Baki, genç bir adam… Hayatı, çoğu insanın bırakın yapmayı, düşünmekten bile ürktüğü bir mesleğin etrafında şekilleniyor. Kimsesizlerin, sahipsiz cenazelerin son yolculuğuna hazırlanmasında gönüllü bir gassal olarak görev yapıyor. Ancak bu görev, onun zihninde giderek büyüyen bir soruyla derinleşiyor: “Ben ölünce beni kim yıkayacak?”
Baki, bir gün bu düşüncenin yüküne daha fazla dayanamayarak hayatını sorgulamaya başlar. Kendi yalnızlığı ve toplumdan kopukluğu, onu başka bir yola sürükler. Sosyalleşmeye, insanlarla bağ kurmaya, toplumun içine karışmaya karar verir. Fakat bu süreçte, yıllarca uzak durduğu ilişkilerin ve sosyal çevrenin aslında yüzeysel ve anlamsız olduğunu fark eder.
Kendi cenazesinde ona son görevini yapacak birini bulma çabası, Baki’yi daha derin bir yüzleşmeye götürür: Yaşadığı tüm kaygıların, içini kemiren huzursuzluğun temelinde ölüm korkusu yatmaktadır. Bu yüzleşme, onun geçmişte yaşadığı travmalarla hesaplaşmasını da beraberinde getirir.
Gassallar, hayatlarını ölümle iç içe geçiren insanlardır. Her gün onlarca bedeni yıkayıp temizler, kefene sarar ve ebediyete uğurlarlar. Günlerinin büyük bir kısmı, “gasilhane” denilen o soğuk ve sessiz odalarda geçer. Ancak işlerinden uzaklaştıklarında, sıradan bir soruyla baş etmekte zorlanırlar: “Mesleğiniz ne?” Bu soruyu cevaplamak, toplumun önyargılarıyla yüzleşmek anlamına gelir.
Bu etkileyici hikaye, 2024 yılı yapımı ve Tabii platformunda yayınlanan Türk internet dizisi Gassal ile izleyiciye aktarılıyor. Başrolünde Ahmet Kural’ın yer aldığı ve 10 bölümden oluşan bu diziyi bir çırpıda izledim ve hayran kaldım. Hayat, ölüm ve insan ilişkileri üzerine düşündüren bu yapımı kesinlikle tavsiye ederim. Gassal, sadece ölümle değil, aynı zamanda hayatla da yüzleşmek için güçlü bir davet sunuyor.