Ağlamayan Çocuğa Süt Vermezler!..
Hollanda’da var olan bir politik gelenek vardır. Var olan finans problemlerini ilk önce gündeme getirmek, senden olmayan sebeplerden; rekabetten, arz ve talepten, pazardaki ve fiyatlarda artışlardan ve hatta olmazsa geçmiş yönetimlerin sorumsuz politikalarından kaynaklanan bir bütçe açığının olduğu lobi faaliyetleri ile hükümetlere ve basına anlatırsın.
Vergi veren vatandaşlarda kendilerinin ödemeden Devlet bütçesinden ve gelecek yıllarda ayrılan bütçeden pay verilmesine destek verirler ki kendi çöplerinden direk belirli bir vergi çıkmasın diye.
Kurumlar yine bu Korona krizinden pay aldılar
Evet, bütçeleri yetersiz olan, bütçe açıkları olan kurumlar bu yeni Korona önlem tedbirleri ile yeniden ek bütçe aldılar.
Yazılan raporlarda ve kayıtlarda verilen hizmeti, sayılar ve hizmetin ulaştığı hedefler bir bir anlatılır ama bir türlü var olan sos- ekonomi ve istihdam sorunu bitmez.
Ya biz göçmenler
Aslında doğmamış çocuğa ad koymaya benzer. İlk önce bizlerin var olan aktüel ve geleceğimize yönelik bilimsel araştırmalar yapacak kurumlarımız yok. O zaman Hollandalı kurumlar bunu kısmen ve kendi istedikleri yönede doldurmaktadırlar.
Neden, niçin, ne kadar ve ne zaman gerekli olduğunu belirleyecek ve isteyecek, yürütecek etkili ve yetkili kurumlarımız yok. O zaman belirgin bir sonuç çıkıyor?
Ağlamaya dermanımız ve gücümüzde yoksa
O zaman artık ağlamak yerine, uyum sağlayarak var olan genel olanaklardan faydalanan ve kaliteli bir yaşam isteyen bir yeni nesille karşı karşıya bulunuyoruz.
Aslında bu grub “Asimile “olma yolunda acil adımlarla ilerleyen egoları güçlü bir bireyler topluluğu.
Orhan Kemal Kanık ne güzel tarih etmiş bu grubu”Cımbız“;
Cımbızlı Şiir
Ne atom bombası
Ne Londra Konferansı
Bir elinde cımbız,
Bir elinde ayna;
Umurunda mı dünya!
Ne olursa ol, nasıl yaşarsan yaşa, yeter ki ortak olan barış ve güvenli yaşama saygılı ol. Yaşamda mutluluk ta ortak paylaşılan dır.
Nejat Sucu
