Kendini Hollandalı Hissetmek…
Yaşadığı ülkeyi ve birlikte yaşadığı ülkenin insanlarını sevmek gerektiğini söylediğimde, uzun yıllar sonra keşfetmiş birisi olarak çok zaman anlaşılmadığımı düşündüm.
80’lı yılların başları, Konya Ereğli’den bir Arif ağabey vardı. Kendisi Hollanda Sulh Mahkemesine çıkarak Hollanda tabiyetine kabül etmişti. Mahkemede Hollanda’yı ve Hollandalıları çok güzel bulduğunu söylemişti.
O diğer Türklerin gözünde “Gavur “olmuştu. Ona Gavur diyenler daha sonra teker teker birer Hollanda tabiiyetini kabül ettiler. Bugün 400 bin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşından 350 bini Türk vatandaşlığının yanında aynı zamanda Hollanda vatandaşı.
Öncelik Hollanda mı olmalı ?
Eksiksiz uyum ve tam vatandaşlık ( Volwaardig burgerschap ) herhalde ilk öncelik yaşanan Hollanda olmalı. Tabiki bireysel engeller, ötekileştirme sorunların en önemlisi kendini tam vatandaş hissetmeme olmalı. Evet, Hollanda kamu düzeni sana birinci sınıf devlet hizmetlisi görevi vermesine rağmen Hollandaýa bağlılıkta bir Hollandalı gibi söylemlerimiz ve eylemlerimiz ile gösteremediğimiz zaman tam vatandaş olmada sorunlar yaşıyoruz.
Sessiz bir çoğunluk
Sessiz bir çoğunluk, sesi duyulmasada, sessiz kalsada tercihini yaparak kendini Hollandalı hissetmeye başladı bile. Birilerinin bunu kabül etmesede, verilen demeçlerle , Türk kimliğini korumak gerektiğini söylesede, toplum içinde kabül ve tam vatandaşlık için tercihlerin yapıldığı kesin.
Su akar, yolunu bulur misali, Hollanda Müslüman Türk toplumu su misali yolunu bulacağından hiç kuşkum yok. Bunun adına istersek entegrasyon, istersek asimilasyon diyelim o aşamada çokta önemli olmayacaktır.
Sağlıcakla kalın.
Nejat Sucu
