Evet gençlik yıllarımız Hollanda’da bu günkü gençlerin yaşamlarına benzemiyordu. Yaşam daha sosyal, yardımsever paylaşımcı ve ucuz idi. Anne ve babanın yanında sabit giderlerimiz de tabiki azdı.
Bize öğrettikleri
Yaşam her şeyin para ve kazanç olmadığını, kazanmadan ve kazanç yapmadan da insana ve topluma hizmet ederek iyi insan ve vatandaş olacağımızı öğrenmiştik.
İyiki öğretmişler ve benim ve insanların bu bir yaşam felsefesi ve değerli bir kültürel etnik ahlakı yüce değer olarak devam ederek kişiliğimize değer kattı.
Yıllar geçti ve yaşamda ve Hollanda sosyal devlet sisteminde daha katı kuralcı Liberal ve Kapitalizmin öne çıktığı bir varsıl tüketim toplumuna dönüştü. Zengin ve lüks yaşam Hollanda’da egoları ve bireyciliği daha güçlendirerek sosyal toplumdan katılım toplumuna geçti.
Altta kalanın canı çıksın dersen, gerçekten altta kalanlara en asgari bir yaşam sahip olmaları toplumsal kabul buldu.
Paranın bütün değerlerin önüne geçtiği bir zaman
Bütün evrensel değerlerin, insancıl ve kaliteli bir yaşam hakkının önüne, ticaret, ve para geçti. Zamanla uyum sağlamayanlar dışarıda kaldı. Birde parayı ve kapitali sevmeyen kalmadı.
Eski bir Kömünüst
Bir zamanlar Hollanda Kömünüst Parti’sinin ( De Communistische Partij van Nederland/CPN, 1909-1990) .seçim proğramlarını ve tanıtımını yapan Hans’ı yıllar sonra gördüğümde onunda Neoliberalizme teslim olduğunu 70 bin avroluk arabaya bindiğini ve bir belediyede müdürlük görevinden 5 bin avro kazandığına şahit oldum. Artık kendisinin sınıfı değişmişti.
Son bir sorum vardı kendisine. Seçimlerde Yeşil Sol’a (GL) oy veriyor musun? Ona da cevabı şüpheli idi. Kesin evet diyemedi?
Yaşamın balansı
Biz yine her yaptığımız hizmette kazancı ve parayı düşünmeden, sofradaki ekmeğide( Brood op de plank) unutmadan yaşamın balansını bulmaya çalışarak her istediğimizi değil, bize uygun olan hizmetleri yapmaya çalıştık.
Yapabildiklerimizin yanında tabiki yapamadıklarımızda var. Çok zaman bugün size uygun görülen hizmetler yarın uygun olmayabilir.
Onun için geçmişe takılmadan , o zamanın sunmuş olduğu olanakları iyi değerlendirerek kendimizle barışık, huzurlu ve var olan mutluğu bulduğumuz zaman yeni umutlar depolayarak yaşamak gerekiyor.
Belliki bunları yazabilmenin bile şartları var. Belkide yaşadığımız ülke Neo–Sosyo liberalist Hollanda’nın var olan bireysel özgürlüğü ve sunduğu olanaklardan kaynaklanıyor.
Sevgilerimle,
