Sizde Mülteci Olabilirdiniz


  • Kayıt: 20.07.2019 23:52:00 Güncelleme: 20.12.2020 13:08:10

Sizde Mülteci Olabilirdiniz

 

Türkiye’de olmak, Türkiye’nin havasını koklamak, o yaşanan ülkeyi dışarıda yaşayan biri olarak anlamak ve anlamaya çalışmak. O kadar da kolay olmasada, dışarıdan sadece boyalı medya ile   Türkiye’yi anlamak mümkün değil.

 

Bire bir yaşamak


Evet, her ne kadar eşit şartlarda olmasada, misafir olanların çokta ekonomik ve sosyal kalıcı bağlarımız olsada Türkiye’yi anlamaya çalışıyoruz. Bazen  doğduğun vatanı, doyduğun yeni vatanla karşılaştırmakta, her iki ülkeyi iyi bir şekilde anlamakta en güzel bir doğallık.

 

Son yıllarda gelişen anti mülteci akımı


Evet, Türkiye ve Türk halkları  tarihler boyunca son 200 yıl yoğun bir biçimde mülteci akımlarıyla iç içe yaşayan bir toplum. Onun içindirki mültecileri misafir olarak kabül eden misafirperver kadim Anadolu halkı. Var olan yarım ekmeğini ve aşını mültecilerle paylaşmasını çok iyi becerebilen saygın bir Anadolu halkı.

 

Türkiye bir göç ülkesi mi?


Göçle, göçmenlikle ve mültecilerle tanışmamız yeni değil. Türkiye’ye her yüzyılda göçler olmuş ve olmayada devam edecektir. Son 200 yılda, Türkiye’ye toplu göçlere bir bakarsak; 1864'te yaşanan Çerkez göçü ve Osmanlı topraklarında iskanından tutun da, Bulgaristan'ın 1984-1989 yılları arasında Türklere yönelik uyguladığı asimilasyon politikasından kaçan yaklaşık 350 bin kişinin zorunlu göçünü gözlerimizle görme nasip oldu.


Daha sonları İran rejiminden kaçan İranlı’ları, ırak’lıları ve bugün 3 milyon 600.bini bulan Suriye’liyi ve Afganlı’yı ağırlamaktayız. Belki yarın Yemen iç savaşından kaçan Yemenli’lileri.

 

Anlamakta zorluk çekiyorum


Bazen bir bakıyorum her görüşten, birbirine benzemeyen uçlardan ve her siyasi yelpazeden insanın Türkiye’de yaşayan göçmenlere karşı gelişen anti mülteci ve göçmen tepki kültürüne ve edebiyatında bir birlik görüyorum.


Geçmiş yıllara göre mültecilere karşı tepkiler çığ gibi büyüyerek, sosyal barışı ve toplumsal misafirperverliğimizi tehdit eder bir hal almış bulunmakta. Tabiki mülteciler iş pazarında Türkiye ‘de yaşayan genç neslin daha çok işsiz olmasını ve işçi üçretlerindeki gerçekçi artışı engelliyor. Ucuz istihdam yaratıyor ve reel ekonomide gelirin büyümesini engelliyor.

 

Tabiki ekonomiye, sosyal yaşama katkıları olmasına rağmen kiraların artmasına ve yaşanan mahalle ve şehirde güvenlik sorunu yaşanmasına sebeb olmaktalar. Bu tespitler şehirdeki nüfus ve mülteci sayısıyla da orantılı olmakta.


Düşünün, son yıllarda mültecilerin göç ve zengin Avrupa ‘ya yerleşme hareketi ve umutsuz devam eden iç savaşlar mültecilerin Avrupa’ya göçünü engelleyen ırkçı ve İslam karşıtı popülist politik hareketleri güçlendirdi ve iktidar olma umutlarını artırdı.

 

Yine orta yolu bulmak gerek


Evet, o yaşanan bütün ülkelerde devlet kurumları tedbirlerini almalı ve gereken çalışma ve koordinasyon ile mülteci sorunlarını ülkenin gündemine almalı ve birlikte yaşam için çözüm yolları aranmalıdır.

 

Yeni Bir Göç ve Göçmen Bakanlığı…


        Evet, doğduğumuz ülke Türkiye’de yeni politikalar ve Göç ve Göçmen   ​Bakanlığı gerekli. Artık Türkiye bir göç ve göçmen ülkesi.


Değişik kültürden de olsa, dilleri, adetleri ve gelenekleri bizlere benzemesede o göçmenleri anlayış içinde geleneksel misafirperver kültürümüzle birlikte barış ve sevgi içinde yaşamak gerek.


Memleketimiz Türkiye, onlara ve bizlerede yeter. Önemli olan ortak ve birlikte yaşama iradesine sahip olunduğu takdirde, var olan dünya sorunlarımızı çözerek birlikte neden mutlu ve refah içinde yaşamayalım ?

 

Sevgilerimle

Nejat Sucu