İnsanın ilk var oluşundan bu yana, yaşamını devam ettirebilmesi için gereken çabayı bizler daha sonra meslekler icat ederek, eğitim kurumları ve üniversiteler kurarak bedensel ve zihinsel gösterilen hizmete de çalışma dedik.
Çalışmada her zaman olmasa da, çoğu zaman elde edilen, yenen, içilen ve artı değeri olan bir üründe vardır. Çalışmak toplumların geleceği, huzurlu, refah, varsıl, kaliteli ve yeni çağın gelişmelerinde var olabilmek için çok önemli oldu. Daha sonra çalışılarak üretilen meta bir artı değer, ürün, fikir, proje, kitap ve matbua bir karşı değeri oldu.
Güzeli arayan Aşık.
İnsan aslında kendi bilmediği ve ulaşmak istediği hülyasını arayan, hiçbir zaman kendi komplekslerini ev egolarını tatmin edemeyen bir insanoğlu var 21. Yüzyılda. Alp dağlarından geçen, sınırda Mısır tarlalarında çamura batarak kaçak yollardan Avrupa'ya yerleşen ilk nesil sahip olmak istediklerinin 10 katına sahip oldular ama yine istenen mutluluğu ve huzuru bir türlü bulamadılar ve yakalayamadılar. “Onlar mutluluğun arkasından koştukça mutluluk onlardan uzaklara kaçtı “
Huzur sahip olunan mı ?
Tabii ki huzur ve mutluluk sahip olunan eğitim, mal ve mülkte değildir ama, sahip olunan olanaklar aile, çevre yaşamın daha kaliteli ve daha az sorunsuz yaşamımızı sağlayabilir. Gelir durumu yüksek Hollandalılar dar gelirlilere göre, 8 yıl daha uzun ve kaliteli yaşadıkları belirlenmiştir.
Mutlu bir yaşam için.
Belki mutlu bir yaşam bireyle özleşmiş, kendisiyle barışık ve kendisinin mutlu olduğu kadar çevresine de mutluluk enerjisi verebilmesidir. Mutluluğun tanımı ve nasıl mutlu olduğunu insanoğlu tarihler boyunca aramış ve aramaya da devam edecektir.
Mutluluk soyut bir duygu ve kavram mıdır ?
Aslında mutluluk duygusu soyut ( abstract ) olan bir duygudur. Gözle görülmediği, elde tutulmadığı için anlatmak, yazmak ve mutluluğu uygulamak o kadarda kolay olmasa gerek. Bir avuç dolusu suyu düşünün, onu o susuzluğumuzda içmezsek, parmaklarımızın arasından dökülür gider. Mutlulukta avucumuzun içindeki susuzluğumuzu gideren bir su gibidir.
Özgür birey, özgür yaşam...!
17 milyon 600 bin vatandaşı olan, milli geliri ve hasılatı 900 milyar avro’yu bulan Hollanda'da insanların mutlu olduğunu düşünebiliriz.
Peki neden, 30.000 evsiz ve barksız var. Neden 3 milyon Hollandalı yalnız yaşıyor ?. Neden boşanma oranı her geçen gün artarak rekor düzeye ulaştı ? Bugün, 1 milyondan fazla Hollandalı antidepresan ilaçları kullanıyor. Bunun yanında madde kulanım oranı büyük şehirlerde yüksek düzeyde. Cinsellikte özgürlükte sınır tanımayan Hollanda’da cinsel tercih ve mutlu cinsel yaşam büyük bir sorun olarak karşımıza çıkıyor.
Biz göçmenlerde, Hollanda’lıya benzedik...!
Birçok alanda, geçen son 60 yılda Hollanda yaşamına iyi bir şekilde entegre, adapte, asimile ve intikal ettik. Yeni bir yaşam ve uyumla birlikte Hollanda’lılara benzemeye başladık bile. Hollanda Merkezi İstatistik Bürosunun ( CBS ) son araştırmalarına baktığımda göçmenlerdeki boşanma oranının Hollanda ‘lı emsallerini yakaladığını görebildim.
Demek oluyor ki insanoğlu daha mutlu olma yolunu bulamamış. Zenginlik ve Avrupa’da yaşama, gelecek güvencesi, sahip olunan zengin yaşam insanı mutlu etmeye yetmiyor. Denemek gerek. Evet mutlu olmayı denemek gerek. Mutsuz bir yaşamdan mutlu bir yaşamı denemekten kaybedeceğimiz yok.
Mutluluğu arkasından koşarak yakaladığımız zaman bir anlık ta olsa, tadacağımız ve kana kana içeceğimiz bir“ Mutluluğumuz “var. Ben yine sizlere mutluluk dolu bir yaşam dileğimle hoşçakalın diyorum.
