Köprü atmak ve yeni bir köprü kurma benim görevim olmasa, ben uzun yıllar Müslüman – Türk göçmen toplumu ile birlikte yaşadığımız Hollanda toplumu arasında toplumsal köprüleri atma görevini yüklendim. Biz Felemenkçe’de bu işe; bruggenbouwer veya intermediair diyoruz.
Bazen, kendi hizmet verdiğim görevim, bazen bir kurum ve yerel yönetim birimlerinden olan Almelo belediyesinden, Hollanda Doğu bölgesi Devlet Su İdaresine kadar uzanan bir köprünün sütunları misali görev almaya çalıştım.
Ben çokta iddialı olmadan, yeterli bir başarı, 10 ‘dan 6’yı ( voldoende ) ulaşmayı hedefleyerek görevimi yapmaya çalıştım.
Kimseyi değerlendirmek mümkün değil!
Zamanla Müslüman Türk göçmen toplumu değişti. Bir kısmı kendini, Hollandalı’dan çok Hollandalı ve Kraldan çok Kralcı olduğunu düşünerek ve uygulamaya çalışarak toplumsal akülltürasyondan, entegrasyondan sonra kendimizi asimilasyon oluşumunun içinde bulduk.
İçinde bulanan ama bulunduğunun farkında olmayan bir toplumsal değişim. Doğal olan bir değişimle, değişmediğini inkar eden ve görmeyen bir toplum.
Hollanda’da yaşayan 500 bin Müslüman–Türk göçmeni
Toplum olarak kimseye benzemeyen, Hollanda‘da kalıcı olduğumuz bir döneme girdik. Var olan sancıların yanında, gerekli olan tavsiye ve birlikte konuşabileceğimiz ve yeni köprüleri atabileceğimiz bir ortam gerekli. Yeniden normalleşme ile, Eylül’de toplumsal köprüleri kurmak ve atmak gerek.
Bizden olsun köprülerini atamayan kurum ve kurumlar, bize, gençlere, kadınlara ve ilk jenerasyon olan dede, anne ve babalara verimli ve kalıcı ulaşmaları mümkün değildir.
Nasıl bir köprü atalım?
Öyle bir köprü atalım ki, temelleri sağlam ve uzun ömrü 100 yıl olsun bu köprülerimizin. Yeni bir yılın başarı ve mutluluk getirmesi dileğimle.
Nejat SUCU
Social Worker
