Güncelleme: 20.12.2020 13:08:54

Koronafobiden korunma tavsiyeleri


İnsanlarda yeni oluşmuş olan virüs korkusu, virüsün kendisinden daha hızlı bir şekilde yayılabilmektedir. Virüsün kendisi temas ile bulasan bir hastalık olabilir, fakat bu yeni oluşan fobinin bulaşması için temasa bile ihtiyaç yok. Peki bu durumu asabilmek ya da bu korkulara kapılmamak için neler yapılabilir?


Şuan hepimizin içinde bulunduğu bu zor durumun sebebi olan Korona virüsü, Hollanda’da ilk olarak 27 Şubat’ta tespit edildi ve 2 hafta sonrasında (11 mart) salgın küresel pandemi olarak ilan edildi. Virüsün evrensel olarak yayılması, devletlerce alınan önlemler, koyulan yeni kurallar ve belirsizlik hissi çoğu insanda endişe ve korkuya sebep oldu. “Bulunduğum ülkede kaç vaka sayısı var? Ne zaman okula geri döneceğim? Ne zaman iş yerine gidebileceğim? Ya virüs bende varsa? Aileme ne olacak? Markete nasıl gideceğim?” gibi insanın kafasında birçok soru oluşmaya başladı.


Doğamız gereği güvende olduğumuzu bilmek hayati önem taşır. Bu amaçla beynimiz, neyin güvenli olduğu ve neyin olmadığı hakkında sürekli karar vermeye çalışır. Karar verilecek durum eğer bir belirsizlik içeriyorsa, beynimiz hayatta kalma içgüdüsüyle olabilecek en kötü senaryoyu varsayabilir. Bu tür düşünceler, bizim sinirli, gergin, huzursuz, endişeli, yorgun ve güçsüz hissetmemize neden olabilir. Ancak mevcut virüs durumu ele alındığında, bu düşüncelere kapılıp gidersek ve kontrolü ele alabileceğimiz konularda bir şeyler yapmazsak, korona virüsü korkusu ve etkileri korona virüsünün kendisinden çok daha hızlı bir şekilde yayılma devam edebilir.

 

Peki bu fobi nasıl bu kadar hızlı yayılıyor?


Bu korku paranoyasının yayılımını söyle açıklayabiliriz. Bu korkuya kapılmış birisi yaşamını ve sosyal hayatını olumsuz etkilemesinin yanında, sosyal medyada dayanağı olmayan paylaşımlar da yapıyor. Bu davranışlarının sebebi, bu bilgilerin doğru olduğunu ve etrafındakilerin de bu bilgiyi bilmesinin onlar için faydalı olacağını düşünmesi. Bilinç altında bu davranış, çevresini kontrol altına alıp onları koruduğunu hissettiriyor. Fakat bu davranış sonucunda, başka insanlar da bu korkuya kapılıp, ayni dayanaksız bilgilere inanarak paylaşımlarda bulunuyor. Yani bu sayede koronafobi hızlı bir şekilde yayılmanın en kolay yolunu elde etmiş oluyor. Virüsün kendisi temas ile bulasan bir hastalık olabilir, fakat bu yeni oluşan fobinin bulaşması için temasa bile ihtiyaç olmadığı görünüyor. Ve yârin bir gün korona virüsü için aşı bulunsa ve tedaviler gerçekleşebilse bile, bu yeni oluşmuş durumu, kronik korku bozukluğunu, maalesef tedavi edemeyecektir.


Bu bilgileri sizin ile paylaşarak, virüsün önemsiz olduğunun söylemek istemiyorum. Fakat bugünlerde de, her gün korona virüsünden daha fazla insan öldüren sigara ve alkolden bile daha az endişe etmemiz, mantık çerçevesinin dışında hareket ettiğimizi gösteriyor. Peki bu durumu asabilmek ya da bu gibi düşüncelere (korkulara) kapılmamak için neler yapılabilir?


  •  1.      Her şeyi bilmediğimizi ve bilemeyeceğimizi kabul etmek

 

Bilinç altımız her zaman etrafımızda ki dünyada olup bitenleri anlamlandırmak, açıklamak ve gelecek hakkında tahminlerde bulunmak istemekte. Fakat şuanda, bilim adamları tarafından ilk günden beri verilen en önemli tavsiyeler (ellerimizi sıkça yıkamak, evden çıkmamak ve sosyal mesafemizi korumak) hala değişmeyerek varlığını korumakta. Bu sebeple bir noktadan sonra her şeyi bilmediğimizi ve bilemeyeceğimizi kabul etmemiz gerekiyor.


  •  2.      Seçici olun   

Medyanın, insanın hareket ve düşünceleri üzerindeki etkisi es geçilmemelidir. Virüsün kendisi kadar, virüs ile ilgili duyduğumuz haberler de korkumuzu besleyebilir. Teknoloji yaygınlaştığından beri, insanlar haberlerde gördüklerini sanki evlerinin önünde olmuş gibi hissedebilirler. Bu da tehlike durumlarında bireylerin gereğinden fazla ve yoğun bir korku hissetmesine neden olabilir. Bilgileri, kendinize seçmiş olduğunuz Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) gibi güvenilir bir iki bilgi kaynağından almaya özen gösterin.

 

  • 3.      Yapamadıklarınıza değil, yapabildiklerinize odaklanın.     
  • Bu süreçte yapamadığınız aktiviteler, alamadığınız önlemler, içten içe sıkıntı yaptığınız durumlarda kendinizi rahatlatmak için Dünya Sağlık Örgütünün belirtmiş olduğu önlemleri takip edebilirsiniz. Böylece elinizden gelen önlemleri almış olarak korkularınızı kontrol altına alabilirsiniz.

 

  • 4.      Endişelenmenizi gerektirmeyecek nedenleri kendinize hatırlatın. Kendinize, “Kendimi güvende hissetmemi gerektiren nedenler nedir? Kötü bir sonuçtan kaçınmak için ne gibi önlemler alıyorum? Neden korkmamalıyım?” gibi sorular sorarak endişelerinize karşı koyabilirsiniz. Negatif düşünceler zincirini kırmak için korkularınızı sorgulayabilirsiniz. Daha sonra aktif olarak kullandığınız bu düşünceler, otomatikleşip zaman içerisinde negatif düşüncelerinizden baskın olacaktır.

 

  • 5.      Endişeniz ile başa çıkamıyorsanız, erkenden bir uzmandan yardım isteyin.

  • Eğer anksiyete geçmişiniz varsa veya yardıma ihtiyacınız olduğunu hissediyorsanız bir profesyonele danışmanız korkularınızla başa çıkmanıza daha fazla yardımcı olabilir. Günümüz teknolojisi sayesinde birçok psikolog tedavilere online video görüşmeleri ile devam etmektedir.

 

Psk. Emre Özkuzugüdenli

www.praktijklifem.nl
info@praktijklifem.nl
06 - 244 555 25