Hollanda’da son yıllarda, Enerji üretiminde Kömür, Gaz ve Petrol gibi fosil olan enerji kaynaklarının yerine Rüzgar ve Güneş enerjilerine yönelmiş bulunmakta.
İlk başta doğal enerji kaynakları gayet sempatik geliyor ama birde gel var olan yapılan yatırım ve ilk andaki sonuçlarına bakalım.
Rüzgar enerjisi ve Rüzgar değirmenleri ses kirliliği yapmakta ve çevredeki ikamet edenleri rahatsız etmekte Bunun yanında kuşların ölümüne sebep vermekte.
Güneş enerjisi ise;
Son günlerde Almelo şehrinden Amsterdam‘a giden A1 Karayolu çevresinde yüzlerce dönümlük Güneş enerjileri panellerinin tarlalarının oluştuğunu görmeye başladım.
Göze hoş gözükmeyen, Hollanda gibi düzlük bir ülkede cam panellerde kaplanmış yüzlerce dönümlük yeşil alanı.
Görsel çirkinliğin yanında bazı sorunlarında yanında getiriyor.
Ekilip biçilmeyen tarım alanları demek!
Doğal flora ve fauna gibi çeşitlikte ne kadar sağlıklı?
Güneş panellerinin iklim değişikliğini ve sıcakların artmasına sebep olabilir mi?
30 yıl sonra, panellerin altında bulunan toprak, ne kadar verimli olabilir?
Toprak zehirlenmesi demek daha az gıda üretimi demek?
Bu şekilde verimli toprakları nasıl olurda gıda üretemez bir duruma getiririz.
Velhasıl, sorun kalıcı olacağa benzer. Birde kullanılan malzemenin tekrar kullanımına dönüşmesi ve çevre kirliliği.
Bizde bir söz var “Yağmurdan kaçarken doluya tutulmak diye.“
Çözüm nedir o zaman?
Çözüm gayet basit; Çözüm az üreterek gerekli olduğu kadar tüketmek. Her on yılda bir değilse de, bir ömür ve 3 ömür mobilya ve konut kullanabilmek. Üretimi paylaşım ve yeni kullanıma uygun hale getirebilmek neden çözüm olmasın. Tabiki insanın üretme, tüketme, kar ve sahip olma hırsı buna izin verirse.
Saygı ve sevgilerimle,
Nejat SUCU
