Hollanda'da Çocuk Yoksulluğu


  • Kayıt: 03.09.2024 06:24:29 Güncelleme: 03.09.2024 17:56:10

Hollanda'da Çocuk Yoksulluğu

Ebubekir TURGUT

Hollanda'da çocuk yoksulluğu tehlikeli bir dönemece doğru ilerliyor. Merkezi Planlama Bürosu'nun (CPB) son analizleri, 2024'te %4,7 olarak kaydedilen çocuk yoksulluğu oranının, 2028'e gelindiğinde %4,9'a çıkabileceğini gösteriyor. Bu artış, mevcut hükümetin yoksul aileleri desteklemek için yeni ve kalıcı politikalar geliştirmemesi durumunda kaçınılmaz görünüyor.

Son yıllarda çocuk yoksulluğundaki azalma, hükümetin geçici önlemleri sayesinde gerçekleşti. Özellikle, çocuk yardımı ve kira desteğindeki geçici artışlar, çocuklar arasındaki yoksulluğu genel yoksulluktan daha hızlı bir şekilde azaltmaya yardımcı oldu. Ancak, CPB’nin raporuna göre, yeni hükümet bu tür kırılgan aileler için sürdürülebilir adımlar atmazsa, çocuk yoksulluğunun tekrar yükselişe geçmesi kaçınılmaz olacak.

Hollanda Gençlik Enstitüsü’nden Ellen Donkers, seçim döneminde toplumsal güvence konusunun sıkça gündeme geldiğini hatırlatıyor. Ancak, yeni hükümetin bu konuda hangi adımları atacağı hâlâ belirsiz. Donkers, önceki hükümetin 2025 yılına kadar çocuk yoksulluğunu 2015 seviyesine göre yarıya indirmeyi hedeflediğini, ancak yeni hükümetin bu hedefi daha az iddialı bir şekilde 2024 yılı seviyesini koruma yönünde revize ettiğini belirtiyor. Bu ise, aslında hedefin geriye çekildiğini gösteriyor.

Donkers’ın da vurguladığı gibi, geçici önlemler aileler için belirsizlik yaratıyor. Bir yardım programı sona erdiğinde, bu ailelerin ve çocuklarının geleceği ne olacak? Bu belirsizlik, zaten zor şartlarda yaşayan aileler için ekstra bir yük oluşturuyor. Geçici çözümler, yalnızca kısa vadede bir rahatlama sağlarken, uzun vadede kalıcı yapısal sorunları çözmede yetersiz kalıyor.

Çocuk yoksulluğunun azaltılması ve hatta ortadan kaldırılması, sadece insani bir gereklilik değil, aynı zamanda toplumun genel refahı için de zorunlu bir adım. Bu bağlamda, hükümetin geçici çözümler yerine kalıcı ve etkili politikalar geliştirmesi, toplumsal bir zorunluluk haline gelmiştir. Uzun vadeli çözümler, çocukların geleceği için güvence sağlarken, toplumun genel refahını da artıracaktır.

Çocukların geleceğini garanti altına almak, sadece ailelerin değil, aynı zamanda hükümetin de sorumluluğudur. Geçici önlemlerle günü kurtarmak yerine, kalıcı çözümlerle geleceği inşa etmek, çocuklarımızın ve dolayısıyla toplumun geleceği için hayati önem taşıyor.